“Yangına müdahale edilmezse ekolojik tahribat geri dönülemez noktaya gelecek”

HABER MERKEZİ – Kürt illerinde yaşanan yangınların askeri operasyonlardan kaynaklandığını kaydeden Ekoloji Birliği, ekoloji mücadelesi için tüm kurum, kuruluş ve kişilere çağrıda bulundu, “Yangına müdahale edilmediği takdirde toplumsal, ekonomik ve ekolojik tahribatlar geri dönülmez bir noktaya gelecektir” dedi.

Dersim’de savaş uçakları ve helikopterlerinin bombardımanı ile top atışları sonucu çıkan yangın iki haftayı aşkın bir süredir büyüyerek devam ediyor.

Bugüne kadar değişik bölgelerde on binlerce hektarlık yeşil alan yangın dolayısıyla kül olurken, yaban yaşam da bundan zarar gördü.

Dersimlilerden yangına sessiz kalan ‘çevrecilere’ tepki, valiye çağrı

Ekoloji Birliği de “Ülke yangın yeriyken bayram yapılmaz” başlıklı bir açıklamayla yangının söndürülmesi için yaşam savunucusu kurum, kuruluş ve kişilere mücadele çağrısında bulundu ve ekledi:

“Yangına müdahale edilmediği takdirde toplumsal, ekonomik ve ekolojik tahribatlar geri dönülmez bir noktaya gelecektir.”

“Sadece toplumsal değil ekolojik bir yıkım”

Açıklamada, Dersim, Mardin, Hakkari, Şırnak, Diyarbakır ve Bingöl illerinde yaşanan ve devam eden orman yangınlarının aktivistlerin ve gönüllülerin hazırladıkları raporlar ışığında askeri karakol ve noktalara yakın ormanlık alanların yandığının tespit edildiği belirtildi.

“Operasyonlar ve çıkan çatışmalarda ateşli silahlar kullanıldığından dolayı ormanlar yanmaktadır/yakılmaktadır” denilen açıklamada, yerel halka göre yangınların sebebinin “bölgenin insansızlaştırılması” olduğu bildirildi.

“Bölgede devam eden çatışmaların olumsuz etkileri sadece toplumsal olmayıp birçok ekolojik yıkıma da sebebiyet vermiştir” sözlerinin kaydedildiği açıklamanın bir bölümü özetle şöyle:

“Dersim’de orman yangınlarının yaşandığı bölgelerde halk köyleri boşaltmak zorunda kalmaktadır. Orman yangınlarının neden olduğu duman ve gazdan olumsuz etkilenen insanlar hastaneye kaldırılmıştır. Birçok hayvan yangından dolayı yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalmaktadır.

Diğer yandan yangınlardan dolayı bölgedeki ekosistem geri dönülmez bir şekilde tahrip edilmektedir. Yangının yaşandığı bölgelerde askeri engellemeleri aşıp yangına müdahale eden yerel halk birçok endemik bitki ve hayvan türlerinin yandığını tespit etmiştir. Dersim yaylalarında geçimlerini hayvancılık faaliyetleri ile sürdüren bölge halkı hem maddi hem de manevi zarara uğramaktadır. Ayrıca Dersim’de yerel halk tarafından kutsal kabul edilen mekânların da yanma tehlikesi bulunmaktadır.”

“Devlet, bütün olanaklarıyla bu yangınlara bir an önce müdahale etmelidir. Ülkenin herhangi bir yerinde ormanlar yanarken seyirci kalmak, görmezden gelmek vicdansızlıktır, hukuksuzluktur. Devlet kurumları ise görevi ihmal ve Anayasal suç işlemektedirler. Devlet Anayasaya göre ormanları korumak zorundadır. Ülkenin ormanları, o ormanlardaki canlı cansız varlıklar yanarken, ülke yangın yeriyken bayram yapılmaz!”

Temelli: Barışın yolu, içimizdeki yangını söndürmekten geçer

Dersim’de orman yangını sürerken, konuya ilişkin bir çağrı da HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’den geldi.

Yangına ısrarla müdahale edilmediğini vurgulayan Temelli, “Bütün bu yangınlara müdahale etmemelerinin nedeni düşmanlıktır. Barışın yolu, içimizdeki yangını söndürmekten geçer” dedi:

“Bakan beni arıyor. İlgileneceğini söylüyor ama ilgilenmiyor. Müdahale etmemeleri siyasi bir karardır. Bizim vergilerimizle alınmış uçakları bizim yangınlarımızı söndürmek için kullanmıyorlar. Kulp yanıyor, Cudi yanıyor, Dersim Yanıyor. Bütün bu yangınlara müdahale etmemelerinin nedeni düşmanlıktır. Barışın yolu, içimizdeki yangını söndürmekten geçer.”