Ana SayfaGüncelTutuklu avukatların davasında duruşma yeri Silivri’ye taşındı

Tutuklu avukatların davasında duruşma yeri Silivri’ye taşındı

HABER MERKEZİ – ÇHD ve HHB üyesi 17’si tutuklu, 20 avukatın yargılandığı davanın ilk duruşması dördüncü gününde savunmalar ile devam etti. Tutuklu avukatlardan Şükriye Erden, “Mağdurların, mazlumların, sendikaları basılan, işi emeği için direnen işçilerin avukatlığını yapıyoruz” diye konuştu. Mahkeme heyeti, duruşmanın yarın Silivri’de görülmesine karar verildi.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi 17’si tutuklu 20 avukatın yargılandığı davanın duruşması dördüncü gününde devam etti.

Bakırköy’de bulunan İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ilk olarak tutuklu avukat Barkın Timtik, savunma yaptı.

İddianameyi “sözde” olarak tanımlayan Timtik, “Öyle bir hukuk tanımazlık, öyle bir haddini bilmezlikle hazırlanmış ki evlere şenlik” dedi:

“Bizi serbest çalışmakla, bağımsız olmamakla suçluyor. Halkın hak mücadelesinin devlete karşı verildiğini, bağımsızlığın devlete bağlı olmadığını anlattığım, avukatların müvekkillerinin hak ve özgürlüklerinden yana taraf olduğunu bilmeyen bir cehalet karşımızdaki. Üstelik savcı kendi bilmezliğine suç elbisesi giydirip karşımıza çıkarmıştır.” 

‘Avukatı olarak yüzlerce açıklama yaptım’

Ardından savunma yapan avukat Aycan Çiçek, halkın avukatlığını yaptıkları için tutuklu olduklarını söyledi. İddianamede kendisiyle ilgili suçlamalara değinen Çiçek, “İddianamede Berkin Elvan için yapılan eyleme katıldığım yazıyor. Ben Berkin için eyleme katılmadım. Berkin’in avukatı olarak yüzlerce açıklama yaptım” dedi.

12 Eylül 2017 yılında işkenceyle gözaltına alındıklarını söyleyen tutuklu avukat Şükriye Erden de “Sizleri rahatsız eden avukatlık pratiğimiz” dedi.

Erden, konuşmasının devamında şu sözleri kaydetti:

“Bizler halkın avukatlarıyız. Mağdurların, mazlumların, sendikaları basılan, işi emeği için direnen işçilerin avukatlığını yapıyoruz. OHAL ile içinden atılan kamu emekçilerinin, Nuriye ve Semih’in avukatlığını yapıyoruz. Bu güzel ülke için çevre davalarını takip ediyor, mağdur ailelerin avukatlığını yapıyoruz. Emperyalizme karşı bağımsızlık faşizme karşı demokrasi mücadelesi veren devrimcilerin avukatlığını yapıyoruz.”

Avukat Erden, savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesine ilişkin ise şu sözleri kaydetti:

“Savcınızın en çok sorduğu soru Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesi eylemidir. Bir kez de benim ağzımdan dinleyin, biz de tarihe not düşmeye çalışalım. Hakkımdaki haberlerde 08.30’da girdiğim, silahları soktuğum keşif yaptığım söyleniyor. Oysa adliyeye 09.30’da geldim. 13. ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmam vardı. Aynı gün ÇHD’nin basın açıklamasına katıldım. Kaleme gittim, adliyeden çıkacakken telefonum çaldı. Telefonu açtım bakmadan, Başsavcıvekili Hasan Bölükbaşı aradı. ‘Arabulucu olmanız için rica ediyoruz’ dedi. Şaşırdım, ‘Ben ne anlarım?’ dedim. Arkadaşlara ‘ben asla yapamam’ dedim. Ben yapamam derken Savcı Bey bir daha aradı ve beni bizzat kendisi aldı, ikna etmeye çalıştı. Israrla beni yukarı çıkarmak istedi. ‘Baro başkanı gelecek, Sezgin Tanrıkulu gelecek’ dedi. Birlikte baro odasına girdik, ÇHD’li arkadaşlarla karşılaştık. Bütün hikaye bundan ibaret ama bugün karşıma böyle iddialar çıkarılıyor. Siz zorla müdahil ettirip, sonra beni yargılama ve gardiyanların dahi önyargısıyla karşılaştırıyorsunuz.”

Dava yeri Silivri’ye taşındı

Erden’in savunmasının ardından mahkeme heyeti, duruşmaya katılacakların kalabalık olabileceği ihtimalini değerlendirerek, duruşmanın yarınki celsesinin  Silivri’deki duruşma salonunda görülmesine karar verdi.

Avukatlar ise karara itiraz ederek duruşmanın aynı yerde görülmesini talep etti. Avukatların itirazını değerlendirmek için mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.

Verilen aranın ardından duruşmanın yarın Silivri’de görülmesine karar verildi.

Previous post
Sistematik şiddete karşı özsavunma uygulayan Öztürk için savcı ‘meşru müdafaa’ dedi
Next post
Cumhuriyet: Neyin kavgası? - Emre Tansu Keten