2 yıldır tutuklu, durumu kötüleşiyor: ’Sise Bingöl acilen tahliye edilmeli’

HABER MERKEZİ – Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutuklu Sise Bingöl’ün durumunun gün geçtikçe kötüleştiğine dikkat çekerek, acilen tahliye edilmesini talep etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nin verilerine göre 402’si ağır olmak üzere bin 154 hasta tutuklu cezaevlerinde bulunuyor.

Bu ağır hasta tutuklulardan biri de Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sise Bingöl.

Yaşlı olmasından dolayı algılama yeteneğini kaybetmiş olan Bingöl, mide, şeker, astım, tansiyon gibi hastalıklarıyla mücadele ediyor.

Tek başına yaşamını sürdüremeyen Bingöl, diğer tutukluların yardımıyla günlük ihtiyaçlarını giderebiliyor.

Bingöl için Muş Devlet Hastanesi’nce verilen raporda “Sağlığının cezaevinde kalmaya elverişli olmadığı” tespiti yapıldı. Ancak buna rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu’nca (ATK) verilen raporda “Cezaevinde kalmasının hayatı için tehlike arz etmediği” denilerek tahliyesi engellendi.

Son olarak kendisiyle görüşen İHD’li Dora Şeker, Bingöl’ün yaş ve hastalığından kaynaklı durumunun kötü olduğunu, çocuklarının ismini dahi hatırlamadığını vurguladı.

‘Acilen tahliye edilmeli’

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi de dün Sise Bingöl’ün durumuna dikkat çekmek için İHD binası önünde bir açıklama yaptı.

Çok sayıda insan hakları savunucusunun katıldığı açıklamada konuşan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, hastalıkları nedeniyle Bingöl’ün doktor kontrolü altında tutulması gerektiğini, ancak bazı hastalıklarının rapora bile işlenmediğini kaydetti.

Muş E Tipi Cezaevi’nden Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderilen Bingöl’ün, uzun mesafeyi 3 gün boyunca elleri kelepçeli ve sağlıksız koşullarda geçirdiğini belirten Çevirmen, şu çağrıda bulundu:

“Sise Bingöl’e cezaevinde aynı koğuşta kalan arkadaşları bakıyor ve kendi yaşamını tek başına devam ettirmekte güçlük çekmesine neden olan hastalıkları ve yaşı sebebiyle acil olarak tahliye edilmesi gerekmektedir.”

Çevirmen, yüzlerce ağır hasta tutuklunun her an yaşamını yitirebileceğini vurgulayarak, “Cezaevlerinde süreklileşen hak ihlalleri, yaşam hakkının önündeki en büyük engel olan sağlığa erişim hakkının neredeyse ortadan kaldırılması ile binlerce insan yaşam tehlikesi altında bulunmaktadır” dedi.