Ana SayfaGüncelAnter Davası: ‘Yeşil’in tanık koruma kapsamında olup olmadığı araştırılacak

Anter Davası: ‘Yeşil’in tanık koruma kapsamında olup olmadığı araştırılacak

HABER MERKEZİ – Musa Anter cinayeti ve JİTEM Ana Davası’nda tanık olarak dinlenen eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, “’Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın yaşadığını biliyorum ama nerede yaşadığını bilmiyorum. Sağlık problemleri olduğuna dair bilgi geldi” dedi. Mahkeme heyeti, Yıldırım’ın tanık koruma kapsamının araştırılması talebini kabul ederek, duruşmayı 20 Mart 2019’a erteledi.

Musa Anter cinayeti ve JİTEM ana davası dosyalarının birleştirilmesi sonrası yapılan yargılamanın dokuzuncu duruşması, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

16 sanıklı davanın duruşmasını sanık ve müdafi avukatların yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Abdullah Koç, Hafıza Merkezi temcilcileri, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) temsilcisi gazeteci Erol Önderoğlu izledi.

Kimlik tespiti ardından dosyaya gelen bilgi ve belgelerin okunmasıyla başlayan duruşmada ilk olarak tanık Serdar Ekingen beyanlarını sundu.

Tanık Ekingen: Miroğlu ısrarla ‘ben götüreceğim’ dedi

Ekingen, Musa Anter’in öldürüldüğü güne dair şu ifadelerde bulundu:

“Diyarbakır Belediyesi’nde kültür müdürlüğünde çalışıyordum. Musa Anter Diyarbakır’a gelmişti. Musa Anter’in kültür etkinliği için geldiğinde iki gün boyunca onu götürüp, getirdim. Katledildiği tarihte ben belediyede çalışıyordum. Belediyemizin etkinliği olan festival kapsamında maktul Musa Anter misafirimizdi. Onun ile ilgilenmek üzere ben ve şoför arkadaşım görevlendirilmiştik. Şoförün adını hatırlamıyorum.

“O gün Musa Anter ile birlikteydik programdan sonra otele gelmiştik. ‘Ben bir görüşmeye gideceğim beni oraya götürün’ dedi, bizde götürdük. Kaldığı otele girdikten bir süre sonra Orhan Miroğlu geldi ve görüşmeye başladılar. Otelden bir yere görüşmeye gideceğini söylemiş ve bizden götürmemizi istedi. Ama Orhan Miroğlu, ısrar etti ‘ben onu götürürüm biz sonra yemek yemeğe gideceğiz’ dedi. Hatta ben de gelme noktasında ısrar ettim. Seyrantepe’ye gideceğini söylemişti. Başka bir ayrıntı vermedi. Bizimle yaptığı bu konuşmadan ne kadar sonra Orhan Miroğlu’nun geldiğini hatırlamıyorum. Musa Anter ve Orhan Miroğlu, lobide konuştular ve baş başaydılar.

“Musa Anter, ‘tamam yeğenim siz gidebilirsiniz’ diye konuştu. Şoförle birlikte oradan ayrılıp, eve gittim. Musa Anter ile çok kişi görüşüyordu. Otele gelip, giden konukları oluyordu. O akşam ben otelden ayrılana kadar Orhan Miroğlu dışında kimsenin geldiğini görmedim. Olayı akşam evde öğrendim. Ardından hemen hastaneye gittim. Olay sırasında Orhan Miroğlu da vurulmuştu ve Dicle Hastanesi’ne götürülmüş maktul ise devlet hastanesi morguna götürülmüştü.”

Bu ifadelerin üzerine Orhan Miroğlu’nun avukatı Serhat Menzilcioğlu, Ekingen’in ifadesinin ezberletildiğini iddia etti.

Tanık gazeteci: Belgeye ulaşamadım

Avukatların karşılıklı konuşmalarının ardından söz alan tanık gazeteci Abdurrahman Şimşek de “Ben mahkemenize 20 Aralık 2017 tarihli celsede ifade verirken, sanık Hamit Yıldırım’ın (‘Yeşil’) amcasının oğluna ilişkin gerekli bilgiyi sunacağımı söylemiştim. Gerek şahsi arşivim, gerekse kurumsal arşivimi inceledim. Bilgiye ulaşamadığımı söylemek için geldim. Yanlış bir beyan vermek istemiyorum. Araştırmam sürmekte, ulaşırsam mahkemenizi haberdar edeceğim. Mahkemenize röportaj CD’sini göndermiştim, röportajın tamamıdır” diye belirtti.

İsmail Hakkı Pekin: ‘Yeşil’in yaşadığını biliyorum ama nerede yaşadığını bilmiyorum

Son olarak ise eski Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin tanık olarak dinlendi.

Mahmut Yıldırım’ın yaşadığı yönündeki sözlerine ilişkin konuşan Pekin, “’Yeşil’ olarak tanınan Mahmut Yıldırım’ın yaşadığı yönündeki kanaatim ile ilgilidir. Benim kendi çevremden gelen bilgilerden oluşan kanaatimdir. Bu bilgiler dahilin de bu kişinin yaşadığı kanaatine ulaştım. Yer olarak bilsem, gelir ihbarda bulunurdum. Yaşadığını biliyorum ama nerede yaşadığını bilmiyorum. Sağlık problemleri olduğuna dair bilgi geldi” diye kaydetti.

Kanser olduğuna dair bilgilerin kendisine geldiğini vurgulayan Pekin, şöyle devam etti:

“Nerede tedavisinin sürdüğünü, hangi kimliği kullandığına dair bilgi edinmedim. Ben 2011 Eylül ayına kadar orduda görev yaptım. Orduda toplamda 43 yıl görev yaptım, yukarda açıkladığım malumatı emekli olduktan sonra öğrendim. Terörle mücadele konusunda çalışıyordum görev sırasında da bu kişiyle ile ilgili bilgiler vardı. Kamu görevim boyunca elde ettiğim bilgileri açıklama durumum yoktu. Ama onları burada açıklayamam.”

‘Sahte kimlik kullanıyor olabilir’

Avukatların bu bilgileri nereden öğrendiğine ilişkin sorularına yanıt veren İsmail Hakkı Pekin, şunları söyledi:

“Bilgileri duyduğum kişiler görevli kişiler değildi. Militanlar, istihbarat kökenli arkadaşlarım, sonrasında emekli olarak çalışmış kişiler, değişik yerlerde etkinliklere katılırım bu etkinliklerde duyduğum bilgilerdir. Sadece hastalıkla boğuştuğunu biliyorum, bir şekilde tedavi oluyordur. Sahte kimlik kullanıyor olabilir. Kimliği değiştirilmiş de olabilir, suratı da değiştirilmiş olabilir, bilgiye sahip değilim. Mahmut Yıldırım, tanık koruma prosedürü uygulandı mı bilmiyorum ama olasılık dahilinde olabilir mi, bilmiyorum.”

“Somut olarak Yeşil ve benzeri kişilerin bölgede kullanıldığına dair elimde bilgi yok” diyen Pekin, “Devlet adına çalışan ‘faili meçhul’ unsurlar böyle çalışır. Deşifre olan kişiler bir yerlere gönderilir, kimlikleri değiştirilir, görüntüleri değiştirilir. Türkiye içinde de dışında da yaşayabilir. Bildiklerini düşünürsek sanık ‘YEŞİL’ kodlu Mahmut Yıldırım’ında kuvvetle yüzü, kimliği değiştirilmiş olabilir.”

‘İlk kez 1995 yılında Yıldırım’ı gördüm’

Jandarma ile Türk Silahlı Kuvvetleri istihbaratlarının birbirinde farklı olduğunu sözlerine ekleyen Pekin, 1995 yılında 5’inci Hudut Alay Komutanlığı’nda görev yaptığı sırada Mahmut Yıldırım’ı ilk kez gördüğünü ve bir daha görmediğini söyledi:

“Iğdır İl Jandarma Komutanı olan ve ismini hatırlamadığım ancak soyadı Nacak Albay yanında ‘Yeşil’ kodlu Mahmut Yıldırım ile birlikte yanıma gelmiştir. Bunu bölgede kullanabilirsiniz. Terörist avında başarılıdır bir tanıdım da bulunduktan sonra sıkıntılı ve para karşılığında iş yaptığını düşündüm. Tehlikeli olduğunu gördüğüm için bu kişi ile işim olmaz diye söyleyerek, kendisiyle çalışmayacağımı Albay Nacak’a bildirdim. İlk defa o tarihte gördüm, bir daha da görmedim.”

“Anter’i Hamit Yıldırım öldürdü”

Pekin’in ifadesinin ardından gazeteci Şimşek’in sanık Abdulkadir Aygan ile yaptığı röportaj, 40 dakika boyunca mahkeme salonunda izlendi. Aygan’ın, Musa Anter’in öldürüldüğü geceye dair videoda bulunduğu beyanlara ilişkin görüntülerin ham hali izlendi.

 “Hamit Yıldırım geldiğinde heyecanlıydı. Herkes de silah vardı. Tabanca vardı üzerinde. Şırnaklı Hamit Yıldırım’a umman isimli 9 milimetrelik 14’lü bir silah verilmişti. ‘Niye yanımıza getirmedin’ diye sordum. O da, ‘ Şüphelendiler o yüzden vurmak zorunda kaldım. Vurmak zorunda kaldım’ dedi. Hamit Yıldırım’ın fotoğrafını teyit eden ve katil bu. Cemil Işık’ın adamıydı. Şırnaklı Hamit olarak biliniyordu. Şırnak merkez Kumçatı’lı Şırnaklı Hamit Yıldırım olarak JİTEM ve Yeşil’in görevlendirdiği kişi buydu. Kesin olarak teşhis ediyorum.

Cinayetten bir sene önce ve 9 sene sonra çekilen fotoğraflar aynıdır. İnce ve uzundur. O zaman gömlek giymiş ve tabancayı gömleğin altına koymuştu. Olay gecesini hatırlayınca sinirlerime hakim olamıyorum yazık ya.”

“Yaşlı bir insanı orada öldürdüler. Ben bir yıl görev vermiştim bir yere götür diye ama orada da ne olacağını bilmiyordum. Ölüm emri verilmemişti sadece ‘getirin’ demişlerdi.”

Kaydın izlenmesinin ardından söz alan müşteki avukatlarından Okçuoğlu, taleplerini şöyle sıraladı:

  • Sanık Abdulkadir Aygan’ın ifadesinin ve Pekin’in videodaki konuşmalarının deşifre edilerek, dosyaya konulması
  • Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hüseyin Oğuz’un Jandarma İstihbarat görevlisi olarak çalışan kişinin ve hemşire Neriman Korkmaz’ın tanık olarak dinlenmesi
  • Pekin’in söz konusu videodan sonra Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele’de verdiği ifadenin dosyaya tebliğ edilmesi için müzakere yazılması
  • Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Pekin hakkında soruşturma olup olmadığını, varsa dosyaya tebliğ edilmesi
  • Hogir kod Cemil Işık’ın Almanya’da katledilmesi olayına ilişkin cerahim evrakının dosyaya dahil edilmesi, bu konuda yazılan ara kararın akıbetinin sorulması
  • Cem Ersever olayı ile ilgili soruşturma ve kovuşturmaların dosyaya konulması
  • MİT raporunda yer alan, ‘Yeşil’ kodlu Mahmut Yıldırım’ın kendileariyle temasa geçtiğini belirtildiği iki MİT görevlisinin tanık olarak dinlenmesi
  • Tanık koruma programı kapsamında olduğu kanaatinde olunan Mahmut Yıldırım’ın mahkeme tarafından araştırılması ve bilgilerin dosyaya kazandırılması

Ahmet Türk dinlenecek

Savunmaların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, ‘yakalamalı sanıklar hakkında yazılan müzakerelerin akıbetinin sorulmasına, Ahmet Türk’ün açık adresinin belirlenmesi için müzakere yazılmasına ve tanık olarak dinlenmesine’ karar verdi.

Mahkeme ayrıca Okçuoğlu’nun taleplerinin tamamını kabul etti.

Heyet, böylelikle Mahmut Yıldırım’ın tanık koruma kapsamının araştırılması talebini de kabul etmiş oldu.

Bir sonraki duruşma 20 Mart 2019’da görülecek.

AHMET TÜRK DİNLENECEK 
Avukat savunmaları ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, şu kararları oluşturdu: “Yakalamalı sanıklar hakkında yazılan müzakerelerin akıbetinin sorulmasını isteyen mahkeme heyeti, Ahmet Türk’ün açık adresinin belirlenmesi için müzakere yazılmasına ve tanık olarak dinlenmesini ve müdafi avukatlarından Selim Okçuoğlu’nun tüm taleplerinin kabul edilmesi ve duruşmanın 20 Mart 2019’a verilmesine karar olunur.”

 

Musa Anter ve JİTEM Ana Davası

Fotoğraf: Faili Belli

Musa Anter ve JİTEM Ana Davası, 1999 tarihli iddianamelerle yargılanan 11 sanıklı ve 2005 tarihli iddianameyle yargılanan 5 sanıklı davaların 2010’da birleşmesiyle süren ve “JİTEM Ana Davası” olarak anılan dava ile, 1992 yılında öldürülen gazeteci-yazar Musa Anter’in öldürülmesiyle ilgili 2013’te açılan davanın birleşmesinden oluşuyor.

Ağırlıkta itirafçılar ve Abdülkadir Aygan, Mahmut Yıldırım (“Yeşil” kod) gibi bir dönem devletin içinde “çete” olarak tarif edilen yapıların tanınmış aktörleri, bu dava kapsamında “Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, taammüden adam öldürmek, bir suçu söyletmek için işkence yapmak” gibi suçlardan yargılanıyorlar.


Bu haberde Mezopotamya Ajansı’ndan yararlanılmıştır. Bu davayla ilgili ayrıntılara ise Hafıza Merkezi’nden bakabilirsiniz.
Previous post
İHD: Lastik-İş Başkanı Karacan’a saldırı sıradan bir olay değil
Next post
Feminist avukat Canan Arın'a İtalya'dan hukuk ödülü: 'Dünyadaki cesur kadınlara adıyorum'