Ana SayfaÇalışma Yaşamıİş cinayetleri sonucu: Yılın ilk dokuz ayında emeklilik çağındaki en az 228 işçi hayatını kaybetti

İş cinayetleri sonucu: Yılın ilk dokuz ayında emeklilik çağındaki en az 228 işçi hayatını kaybetti

HABER MERKEZİ – İSİG’in raporuna göre 2018’in ilk dokuz ayında iş cinayetleri sonucu hayatını kaybeden işçilerden en az 228’i 50 yaşın üzerinde, yani ‘emeklilik çağında’. Raporda, söz konusu iş cinayetlerinin önüne geçilebilmesi için emeklilik yaşının düşürülmesi, emeklilikte yaşa takılanların emekli olma haklarının tanınması ve Bireysel Emeklilik Sistemi uygulamasına son verilmesi talep edildi.

‘Emeklilikte yaşa takılanlar’a ilişkin Meclis’te görüşülen önerge AKP’nin ret oyu kullandığı ve MHP’nin ‘çekimser’ kaldığı oylamayla reddedilirken, bugün Türkiye’de emeklilik çağındaki birçok kişi çalışmak zorunda kalıyor.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) yayınladığı rapora* göre 2018 yılının ilk dokuz ayında emeklilik çağında çalışmak zorunda kalan en az 228 ücretli işçi, iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi.

Yine bu yılın ilk dokuz ayında 50 yaş üzeri en az 139 çiftçi ve esnaf da çalışırken hayatını kaybetti.

Rapordan öne çıkanlar şöyle:

  • Hayatını kaybedenlerin 206’sı 51-64 yaş aralığındayken 22’si ise 65 yaş ve üzerinde. 65 yaş ve üzerindeki işçiler tarım, ticaret, metal, inşaat, taşımacılık, konaklama ve genel işler işkollarında çalışıyordu.
  • Ölümler en çok inşaat, taşımacılık, tarım, belediye/genel işler, ticaret/büro ve madencilik işkollarında gerçekleşti.
  • En fazla ölüm nedeni yüksekten düşme, ezilme/göçük, kalp krizi ve trafik kazası. Emeklilik çağında çalışan her beş işçiden 1’i çalışırken kalp krizi geçirerek yaşamını yitiriyor.
  • Hayatını kaybedenlerin yalnızca 4’ü (yüzde 1,75) sendikalı.

Talepler

Öte yandan İSİG, emeklilik çağındaki işçilerin iş cinayetleri sonucu hayatını kaybetmesinin önüne geçilebilmesi amacıyla taleplerde bulundu.

İSİG’in talepleri şöyle:

  1. İşçilerin belli bir çalışma yılından sonra emekli olma hakları vardır. Emeklilik, işçilerin çalıştıkları işkoluna, mesleğe, cinsiyetlerine, kişisel sağlık durumlarına ve benzeri koşullara göre belirlenmelidir. Emeklilik yaşı düşürülmelidir.
  2. Emeklilikte yaşa takılma bir maliyet unsuru olarak ele alınmamalı. Tahsil edilmeyen SGK primlerinin tahsil edilmesi, kayıt dışı çalışanların sigortalı çalıştırılması, sermaye çevrelerine tanınan vergi ve prim teşviklerinin bir kısmının ayrılması bu sorunu çözmeye yetecektir. Emeklilikte yaşa takılanların emekli olma hakları tanınmalıdır.
  3. Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) uygulamasından çıkılması zorlaştırılıyor. Uygulama bir sosyal güvenceyi esas alan bir emeklilik sistemi değil, tasarrufların birkaç özel şirket tarafından yıllarca kullanılması, yine devletten yüzde 25 oranında kaynak transferidir. Eğer toplu bir para olursa -ki bu da aldığımız ücretler dikkate alındığında çok cüzi bir miktar- ve bu parayı emekli maaşı olarak istersek “Ne kadar zaman maaş bağlansın?” sorusuyla karşılaşılıyor. Yani ‘yaşamlarımıza süre biçme zorunluluğu’ getiriliyor. Yani bir nevi emekli aylığı ortadan kaldırılmak isteniyor. BES uygulaması iptal edilmelidir.


Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
Previous post
Uzaklaştırma kararı vardı: Bir kadın boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından öldürüldü
Next post
Ekosistem tehdit altında: Okyanuslar ve denizler sanılandan daha hızlı ısınıyor