Ana SayfaGüncelOkuru, çölün ortasında savaşan iki askerin dünyasına götüren bir kitap: “Düşman”

Okuru, çölün ortasında savaşan iki askerin dünyasına götüren bir kitap: “Düşman”

HABER MERKEZİ – Davide Cali’nin yazdığı, Serge Bloch’un çizdiği “Düşman” isimli kitap, Ceylan Ekin Işık çevirisiyle Ginko Kitap’tan çıktı. Kitap üzerine Sendika.org’da ‘Güçlü bir barış anlatısı: Düşman’ başlığıyla bir yazı kaleme alan Diyar Saraçoğlu, “Cali, ‘Düşman’da bizi çölün ortasında savaşan iki askerin dünyasına götürüyor” diyor.


Diyar Saraçoğlu


“Orada bir şey var.

Galiba bir çöl…

… çölde iki çukur.

Çukurlarda iki asker.

Onlar düşman.”

Farklı coğrafyalarda, binbir farklı savaşın ortasında güçlü bir barış anlatısı nasıl kurulur? Hele de bu anlatıyı çocuklar okuyacaksa, nasıl bir dil ve ifade biçimi kullanmamız gerekir?

Davide Cali’nin yazdığı, Serge Bloch’un çizdiği, Çinceden Lehçeye, Fransızcadan İngilizceye pek çok dilde daha önce yayımlanan, geçtiğimiz günlerde de Türkçeye Ceylan Ekin Işık çevirisi, Canan Coşkan editörlüğünde kazandırılan Düşman* kitabı tam da bu zor konuyu, “Barış”ı ele alıyor.

Cali, Düşman’da bizi çölün ortasında savaşan iki askerin dünyasına götürüyor. Birbirlerine dair çok az bilgiye sahip olan, sahip oldukları bilgileri de savaşın başında silahlarla birlikte dağıtılan el kitaplarından edinen askerlerin yaşam alanlarına giriyoruz.

Askerlerin ellerindeki el kitapları ‘karşı taraf’ın ne kadar kötü ve merhametsiz olduğunu, karşı tarafın savaşı kazandığı takdirde sadece insanlara değil, hayvanlara ve ormanlara da zarar vereceğini söyler. O öldürmeden sizin onu öldürmeniz gerekir… (Günümüz ana akım medyası el kitaplarında cisimleşmiş desek yanılmayız sanırım.)

Oysa çukurlarında yalnız başlarına savaşan iki asker de aynı sorunlardan muzdariptir. Günler, aylar geçmektedir ve erzakları iyice azalmıştır. Bir süredir gelip giden de yoktur. Öyle ki belki de savaş bitmiş, herkes ölmüştür ve savaşan son iki asker belki de onlardır. Ama savaş emirlerini verenler “bitti” demeden çukurlardaki askerler savaşın bittiğini nasıl anlayacaklardır? Savaşı sona erdirmek için birbirlerinin çukurlarına yolculuk yaparlarsa ne olur?

Biz kitabın sonunu söylemeyelim ama Düşman’ın sadece metinlerle değil, Sergi Bloch’un çizimleriyle de karşı tarafı anlamaya yönelik güçlü bir canlandırma kurmaya çalıştığını belirtelim. Çizimlere bakıp da “aynı parlak yıldızlı göğü paylaşmak bu kadar zor mu olmalı? Bol apoletli emir verenleri kimse dinlemese güzel olmaz mı?” sorularını içimizden geçirmemek mümkün mü?

Tabii Düşman’daki gibi savaşı dünyada gördüğümüz, gözlemlediğimiz bütün eşitsizliklerden soyutlayıp eşitler arası gerçekleşen bir öykü haline getirmek bazı noktaları kaçırmamıza da neden olabiliyor. Kişisel fikrim tekil anlatıdan ziyade hem kitabın okunma biçimleriyle hem de başka kitaplarla bu “eksikliği” aşmak.

Peki barış anlatısını sömürgecilik ve emperyalizm karşıtı bir yerden biz nasıl anlatabiliriz diye düşünüyorum. Düşman sayesinde aklımızda böyle bir soru, önümüzde böyle bir hedef de beliriyor. Daha ne olsun 😉

* Düşman, Davide Cali, Çev. Ceylan Ekin Işık, Ed. Canan Coşkan, Ginko Kitap, Kasım 2018.


Kaynak: Sendika.org