Ana SayfaEkonomiAsgari ücretteki artış: ‘Kaşığın ucuyla verilen kemer sıkma politikasıyla geri alınacak’

Asgari ücretteki artış: ‘Kaşığın ucuyla verilen kemer sıkma politikasıyla geri alınacak’

HABER MERKEZİ – 2019 yılı için 2 bin 20 lira tutarında belirlenen asgari ücretin günün şartlarına göre beklentilerin altında olduğunu vurgulayan iktisatçı Sönmez, yapılan küçük indirim ve teşvikler ile asgari ücretteki artışın 31 Mart’taki seçimler sonrasında ‘kemer sıkma politikaları’na bırakacağını savundu.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, dördüncü ve son toplantının ardından 2019’da uygulanacak asgari ücretin 2 bin 20 liraya yükseltildiğini duyurdu.

Böylece 417 lira artış gösteren net ücret geçen yıla göre yüzde 26,05 artmış oldu.


Asgari ücret 2 bin 20 lira oldu


Komisyon’da yer alan taraflardan işçi temsilcisi konumundaki Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) söz konusu rakamı ‘kabul edilebilir’ olarak nitelendirirken, işveren tarafını temsil eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) yeni asgari ücret için ‘beklentilerin üzerinde’ diyor.

Tarafların olumlu karşıladığı net asgari ücreti değerlendiren muhalefet ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’na göre ise geçimlik ücretin çok altında.

‘Günün şartlarına göre düşük’

Mezopotamya Ajansı’ndan Selman Güzelyüz’e konuşan iktisatçı Mustafa Sönmez de bu konuda muhalefetin ve DİSK’in görüşlerini paylaşıyor. Sönmez, belirlenen asgari ücretin ilk başlarda hakkaniyetli bir artış şeklinde görülse de beklentilerin altında açıklandığını dile getiriyor.

“Özelikle DİSK’in yaptığı tespitlerde alınan takdir rakamlarından hareketle asgari ücret 2 bin 800 TL bekleniyordu. Yani 800 TL eksiktir. Çünkü asgari ücret sadece bir işçinin değil, işçinin ve ailesinin geçimini karşılamak durumunda olan bir ücrettir. O nedenle belirlenen 2 bin 20 TL beklentilerin altında. Günün şartlarında olması gerekenin altında bir karardır. Ama bunu ortalıkta büyük bir lütuf gibi pazarlayacaklar. İşte bin 600 TL’den 2bin 20 TL’ye çıkardık, 420 TL zam yaptık, işte yüzde 26 oranında zam yaptık gibi. ‘Enflasyonun üstünde bir zam yaptık’ diyerek bunu bir propaganda malzemesi olarak kullanacaklar. Nitekim Türk–İş her zaman yaptığı gibi, bunu yeterli bir artış olarak ilan edecek ve bunun pazarlanması işçilere yapılmış bir lütufmuş gibi gösterilecektir.” 

‘Kemer sıkma politikaları yolda’

Sönmez’in dikkat çektiği bir diğer nokta ise asgari ücretin belirlenmesinin akabinde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar.

Erdoğan’ın “2019 ve 2020 yıllarında ilk defa işe alınacakların vergi giderlerini devlet üstlenecek” yönündeki söylemini hatırlatan Sönmez, “Bu söylem bundan sonraki işçi vergi giderlerinin Hazine’den karşılanacağı anlamına geliyor. Bu işverene bir jesttir. İşverenin işini kolaylaştıran bir durumdur” değerlendirmesinde bulunuyor.

Sönmez, son olarak, yaklaşan 31 Mart yerel seçimleri öncesinde ‘kaşığın ucu’ ile verilenlerin seçim sonrasında ‘çok ağır bir kemer sıkma politikası’ ile geri alınacağını söylüyor ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) dikte ettiği reçetelere benzer bir reçetenin halkı beklediği konusunda uyarıyor.

“AKP önümüzdeki yerel seçimlerinde endişelidir. Çünkü yapılan tüm anketlerde seçmen, Türkiye’nin en büyük sorunun ekonomi olduğunu söylüyor.  Dolaysıyla geçim problemi, pahalılık, işsizlik var, bundan dolayı seçmenlerin bir öfkesi var. Bundan dolayı bu öfkelerini 31 Mart’ta sandığa yansıtabilirler. İktidarın oyları düşebilir ki kriz dönemlerinde bunun örnekleri hep görülmüştür. Dolayısı ile bu öfkeyi yumuşatmak için birtakım seçim şekerleri veriyorlar.

İşte asgari ücretin artışını bir propaganda olarak kullanacaklar. Yanı sıra doğalgaz ve elektrikte küçük indirimler yapacaklar. İşsizlik Fonu’nda bazı paralar saçabilirler. Bunu da dediğim gibi seçim propagandası olarak yapabilirler. Yani kaşığın ucu ile verdiklerini seçim sonrası uygulayacakları çok ağır bir kemer sıkma politikası ile yine kaşığın sapı ile çıkaracaklar.  Çünkü dışarıdan para gelmediği için seçimden sonra IMF’nin vereceği krediler karşılığında, yine IMF’nin uygulatacağı reçeteyi Türkiye’ye uygulatacaklar.”