Ana SayfaGüncel“Kürdüz” diyen aileye saldırı: Baba yaşamını yitirdi, oğlu hastanede

“Kürdüz” diyen aileye saldırı: Baba yaşamını yitirdi, oğlu hastanede

HABER MERKEZİ – Sakarya’da “Kürt müsünüz” sorusuna “evet” cevabını veren baba ve oğul saldırıya uğradı. Saldırıda baba Kadir Sakçı yaşamını yitirirken, oğlu ağır yaralandı. Saldırgan savunmasında “Sarhoşum” iddiasında bulundu. Sakarya Valiliği saldırgan için “alkollü ve pek çok suçtan sabıkası bulunan” diyerek olayın “küfürlü konuşma” üzerine çıktığını savundu. HDP ise yaptığı açıklamada “Irkçı saldırı” dedi ve yaşananlardan iktidarı sorumlu tuttu.

Sakarya’da baba oğul Kürtçe konuştukları gerekçesiyle ırkçı saldırıya uğradı.

Saldırıda 43 yaşındaki Kadir Sakçı yaşamını yitirirken aynı saldırıda ağır yaralanan 16 yaşındaki oğlu Burhan Sakçı hastanede tedavi altında alındı.

Olay geçtiğimiz Pazar günü Sakarya’nın Hendek ilçesi Yenimahalle Mahallesi Beştepeler Caddesi’ndeki kıraathanenin önünde gerçekleşti.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre Muşlu olan baba Sakçı, oğlu ile berberden aldı.

Baba ve oğul kıraathane önüne doğru gelince Hikmet Usta ve yanında bulunanlar tarafından önleri kesildi.

Yolda Kürtçe konuştukları iddiasıyla baba ve oğula “Kürt müsünüz, Suriyeli mi?” diye soran Usta, baba ve oğlun “Evet, Kürdüz” demesiyle “Zaten sizi sevmiyorum” diyerek belindeki tabancayı çıkarıp ateş etti.

Olayda yaralanan baba-oğul Sakarya Hastaneye kaldırıldı. Tüm müdahalelere rağmen baba Sakçı yaşamını yitirdi. Aynı saldırıda yaralanan oğlunun ise tedavisi devam ediyor.

Kardeşi konuştu

Saldırının ardından Bursa’ya kaçan saldırgan Usta, gözaltına alındı.

Saldırıya ilişkin konuşan, yaşamını yitiren Kadir Sakçı’nın kardeşi Fahrettin Sakçı, kardeşi ile yaralanan yeğeninin gece saatlerine kadar yanında olduklarını, yanından ayrıldıktan sonra mahalledeki kahvenin önüne geldiklerinde saldırıya uğradıklarını ifade etti.  Sakçı olayı şu sözlerle anlattı:

“Burada kendisine sarhoş süsü veren bir kişi önlerini kesiyor. Burada ‘siz Kürt müsünüz yoksa Suriyeli mi?’ diye soruyor. Kardeşim ve yeğenim de ‘biz Kürdüz’ diye yanıt veriyor. Bir iki el ateş ediyor.”

Fahrettin Sakçı, edindikleri bilgilere göre saldırganın “Olay esnasında sarhoştum, hatırlamıyorum” dediğini söyledi.

Fahrettin Sakçı, 2006 yılında da kardeşi Sabri Sakçı’nın aynı şekilde sokak ortasında vurulduğunu dile getirdi.

Sakçı, kardeşini vuranların 4 kişi olmasına rağmen, bir kişiye ceza verildiğini ancak ceza verilenin de kısa sürede çıktığını söyledi.

Sakarya Valiliği: Algı yaratılıyor, olay küfürlü konuşmadan çıktı

Saldırıya ilişkin Sakarya Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada ise saldırgan için “alkollü ve pek çok suçtan sabıkası bulunan” denildi, olayın “küfürlü konuşma” üzerine çıktığı savunuldu.

“Kimi basın organlarında ve sosyal medya hesaplarında; İlimiz Hendek ilçesinde 16.12.2018 günü meydana gelen cinayet olayının sebebinin çarpıtılarak ‘etnik bir nedenden kaynaklanmış gibi algı yaratılmaya çalışılmasının’ gerçekle hiçbir alakası yoktur.

“Olayda her iki tarafın da önceden birbirlerini kesinlikle tanımadıkları, alkollü olan ve pek çok suçtan sabıkası bulunan zanlının yüksek sesle ve küfürlü konuşması üzerine ikaz edildiği için çıkan tartışmaya bağlı olarak bu müessif hadisenin yaşandığı tanık beyanlarından açıkça anlaşılmıştır. Cinayet faili olaydan sonra güvenlik görevlilerimizin ısrarlı takibi sonucunda Bursa ilinde yakalanarak tutuklanmıştır.

“Sosyal medyada yer aldığı şekilde tahkikatın hiçbir aşamasında belirtilen türden bir ifade mevcut değildir. Toplumu ayrıştırmaya ve kutuplaştırmaya yönelik bu tür maksatlı ve asılsız haber ve beyanlara itibar edilmemesini Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

HDP: Irkçı saldırı iktidar politikalarının sonucu

Halkların Demokratik Partisi’nce (HDP) yapılan açıklamada siyasi iktidar saldırıdan sorumlu tutuldu.

HDP Sözcüsü ve partinin İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç’un “Sakarya’daki ırkçı saldırı iktidar politikalarının sonucudur” başlıklı açıklaması özetle şöyle:

“AKP-MHP ittifakının uyguladığı ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı ve düşmanlaştırıcı politikalar ortak yaşam zeminini dinamitliyor. Siyasal, kültürel ve tarihsel sorunları içeride ve dışarıda savaş ve çatışma yoluyla çözme arayışı, yüzlerce yıllık ortak yaşamı zehirliyor. İktidarın Kürt fobisi ve düşmanlığı üzerinden yükselttiği söylem ülkeyi tehlikeli bir noktaya sürüklüyor.

“Kürtçenin kamusal alanda yasaklanması, Meclis’te bile taciz ve saldırı gerekçesi yapılması, Kürtler ‘ülkeyi bölecek’ söyleminin sürdürülmesi, Kürtçe müzik dinleyen ve türkü söyleyenlere saldırılara sessiz kalınması ve birçok benzer örnek sıradan insanları bu tür cinayetlere sevk etmektedir. Aynı aileden bir kişinin yine Sakarya’da ırkçı bir saldırı sonucu katledilmesi de iktidar politikalarının toplumsal yaşamda yarattığı tehdit ve tehlikenin büyüklüğünü göstermektedir.

“Kürtçe konuşmayı ve Kürt olmayı cinayet gerekçesi yapan saldırganın zihniyeti ile Meclis’te Kürtçe bir cümleye dahi tahammülsüzlük gösterenlerinki arasında herhangi bir fark yoktur. Farklı düşünen, farklı bir anadili ile konuşan herkesi ‘terörist’ olarak görenler bu iktidardan cesaret almaktadır. Sakçı’yı katleden ve oğlunu yaralayan katil de sırtını bu iktidar anlayışına dayamıştır.

“Bu tür ırkçı saldırılar evrensel hukukta ve dünyanın her yerinde nefret suçu kapsamında ve insanlığa karşı suç bağlamında ele alınır. Mevcut iktidar ise cezasızlık politikası uygulayarak adeta saldırganlara cesaret vermekte, bu tür cinayetlerin önünü açmaktadır. Bu gelişme sadece saldırıya maruz kalan Kürtler açısından değil Türkiye’de yaşayan herkes açısından büyük bir tehdit ve tehlikedir. Benzer saldırıların yaygınlaşması, Türkiye’yi gerçek anlamda uçurumun kenarına sürükler. İktidar bütün ülkeyi ateşe atacak bu tehlikeli gidişten, bu ayrıştırıcı nefret dilinden ve politikalarından, bu savaş ve çatışma ısrarından vazgeçmelidir.

DurDe Platformu: “Hepimiz Kürdüz, ırkçılığa hayır”

Saldırıya ilişkin DurDe Platformu da yazılı bir açıklama yaptı.

Tüm dünyada otoriterleşmenin, aşırı sağcılığın ve milliyetçi akımların yükselişte olduğu vurgulanan açıklamada, “Batı’da İslamofobik ve antisemit saldırılar, ‘beyaz üstünlükçüsü’ grupların eylemleri tüm ezilenleri tehdit ediyor. Türkiye’de ise ülkenin tüm ötekileri, Kürtler, Ermeniler, Yahudiler, LGBTİ+ bireyler, Aleviler ve Suriyeli mülteciler ırkçılık tehdidiyle karşı karşıya” denildi.

Irkçılık ve milliyetçiliğin toplumu böldüğünün ve düşmanlaştırdığının altı çizildı.

“Nefrete karşı hoşgörünün ve birlikte yaşamın, ırkçılığa karşı kardeşliğin ve dayanışmanın tarafındayız. Sakarya’da öldürülenlerin yakınlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Tüm siyasetçileri, nefretin ve ırkçılığın yeşerdiği zemini kurutmak için ayrımcılığa karşı koşulsuz tavır almaya çağırıyoruz. Hepimiz Kürdüz, ırkçılığa hayır!”

Önceki cinayetler

Sakarya Valiliğinin açıklaması, daha önce Kürtçe konuştukları için öldürülen Gazi Akbayır, Mahir Çetin ve Sedat Akbaş’a ilişkin yapılan valilik ve emniyet müdürlüğünün açıklamalarını hatırlattı.

15 Aralık 2011’de İzmir’in Aliağa ilçesinde gittiği barda Kürtçe şarkı istediği için öldürülen Gazi Akbayı için daha sonra açıklama yapan Aliağa Emniyet Müdürü de “olayın Kürtçe şarkı nedeniyle çıkmadığını” savunmuştu. Dönemin Aliağa Emniyet Müdürü Ayhan Saygılı, bazı gazetelerdeki, “Zazaca türkü isteyen gence kurşun yağdı” haberinin gerçeği yansıtmadığını savunmuş, “Olayın çıkış nedeni farklı. Kesinlikle türkü istenmesi nedeniyle çıkmış bir kavga değildir. Ayrıca kavgaya karışanların hepsi arkadaş” açıklaması yapmıştı.

Antalya’nın Kaş ilçesinde 3 Eylül 2014’te Kürtçe konuştuğu için linç edilerek öldürülen 20 yaşındaki Mahir Çetin için Valilik tarafından, “alkollü iki grubun arasında çıkan kavga nedeniyle ölüm yaşandığı, adli bir vaka olduğu, gerekli işlemlerin yapıldığı” açıklaması yapılmıştı.

6 Eylül 2015’te İstanbul Kağıthane’de ailesiyle telefonda Kürtçe konuştuğu için öldürülen Sedat Akbaş’a ilişkin de Emniyet Müdürlüğü benzer açıklamalar yapmıştı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü yaptığı yazılı açıklamayla, “Batmanlı genç telefonda Kürtçe konuştuğu için öldürüldü” şeklinde çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını savunmuştu.

Previous post
Ekoloji Buluşması'nın sonuç bildirgesi: 31 Mart ekolojik dönüşümün başlangıcı olsun
Next post
Trump'tan Erdoğan'la yaptıkları telefon görüşmesine ilişkin açıklama