Ana SayfaEkolojiAnkara’da kentsel dönüşümün son kurbanlarından: Tepecik Mahallesi

Ankara’da kentsel dönüşümün son kurbanlarından: Tepecik Mahallesi

ANKARA – Mamak, kentsel dönüşüm ve kentsel dönüşüme direnenlerle gündeme gelmeye devam ediyor. İlçede kentsel dönüşüme dahil edilen Tepecik Mahallesi, geriye kalan birkaç ev ile dönüşüme ve dönüşümün getirdiklerine direnmeye çalışan mahallelerden biri. Mahalleden ayrılmayanlar, hırsızlar ve uyuşturucu satıcılarının tehditleri altında yaşamlarına devam etmeye çalışıyor.


Haber: Altan Sancar


Yerel seçimler yaklaşırken, Türkiye’de belediyeler açısından en çok tartışılan konulardan biri de elbette ki kentsel dönüşümler.

Yurttaşların barınma hakkı ile doğrudan ilişkili olan kentsel dönüşüm olgusu uzun yıllardır Türkiye gündeminde. Kent belleğini yok ettiği gerekçesi ile yaşam savunucuları tarafından sıkça eleştirilen kentsel dönüşümün en ağır hissedildiği illerden biri de Ankara.

Ankara’da özellikle Kürt, devrimci ve Alevi kitlelerin bir arada yaşadığı bölgelerde sıklaşan kentsel dönüşümün etkisini gösterdiği mahallelerden biri de Tepecik.

Mahalle özellikle 1980 öncesi Kürt illerinden göç alan, Alevi nüfusun yoğun yaşadığı ve sol kültürün egemen olduğu bir mahalle olarak biliniyor.

Darbe sonrası hedef haline gelen mahalleye, son hizmet ise SHP’li belediye başkanı Murat Karayalçın döneminde gitmiş.

Melih Gökçek’in yönetimi ile birlikte mahallenin boşaltılması için çalışmalara başlanmış. Mahalleye giden toplu taşıma araçlarının sayıları indirilmiş ve böylece belli bir oranda mahalleden ayrılmalar yaşanmış.

Mahalle 2010 yılından itibaren de kentsel dönüşüm kapsamına alınarak, sakinlerinden evlerini boşaltmaları istenmiş. Dönüşüm kapsamı ile birlikte mahalle emlakçıların da hedefi haline gelmiş ve evler değerinin altında toplanmaya başlanmış.

Mahallede yaşanan ayrılmaların yanında kalanların direnişi de medyada uzun yıllar yer buluyor.

Son yıllarda ise mahallede uyuşturucu satıcılarının estirdiği terör ve hırsızların rahatlığı mahalle sakinlerini canından bezdirmiş durumda.

31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken, mahallede kalmaya devam edenler ve evleri yıkılanlar ile bir araya gelerek Tepecik Mahallesi’nin 1980’den bugüne gelişini konuştuk.

‘Direnmeye devam edeceğiz’

Erzincan’dan gelerek Tepecik Mahallesi’ne yerleşen ve 45 yıldır burada yaşayan Ali Koç, çocuk yaştan mahallede büyüyen ve ayrılmayarak direnen isimlerden biri.

Kentsel dönüşüm öncesi mahallede renkli ve komün benzeri bir hayatın egemen olduğunu dile getiren Koç; mahalleli arasındaki ilişkiyi ‘akrabalıktan öte’ olarak niteliyor.

Mahallenin devrimci kültür ile tanındığını, Kürt ve Alevilerin yoğun yaşadığı bir mahalle olması ve direniş geçmişi olması nedeni ile hedef olduğunu belirten Koç’a göre kentsel dönüşüm siyasi bir amaç ile kullanılıyor.

1980 öncesi yaşanan faşist saldırılar sonrası mahallede dayanışmanın geliştiğini ve Tepecik’te yaşayan tüm kimliklerin kendilerini korumayı başardığını ve bu durumun iktidar sahiplerinin dikkatini çektiğini belirtiyor.

Mahalleye gelen son hizmetin ise SHP’li belediye başkanı Murat Karayalçın döneminde olduğunu ve Melih Gökçek yönetimi ile birlikte mahalleye gelen toplu taşıma araçlarının sayılarının düşürüldüğünü anlatıyor ve şöyle devam ediyor:

“Bugün büyükşehiri kim kazanırsa kazansın bizim için durum değişmez. Çünkü burada yürütülen politika daha üstten gelen bir politika ve ancak köklü bir değişiklik ile bunun üstesinden gelinebilir.

“Bugün hırsızların ve uyuşturucu satıcılarının mahalleye dadanmasına göz yumulması başka türlü açıklanamaz. Hırsızı görüyoruz, uyarmak için havaya ateş açıyoruz; bizleri tehdit edip ‘İşimi bitirip sizinle hesaplaşacağım’ diyebiliyor.

“Geçtiğimiz gün yaşlı bir ailenin evine hırsız girdi ve polisler hırsızları yakalamaya saatler sonra geldiler. Gelen polisler yaşlı çifte ‘Evinize kilit takmayın, o zaman girmezler’ diyebildi. Yakalanan hırsızlar ise daha sonra gelip, bizden çaldıkları ve geri aldığımız eşyalarımızı geri istedi.

“Ama biz tüm bunlara rağmen kalan beş altı evle direneceğiz, gitmeyeceğiz.”

“Mahallenin mayası değişmeye başladı”

Tepecik Mahallesi’nde doğan ve büyüyen Hazel Başköy ise üç yıl öne ayrılmak zorunda kaldıkları evleri yıkıldıktan sonra mahalleye ilk kez gelmiş.

Ailesi ile birlikte 30 yılı aşkın süre yaşadıkları evinin yıkıntıları arasında gezerken eski kasetleri bulan Başköy de mahallenin kentsel dönüşüme alınmasının nedeni olarak mahallenin politik kimliğini görüyor.

Tepecik’te ortaklaşa bir yaşamın örüldüğünü ve evlerin kapılarında zil ve kilitlerin bulunmadığını söyleyen Başköy, kentsel dönüşüm ile birlikte mahallede evlerin kapıları birden fazla kilit takıldığını ve huzursuzluğun arttığını anlatıyor.

Mahallenin kentsel dönüşüm kapsamına alınması ile birlikte belediyeye ait araçların her sabah evleri önünden geçerek kendilerine evlerini boşaltmaları yönünde anons yaptığını, ardından da toplu taşıma araçlarının sayısının düşürüldüğünü dile getiren Başköy şunları aktarıyor:

“Mahalle daha çok Kürt, Alevi ve solcu insanların yaşadığı bir mahalle. İnsanlar evlerini vermeye başlayınca mahallenin mayası değişmeye ve hırsızlık olayları başladı.

“Evimizi yakmaya kadar vardırdılar ve biz de daha fazla dayanamayarak evimizi vermek zorunda kaldık. Kalan ailelerde ise nöbetleşe yaşam kurulmuş durumda, eve giren hırsızlar çalacak bir şey bulamayınca bıçaklar olmuşlar.

“Kentsel dönüşüm ile birlikte mahallede bir emlak piyasası gelişti. İmar gelecek diye insanlar yıllarca bekledi, ancak heyelan bölgesi ilan edildi burası. TOKİ dendi, ancak herkes TOKİ yerine emlakçılara vermeyi tercih etti. TOKİ kırk bin veriyor ise emlakçılar kırk beş bin veriyordu.

“Belediye yıldırma projesi uyguladı ve mahalle boşaldı. Önce ulaşım kesildi, sonra elektrikler kesildi. Son olarak da doğal su kaynağına beton döküldü.”