Ana SayfaÖzelAYM üyesi ihlale ‘ihlal’ dedi: İmralı’da ‘hava’ 4 yıldır ‘muhalefet’ edemez

AYM üyesi ihlale ‘ihlal’ dedi: İmralı’da ‘hava’ 4 yıldır ‘muhalefet’ edemez

PKK Lideri Abdullah Öcalan ile birlikte İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan üç hükümlü de yasalarla tanınan iletişim haklarından yararlanamıyor. Peki neden? Dilerseniz buna bir yüksek mahkeme üyesinin, AYM Başkan Vekili Engin Yıldırım’ın gözünden bakalım.


Haber: Sabiha Temizkan


Türkiye’de, HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi eylemi bütün cezaevlerine yayılarak sürüyor. Güven eyleminin 120. gününde ve cezaevlerindeki açlık grevleri de kritik aşamaya gelmiş durumda.

Açlık grevinin talebi; PKK Lideri Öcalan’ın yasal hakkı olan ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmesi. Bu talep 120 gündür karşılanmadı, iktidar bu talebe dair tek bir açıklama da yapmadı.

Söz konusu kişi Öcalan olduğu için bu talebin karşılanmaması birçok kesim tarafından da “anlaşılabilir” görülüyor ya da içinde bulunulan süreçte “normal” bulunuyor. Ancak Öcalan ile birlikte aynı cezaevinde bulunan diğer hükümlüler de ne telefon haklarını ne de görüş haklarını kullanabiliyor.

İmralı Cezaevinde bulunan Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’ın da avukatları ve aile bireyleri ile görüşme hakkı, telefon, mektup, faks ve her türlü iletişim aracılığı ile haberleşme hakkı gibi bir dizi hakları istisnasız bir şekilde ortadan kaldırılmış durumda.

Bir üye karşı oy kullandı

Üstelik bu kişilerin aileleri ve avukatlarıyla görüştürülmemesine dair herhangi yargı kararı ya da idari karar bulunmuyor. Gerekçe 2011 yılından bu yana “hava muhalefeti” ya da “gemi bozuk” şeklinde açıklanıyor.

Anayasa Mahkemesi, artık İmralı’da olmayan ama orada bulunduğu süre içerisinde görüş ve iletişim hakkı engellenen Nasrullah Kuran’ın 2015 yılında yaptığı başvuruyu geçtiğimiz 6 Şubat’ta karara bağladı.


AYM: İmralı’da süresiz telefon yasağı hak ihlalidir


Karar oyçokluğuyla verilmiş. Bir üye, aynı zamanda AYM Başkan Vekili olan Engin Yıldırım karşı oy kullanmış ve gerekçesi adeta bir hukuk dersi niteliğinde.

4 yıldır aralıksız ‘hava muhalefeti’!

Engin Yıldırım, yasal güvence altındaki ziyaretçi görüş hakkının bir kısıtlama kararı olmaksızın engellenemeyeceğine dikkat çekiyor ve 4 yıl aralıksız olarak görüş hakkının engellenmesinin “kısa süreli aksamalar” ile açıklanamayacağını belirtiyor.

“Başvurucunun ziyaretçi görüşme hakkından mahrum bırakılmasının ‘kısa süreli aksamalar’ kapsamında olduğu söylenemeyeceği gibi bu aksamalara neden olarak gösterilen fiziki koşulların, örneğin hava şartlarının, söz konusu tarihten bu yana süreklilik arz ettiği de söylenemez.

“Aynı şekilde personel yetersizliği ve koster arızası gibi sorunların da yaklaşık 4 yıldan beri çözülememesi devletin pozitif yükümlülükleri ile uyuşmamaktadır.”

“Belge beklemek gerçekçi değil”

AYM Başkan Vekili Yıldırım, başvurucu Nasrullah Kuran’dan görüş hakkının engellendiğine dair belge istenmesini ise gerçekçi bulmadığını vurguluyor ve “Başvurucudan, örneğin ‘hava şartları’ veya ‘personel yetersizliği’ ile ilgili nasıl bir bilgi ve belge sunması beklenmektedir?” diye soruyor.

Engin Yıldırım, Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan “özel hayata saygı” hakkına, 13. madde çerçevesinde ölçülü olmayan bir müdahalede bulunulduğu ve bunun da söz konusu hakkın ihlali anlamına geldiğini belirterek karara katılmadığını ifade ediyor.

AYM kendisiyle çelişiyor

Ancak bu karşı oya rağmen AYM “Özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmediğine” hükmetti.

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Mazlum Dinç, AYM’nin kendi kararlarıyla çeliştiğini ve kararın siyasi olduğunu söyledi:

“İmralı’da tutulan sayın Öcalan ve diğer tutsakların yasalarda ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan temel hakları yıllardır aralıksız olarak sistematik bir şekilde ihlal ediliyor. Avukat ve aile görüşmeleri engelleniyor, dışarıyla iletişimleri tamamen kopartılmış durumda.

“Anayasa Mahkemesi’nin, aile görüşmesinin engellenmesine ilişkin yaptığımız başvuruda bu bariz işkence koşullarını hak ihlali olarak görmeyişi kabul edilemez. AYM başvuruyu, anayasa ve insan haklarını esas alan bir yaklaşımla değerlendirmemiştir. Politik saiklerle kabul edilemezlik kararı vermiştir.

“Aynı günkü toplantıda telefon hakkının hukuksuz bir şekilde engellenmesini ‘haberleşme hakkının ihlali’ olarak gören yargıçlar yine aynı hukuksuz yaklaşımla engellenen aile görüşme hakkını hak ihlali olarak görmeyerek kendi kendileriyle çelişmektedirler.”

“İhlallerin sebebi Öcalan’a yaklaşım”

Avukat Mazlum Dinç, İmralı’daki görüş ve iletişim hakkının iktidarın talimatı doğrultusunda kesildiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Bu görüşmelerin dört yıldır aralıksız bir şekilde engellenmesinin iktidarın talimatı doğrultusunda gerçekleştiğini herkes biliyorken AYM, bu durumu kararda çarpıtarak sanki görüşmeler oluyormuş da sadece dönemsel bazı kesintiler yaşanmış gibi yansıtmaya çalışarak ancak kendini kandırabilir ve bu tür yaklaşımlar ciddiyetlerini ortaya koymaktadır.

“İmralı’da yıllardır devam eden ağır hak ihlallerine ilişkin AYM’de sayın Öcalan ve diğer tutsakların bir çok dosyası bulunmaktadır. Özellikle bir bütün olarak İmralı’daki hak ihlallerinin temel sebebi sayın Öcalan’a yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Ama AYM’nin bu konuda söz söyleme, hak ihlali tespit etme cesaretinde bulunmayıp tecride parçalı yaklaşıp İmralı’da bulunan üç tutsak yönünden sadece haberleşme hakkının ihlal edildiğine karar vermesi yetersiz bir yaklaşımdır.”

AİHM’e taşınacak

Asrın Hukuk Bürosu avukatları, İmralı’da görüş hakkının engellenmesini ihlal olarak değerlendirmeyen AYM’nin bu kararı üzerine konuyu AİHM’ye taşımaya hazırlanıyor.

Previous post
Gazeteci Semra Turan serbest bırakıldı
Next post
8 MART | Tarihten Kadın Portreleri