Ana SayfaÇeviriTürkiye dünya ekonomisini ateşe veren kıvılcım olabilir – Larry Elliott

Türkiye dünya ekonomisini ateşe veren kıvılcım olabilir – Larry Elliott

HABER MERKEZİ – 31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala Londra’daki swap piyasasında TL’nin gecelik faizi yüzde 1350’i aşarken, borsada kayıplar arttı, fakat dolardaki artış Çarşamba günü sonu itibariyle kesildi. Yine de Britanya’nın önde gelen gazetelerinden The Guardian’ın ekonomi editörü Larry Elliott’a göre hükümetin seçimler öncesi bu başarısı, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanıldı. Elliott’ın “Türkiye dünya ekonomisini ateşe veren kıvılcım olabilir” başlıklı yazısının TL’deki gelişmeleri konu alan bölümünü Türkçeleştirdik.


Çeviri: Tolga Er


Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’ın döviz spekülatörlerine karşı açtığı savaş, klasik bir pirus zaferi*. Kendinden menkul, zor kullanarak yöneten liderin Çarşamba günkü kararlılık gösterisi, yatırımcıları lirayı terk etmesini engelledi ancak bu hem kısa hem de uzun dönem için devasa bir maliyet karşılığında oldu. Hiç kuşkusuz Türkiye bundan zarar görecek. Şüpheli olan tek şey, hasarın ne kadar şiddetli olacağı ve yansımalarının başka bir yerde hissedilip hissedilmeyeceği. Küresel ekonominin kırılgan durumuna bakıldığında bu her ihtimalde gerçekleşecek.

Uzun zamandır devam eden krizin son bölümünün perde arkasına bakıldığında; Türkiye ekonomisi resesyondayken Erdoğan bu hafta önemli yerel seçimlerle karşı karşıya. Türkiye Cumhurbaşkanı, kendisine verilen desteği artırmak için geçtiğimiz hafta Donald Trump’ın Golan Tepeleri’nde İsrail’in egemenliğini tanıma kararını kınadı, ancak bu, Ankara’nın Washington’la ihtilaflı duruma geleceğine yabancı yatırımcıyı inandırarak olağanüstü bir şekilde kendi kalesine atılan bir gole dönüştü. Lira hızla düştü.

Erdoğan’ın yanıtı ise yabancı bankaların pozisyon kapatmak için ihtiyaç duydukları liraya erişimlerine engel olarak çıkış yapmak isteyen spekülatörleri durdurmak oldu. Bu, liradan kaçışı durdursa da bir bedeli oldu: Borçlanma masrafı fırladı, Türk tahvilini sigortalatmanın bedeli da keza öyle. Borsa da yüzde 6’lık düşüşle neredeyse son üç yılın en kötü gününü yaşadı.

Plan, haftasonunda yapılacak seçimlerin ardından kısıtlamaların sona erdirilmesi, fakat hasar çoktan meydana geldi. Türkiye, büyük cari açığını finanse etmek için yabancı yatırımcılara bel bağlıyor, o yüzden onların başını yakmak uzun dönemde en akıllı strateji değil. Faizler bir süreliğine daha yüksek kalacak, böylelikle resesyon derinleşecek ve toparlanma hızı yavaşlayacaktır. Liradan tam anlamıyla kaçış ihtimalinin üstü çizilemez.

Finansal piyasalardaki varsayım, Türkiye’dekinin bir seferlik olduğu ve dalga etkilerinin görülmeyeceği. Yine de bu piyasaların her zaman söylediği bir şey. Oysa şimdi küresel ekonomi yavaşlıyor, merkez bankaları faizleri artırma planlarını rafa kaldırıyor, yatırımcılar Alman tahvillerini tutmanın getirdiği güvence nedeniyle negatif getiriyi kabul etmeye hazır ve 10 yıllık ABD tahvilinin getirisi üç aylık tahvilden daha düşük – bu durum geçmişte resesyonun eli kulağında olduğuna işaretti. Bazen gereken tek bir şey bir kıvılcımdır ve Türkiye buna kolayca neden olabilir.


Ç.N. Pirus zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zafer anlamına gelmektedir. Tabir, kazanılan zaferin verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade eder.

Kaynak: The Guardian



Önceki Haber
Notabene'nin 'Öykü Tasarım Atölyesi' başlıyor
Sonraki Haber
Yaşam ve ölüm diyalektiği - İbrahim Aslan