Ana SayfaGüncelAçlık grevindeki HDP’li vekil Temel’den Meclis Başkanı Şentop’a çağrı

Açlık grevindeki HDP’li vekil Temel’den Meclis Başkanı Şentop’a çağrı

HABER MERKEZİ – HDP Milletvekili Leyla Güven 171 gündür açlık grevinde. Binlerce tutuklu cezaevlerinde, onlarca siyasetçi ve aktivist de dünyanın birçok yerinde aynı eylemi sürdürüyor. Birçok açlık grevcisinin sağlık durumu kritik eşiği aşmış durumda ancak hükümet eylemler karşısındaki sessizliğini koruyor. Açlık grevindeki HDP milletvekillerinden Tayip Temel, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a “Güven’i evinde ziyaret edip talebini dinlemeli” çağrısında bulundu.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Bakanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Leyla Güven, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebi ile 171 gündür açlık grevinde.

Güven’le aynı taleple yurt dışında ve cezaevlerinde başlatılan eylemler de sürüyor.

HDP üyesi Nasır Yağız’ın Erbil’deki eylemi 158’inci günde. Strasburg’da 14 kişi ve Galler’de İmam Şiş 132, cezaevlerinde 16 Aralık 2018 tarihinde eyleme başlayan tutuklular ise 133 gündür açlık grevinde.

Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı ve eski milletvekili Sebahat Tuncel ile HDP’li eski vekil Selma Irmak da tutuklu bulundukları Kandıra Cezaevi’nde açlık grevi eyleminde 102’nci güne girdi.

HDP milletvekilleri Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç’ın partilerinin Diyarbakır İl Örgütü binasında başlattığı eylem de 3 Mart’tan bu yana devam ediyor.

“Meclis Başkanı Şentop, Güven’i evinde ziyaret edip talebini dinlemeli”

Fotoğraf: Equal Times

50 gündür açlık grevindeki HDP’li vekil Temel, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a çağrıda bulunarak, “Leyla Güven’i evinde ziyaret edip talebini dinlemeli” dedi.

Gazete Duvar’dan İrfan Aktan’a konuşan Temel, hükümet yetkilileri ile bir görüşme yapıp yapmadıklarına ve kendilerine bir mesaj ulaşıp ulaşmadığına ilişkin şunları dile getirdi:

“Şu ana kadar bize gelmiş herhangi bir mesaj yok. Hükümetin diyalogla sorunu müzakere etmek gibi bir karakteri yok. Sizin aracılığınızla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Mustafa Şentop’a çağrı yapıyorum. Leyla Güven ölüm sınırına gelmiş, kötü bir sonuçla karşı karşıya kalması an meselesi. Sayın Şentop’un başkanı olan TBMM’nin bir üyesidir Güven. Sayın Şentop, Leyla Güven’i evinde ziyaret edip talebini dinlemeli. Bu konuda eğer varsa görüşü, düşüncesi, bunu paylaşmalı. Ne yazık ki bugüne kadar çözüme ilişkin hiçbir girişim yapılmış değil.

“Yapılan tek girişim insanların sesini boğazlarına düğümlemeye yöneliktir. Milletvekilleri dövülüp linç ediliyor, anneler yerlerde sürükleniyor. İnsanların öfkesi, bu zalimliğe sessiz kalanlara da yöneliktir. Haksızlık, hukuksuzluk karşısında İstanbul’daki duyguyla Diyarbakır’daki duygu arasında bu kadar fark olmamalı. Hukuksuzluk karşısında duygular birleşmeli, aynılaşmalı. 2013-2015 arasında bu oldu ve Türkiye iki buçuk yıl bahar havasına girdi. Bu bahar tekrar başlayabilir.”

“İktidarın adım atmayacağına dair tespit muhalefetin gücüne inanmamaktır”

HDP’li vekil Temel, geçtiğimiz hafta açlık grevlerine ilişkin aralarında gazeteci, yazar, siyasetçi ve hak savunucularının da bulunduğu onlarca ismin, “Ölümlere seyirci kalmayalım, hukuku ve yaşamı savunalım” başlığıyla yayımladığı çağrı metnini ise şöyle yorumladı:

“O insanların her türlü girişimini değerli buluyoruz. Fakat annelerin coplandığı, yerlerde sürüklendiği, ‘ölümler olmasın, yaşamı savunuyoruz, bu hukuksuzluk bitsin’ diyenlerin dipçiklerle darbelendiği bir ortamda, açlık grevindekilerin sesinin duyulduğu neye dayanılarak ifade ediliyor?

“Çocukları her gün eriyen annelerle, ailelerle sürekli temasta olan bir siyasetçi olarak söylüyorum ki, başta bu bildiriyi yayınlayanlar olmak üzere, açlık grevindekilerin sesinin yeterince ve doğru bir biçimde duyulduğuna inanmıyorum. Bu ses duyulmuş değil.

“Ayrıca iktidarın adım atmayacağına dair tespit, demokratik kamuoyuna, toplumsal muhalefete, bu muhalefetin özgürleştirici gücüne inanmamaktır. Bu, aydın karakteriyle uyuşmayan bir tespittir. Baskıcı iktidarlar adım atmayacak kabulüyle demokratik mücadele yöntemlerinden vazgeçilmez. O yüzden o çağrının iyi niyetli olduğunu ama çelişkiler de barındırdığını, iktidarı mutlaklaştırıp sarsılmaz gördüğünü, baskı rejiminin kanıksandığı bir ruh haliyle kaleme alındığını düşünüyorum.”

Cezaevlerindeki ölümler

1 Mart tarihinden itibaren tüm cezaevlerine yayılan açlık grevi eylemlerinde tutuklular 57 günü geride bırakırken, cezaevlerinde bugüne dek yedi siyasi tutuklu yaşamına son verdi.

17 Mart’ta Zülküf Gezen Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde, 23 Mart’ta Ayten Beçet Gebze Cezaevi’nde, 24 Mart’ta Zehra Sağlam Oltu T Tipi Kapalı Cezaevin’de, 25 Mart’ta Medya Çınar Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde, 1 Nisan’da Yonca Akici Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde, 2 Nisan’da Siraç Yüksek Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, son olarak 5 Nisan’da Mahsum Pamay da Elazığ T Tipi Cezaevi’nde yaşamını sonlandırdı.

Yaşamını yitirenlerin cenazeleri alıkonularak polis ve jandarma ablukasında defnedilirken, kitlesel ziyaretler her defasında engellendi.

Talep ne?

Leyla Güven, cezaevlerindeki tutuklular ve dünyanın farklı yerlerindeki eylemciler, İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kaldırılmasını talep ediyor.

27 Temmuz 2011’den bu yana avukatları, 11 Eylül 2016’dan beri de ailesiyle ne yüz yüze ne de telefon yoluyla görüştürülen Öcalan’ı, 12 Ocak’ta kardeşi Mehmet Öcalan’ın ziyaret ettiği bildirilmişti.

Görüşme açlık grevleri sürerken gerçekleşmişti. Ancak tahliye edilen Güven ve diğer tutuklular “tecrit kaldırılsın” talebi ile başlattıkları eylemi “tecrit durumunun sürdüğü” gerekçesiyle devam ettiriyor.

Açlık grevcileri Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile düzenli görüşmesini talep ediyor.

Hem Güven hem diğer birçok eylemcinin sağlık durumu kritik eşiği aşmış durumda. Ancak hükümet eylemler karşısındaki sessizliğini sürdürüyor.


Karınca, Duvar, Mezopotamya Ajansı

Hak savunucuları ve hukukçular hükümetle açlık grevlerini görüştü

Previous post
Ari Aster imzalı saykodelik bir film: “Midsommar”
Next post
1 Mayıs 1977’de hayatını kaybedenler Kazancı Yokuşu’nda anıldı