Ana SayfaGüncelSanıksız 10 Ekim Davası: Tanık konuşturulmadı, aileler tepkili

Sanıksız 10 Ekim Davası: Tanık konuşturulmadı, aileler tepkili

HABER MERKEZİ – 10 Ekim Katliamı firari sanıklarının yargılanmasında sanık sandalyeleri bir kez daha boş kalırken, sanık avukatları da duruşmaya katılmadı. Sanıklardan İlhami Balı’nın tanık olarak dinlenmesi beklenen eşi Hülya Balı’nın ifadeleri mahkeme başkanı tarafından kesildi, ‘etkin pişmanlık’tan yararlanma talebi reddedildi. Avukatların İstihbarat Daire Başkanlığı’nın bilgileri paylaşması talebini kabul eden mahkeme, duruşmayı 21 Kasım’a erteledi.

10 Ekim Ankara Gar Katliamı Davası’nda firari sanıkların yargılandığı davanın ikinci duruşması, Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılıyor.

Duruşmayı katliamda yaşamını yitirenlerin akrabalarının yanı sıra HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu takip ederken, çok sayıda müşteki avukat ile çeşitli illerin barolarına kayıtlı avukatlar duruşmada hazır bulundu.

Sanık avukatlarının katılmadığı duruşmada, salonda yer kalmadığı için müşteki avukatların bazıları sanık avukatların yerine oturmak durumunda kaldı.

Katılanların kimlik tespitinin yapılmasının ardından açık yargılanmaya başlandı.

Tanık konuşturulmadı

Duruşmada ilk olarak Hatay, Bursa ve İstanbul barosuna kayıtlı avukatlar, davanın takipçisi olacaklarını söyleyerek davaya müdahil olma talebinde bulundu.

Ardından sanıklardan İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı tutuklu bulunduğu Hatay Kilis Cezaevi’nden tanık olarak Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Mahkeme başkanı tanığın konuşmasına izin vermeden sanık eşi olarak ifade verip vermeyeceğini sordu.

Hülya Balı, “2014 yılında eşimin tehdidiyle Suriye’ye gitmek zorunda kaldım. 6 defadır SEGBİS’e çıkıyorum. İfadem hiç bir şekilde alınmadı” dedi ve ‘etkin pişmanlık’tan yararlanmak istediğini dile getirdi.

Konuşmasına devam eden Balı’nın sözünü kesen mahkeme başkanı, Balı’nın tekrar tanık olarak ifade vermek isteyip istemediğini, sanık eşi olması nedeniyle ifade vermeyi istememe hakkının olduğunu birkaç kere ifade etti.

Hakimin ikazları yaşamını yitirenlerin yakınları tarafından tepkiyle karşılandı. Müşteki avukatlar tanığın sadece kendi eşi hakkında değil ‘etkin pişmanlık’tan yararlanarak diğer sanıklarla ilgili de ifade vermesi gerektiğini talep etti.

Mahkeme başkanının sanığa tekrardan “sanık eşi olarak ifade vermek istiyor musun” sorması üzerine Balı, tanık olarak ifade vermek istemediğini ama ‘etkin pişmanlık’tan yararlanmak istediğini yineledi.

Savcı ‘dinlensin’ dedi, mahkeme reddetti

Savcı tanığın dinlenmesi yönünde talepte bulundu ama mahkeme heyeti talebi reddetti

Salonda bulunan aileler karara tepki göstererek, “Neden bağladınız neden dinlemediniz. Mahkeme yeni delillerin çıkmaması için mi uğraşıyor?” diye tepki gösterdi.

Söz alan müşteki avukatlardan Yıldız İpek de tanığın dinlenmesini talep etti.

“Tanık sorgusunun devam etmesi lazım. Aksi halde bu durum anayasanın adil yargılama ilkesinin ihlali olur. Etkin yargılamanın ihlali olur. Çekilme hakkı sadece eşi ile ilgilidir. Başka sanıklar yönünde ifade verebilir. Müdahil taraf olarak bizlerin soru sorulmasına hak tanınmalıdır.”

Müşteki avukatlardan Doğukan Topcan ise Hülya Balı’nın soruşturma dosyasında 35 kişi teşhis ettiğine dikkat çekerek, “Teşhis dosyasında şüpheli durumlarda herkesin kod ismini biliyor. Bunların açıklığa kavuşması için konuşması gerekir ve ana karardan vazgeçmelisiniz. Açıklığa kavuşamayan her dosyayı karanlıkta kalmaya mahkum ediyorsunuz” dedi.

‘Karşımızda ısrarla yanıtsız bırakan devlet var’

Ardından söz alan avukat Kemal Gürbüz de şöyle konuştu:

“Kararınızdan vazgeçmelisiniz. Hülya Balı 2015 yılında bir askerin öldüğünü ve bir askerin yakalandığını ve sorumlusunun İlhami Balı olduğunu söylüyor. Hülya Balı etkinlik pişmanlıktan yaralanırsa samimi açıklamalarda bulunacağını belirtti. Ayrıca diğer tanıklardan olan firari Deniz Büyükçelebi’nin eşi Şengül Büyükçelebi’nin zorla mahkemeye getirilmesini istiyoruz.”

Avukat İlke Işık, katliamın dördüncü yılına yaklaşıldığını anımsatarak, “İstihbarat Daire  Başkanlığı nedense bu dosyaya asla ve asla bilgi vermekten itina ediyor. İstihbarat Daire Başkanlığı hakkında ölmüşler hakkında bilgi istediniz. Onlar da iki satırlık bir cevap vererek ‘vermem’ dedi. Emniyet Genel Müdürü yargı makamı mıdır? Sizin adınıza nasıl karar veriyor. Delil istiyorsunuz o da cevap bile vermiyor. Doğal olarak neyi saklıyor diye soruyoruz. Neden delil kullanamazsınız diye geçiştiriyorlar. Karşımızda ısrarla cevap vermeyen bir devlet var” tepkisini gösterdi.

Işık son olarak, istihbarata firari sanıklar hakkında yeniden yazı yazılmasını istedi. Daha sonra aileler mahkeme heyetine tanıkları dinlemediği için tekrar tepki gösterdi.

Tepkiler üzerine mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.

“Bu katliamın sanıkları ‘firari’ mi?”

Aranın ardından duruşma avukatların beyanlarıyla devam etti.

Savunma yapan avukat Eylem Sarıoğlu Aslandoğan, firari sanıklardan Yunus Durmaz için “Antep’te düğünlere ve namazlara katılıyor. Yakalanma kararına rağmen yıllarca rahat rahat gezen Yunus Durmaz’ın bir tane görüntüsüne rastlamıyoruz. Bunun bir tesadüf olmadığını biliyoruz” diye konuştu ve şöyle sordu: “3 yıl boyunca rahat davranan birine ilişkin bu kadar kayıt varken, bu katliamın sanıkları firari sanıklar mıdır?”

Aslandoğan ayrıca “Bir yıl içerisinde iki defa Pakistan’a teslim edilen sanığın serbest bırakılarak, bu katliamı örgütlemesinde kamu görevlileri sorumluları değil midir?” dedi.

‘İstihbarat Dairesi Başkanlığı ne saklıyor?’

Daha sonra  söz alan Avukat Gülşah Kaya ise, 2 senedir taleplerinin karşılanmadığını belirterek, bazı materyallerin şarj ve pin kodu olmadığı gerekçesiyle incelenmediğini belirtti ve inceleme talebinde bulundu.

Bilirkişi raporunda hataların olduğunu kaydeden Aslandoğan, “Dosyamızda olmayan materyaller var. İstihbarat Daire Başkanlığı başka inceleme yapmış. İstihbarat Daire Başkanlığı’nın dijital materyalleri bize de göndermesini istedik. Bize gelen cevap, ‘inceledik ve gereken yerlere geri verdik’ yönünde oldu. İstihbarat Dairesi Başkanlığı bizden ne saklıyor? Bunlara cevap verilmesi gerekiyor. Tutanaklarda, çelişkilere ilişkin size dilekçe vermiştik. Oradaki taleplerimizi yeniliyoruz” dedi.

Avukat Erkan Ünüvar ise, “Soruşturma aşamasından beri kullandıkları telefona dair bir bilgi olmayan firari sanıkların tespiti için İstihbarat Daire Başkanlığı, Terörle Mücadele Şubesi (TEM) Jandarma birimlerine, Mili İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) bu konuda yazı yazılmasına ve ellerinde bulunan bilgi ve verilerin paylaşılmasını istiyoruz” diye konuştu.

Avukatların talepleri

Öte yandan avukat Gamze Gökkoğlu ise tanıklar Demet Taşer ve Hülya Balı’nın yeniden dinlenilmesini, ‘adli kontrol’ şartı ile bırakılan Ayşenur İnci’nin de mahkemeye zorla getirilmesini talep etti.

Ardından söz alan avukat Kemal Gündüz de, mahkeme heyetine 3 tane dilekçe verdiğini, kovuşturmanın genişletilmesi açısından da taleplerini yeniden açıklayacaklarını dile getirdi.

Avukatların talepleri şöyle:

  • Şengül Büyükçelebi’nin zorla getirilmesi ve hakkında soruşturma açılıp açılmadığına dair Cumhuriyet Başsavcılığı’na belge gönderilmesi
  • Dinlenilmeyen tanık Hülya Balı’nın yeniden dinlenilmesi
  • Antep’te arandığı belirtilen firari sanık Ahmet Güneş hakkında 2015 tarihinden beri yakalama kararı olup olmadığının Antep Emniyeti’ne sorulması, Antep 2’nci Ağır Ceza mahkemesi’nde Güneş hakkında bulunan dosyanın avukatlara ulaştırılması
  • Yabancı uyruklu olan firari sanık Valent isimli kişinin sınır dışı edilip edilmediğinin Göç Dairesi’ne sorulması
  • İçişleri Bakanlığı tarafından ‘kırmızı liste’de olan sanıkların neden ‘ödül listesi’nde olduğuna dair bilgi temini

Bir sonraki duruşma 21 Kasım’da

Savunmaların ardından savcı verdiği mütalaada avukatların taleplerini yineledi.

Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tanık Hülya Balı’nın tekrar dinlenilmesi yönündeki talebin bir sonraki celsede değerlendirilmesine karar verdi.

Mahkeme heyeti ayrıca avukatların İstihbarat Daire Başkanlığı, TEM Jandarma birimleri ve MİT’e yazı yazılması ve ellerinde bulunan bilgi ile verilerin paylaşılması talebini kabul etti.

Bir sonraki duruşma 21 Kasım’a ertelendi.

Adliye önünde açıklama

Duruşma sonrası ailelerin de katılımıyla adliye önünde basın açıklaması yapıldı.

10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği (10 Ekim-Der) Genel Başkanı Mehtap Sakinci Coşkun, “Bu duruşmada yine bir şeyi teşhir etmiş olduk. Sanıkların, sadece bu suçu işlemeyenlerin olmadığını gördük” dedi ve “7 ay sonra yine burada olacağız” ifadelerini kullandı.

Avukat Eylem Sarıoğlu Aslandoğan ise taleplerinin büyük oranda kabul edildiğini aktararak, “Açık bir şekilde gördük ki bu davada yargılanması gerekenler sadece sanıklar değildir. İstanbul ve Adıyaman’dan gelen dosyalarda gördük ki bu katliamların örgütlenmesine izin verilmiş. Biz ısrarla dosyaya belgelerin gelmelerini istememize rağmen herhangi bir işlem yapılmamış. Bizler mücadeleye devam edeceğiz. Davayı sahiplenmemiz bugün bu mahkemeye talepleri kabul ettirdi” şeklinde konuştu.

Ne olmuştu?

10 Ekim Ankara Gar Katliamı Davası’nda yargılanan 35 sanıklı duruşmanın 3 Ağustos 2018 tarihinde görülen dava duruşmasında 19 sanığa ceza verilerek, 16 firari sanığın dava dosyası ayrılmıştı.

Mahkeme heyeti 9 sanığa “anayasal düzeni ihlal” suçundan birer kez, “kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermişti.

Ayrıca sanıklara 20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan da ayrı ayrı 10 bin 557’şer yıl hapis cezası verilmişti.

Dosyası ayrılan 16 firari sanığın isimleri şöyle: İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentina Slobodjanjuk, Muhammet Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız ve Hasan Hüseyin Uğur.


Bu haber MA’dan derlenmiştir.