Ana SayfaGüncelContemporary Istanbul’un başkanından ‘özür’ mektubu: Duyularına yenik düşmüş

Contemporary Istanbul’un başkanından ‘özür’ mektubu: Duyularına yenik düşmüş

HABER MERKEZİ – Contemporary Istanbul’un Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli, “sanatseverler” olarak addettiği kişilere gönderdiği “Barış Pınarı” e-postası için özür diledi. Güreli, ‘duygularına yenik düştüğünü’ öne sürdü.

Contemporary Istanbul’un (CI) yönetim kurulu başkanı Ali Güreli, Türkiye’nin Kuzeydoğu Suriye’deki operasyonunu savunarak, uluslararası basın yayınlarını “yalan haber” yapmakla suçladığı mektubu için özür diledi.

Diken’den Aslı İzmirli’nin haberine göre Güreli, 18 Ekim’de yeni bir mektupla özrünü dile getirdi.

Söz konusu “özür mektubu”nda Güreli, ‘duygularına yenik düştüğünü’ ve ‘attığı e-postanın hayatını adadığı misyona hizmet etmediğinin farkında olduğunu’ öne sürüyor. O mektup şöyle:

“Sevgili Contemporary İstanbul dostları,
“14 Ekim 2019’da sizlere gönderdiğim mektup tamamen uygunsuzdu ve bazılarınızı etkilediği gibi çeşitli soru işaretleri de yarattı. Mektubun yarattığı şok için sanat dünyasındaki dostlarımızdan, ortaklarımızdan ve Contemporary Istanbul’daki çalışma arkadaşlarımızdan ve ailemden tüm samimiyetimle özür diliyorum. Mektup tamamen benim adıma yazıldı, ne yönetim kurulu ne de CI bağlantılı hiçbir departmanın bu süreçle alakası yoktu. Bazı haberlerin aksine CI kurulduğu günden bugüne bağımsız ve özel sektör tarafından desteklenen bir organizasyon olmuştur.
“Sanat dünyası birkaç küresel konuda bir tavır koymuştur ancak CI yönetim kurulu başkanı olarak benim misyonum her zaman politik olay ve tartışmaların dışında kalmaktır. Türkiye’nin karmaşık politik durumuna dair yorumda bulunmaya hakkım yoktu. Şartlar göz önüne alındığında benim için de yanlıştı. Contemporary Istanbul sayesinde oluşturduğumuz bir çevreye o mektubu göndermemeliydim. Son aylarda Türkiye’de yaşanan gerilimlerin hepimiz farkındayız. Ama ne yazık ki duygularıma yenik düştüm.
“Contemporary İstanbul’un amacı insanları en güzel yaratımların çevresinde bir arada tutmaktır, çatışma yaratmak değil. Attığım e-postanın hayatımı adadığım aynı misyona hizmet etmediğinin farkındayım. Bu yüzden Contemporary Istanbul’daki yönetici görevimi de böyle bir olayın yeniden yaşanmaması için yeniden gözden geçireceğim.
“Gelecek haftalarda, yönetim kurulumuzla yeni ortak yönetim biçimimizi tanımlamak için çalışacağız. CI dünyanın en prestijli sanat organizasyonlarından biri ve onun kültürlerarası diyaloğunu geliştirmek için çaba harcamaya devam edeceğiz.
“Son birkaç 10 yılımı adadığım sanat, hayatımda her zaman büyük rol oynayacak. Sanat bizi bütün sınırları aşarak bir arada tutar. Bizi yönlendiren bu tutku ile bir arada kalalım.”

Ne olmuştu?

Contemporary İstanbul’un Yönetim Kurulu Başkanı Güreli, Türkiye’nin “Barış Pınarı” adı verilen harekât ile ilgili, aralarında sanat eleştirmenleri ile gazetecilerin bulunduğu çeşitli kişilere e-posta göndermişti.

Güreli’nin 14 Eylül tarihini taşıyan fakat 14 Ekim’de gönderilen e-postasında, harekât savunularak, uluslararası basının konuyla ilgili yayınları “yalan haber ve yorumlar” olarak nitelendiriliyor ve “sanatsever arkadaşlardan manipülatif haber, yorum ve paylaşımları ciddiye almaması” isteniliyordu.

Suriye’nin toprak bütünlüğünden operasyonun mahiyetine, harekâtla ilgili çeşitli konuların gündeme getirildiği mesajda, operasyonla ilgili “dezenformasyon ve kara propaganda yapıldığı” savunuluyor ve şöyle deniyordu:

“Türkiye’nin mevcut operasyonu hiçbir etnik grubu, ulusu veya ülkeyi hedef almıyor, aksine sade ve basit bir şekilde ülkemize olduğu kadar bölgesel ve küresel seviyede terör tehdidi oluşturan unsurların etkisiz hale getirilmesini hedefliyor.”

Güreli’nin mesajı, Türkiye ekonomisinin harekâttan etkilenmeyeceği, maruz kaldığı önceki saldırılar sonucu ekonominin bağışıklık kazandığı ve bu durumun sanat sahnesi ile piyasasına olumlu yansımalarla sonuçlandığı yönündeki ifadelerle son buluyordu.

Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Güreli’nin bu mesajı sanat dünyasından birçok ismin tepkisini çekmişti.

Gazeteci ve eleştirmen Oliver Basciano, mesajı “delilik” olarak nitelendirirken, “Neden yorum yapma ihtiyacı hissettikleri hayret verici; neyse gelecek yıl uluslararası katılımcı bulmakta başarılar!” ifadelerini kaydetmişti.

New York Doğu Enstitüsü’nden Hakan Topal ise bu durumun Türkiye için bir istisna olmadığını söylemişti: “İstanbul müzelerinde artık hiç kimse politik iş sergileyemiyor. Politik doğası olan işler gözardı ediliyor ya da sansürleniyor.”


Contemporary İstanbul’dan ‘Barış Pınarı’ e-postası, sanatçılardan tepki

Previous post
Manisa'da bir çocuğu cinsel istismara maruz bırakan erkek gözaltına alındı
Next post
Dört ilde ev baskınları: Çok sayıda HDP'li yönetici gözaltında