Ana SayfaGüncelNUSAYBİN DAVALARI | Haftalardır süren duruşmalarda neler oluyor?

NUSAYBİN DAVALARI | Haftalardır süren duruşmalarda neler oluyor?

HABER MERKEZİ – Nusaybin’de, sokağa çıkma yasakları sırasında tahliye edildikten sonra tutuklanan 17’si çocuk 70 kişinin yargılandığı duruşmalara devam ediliyor. Eylül ayında başlayan yargılamalarda söz alan avukatlar işkencelere değindi, müvekkilleri hakkında somut delil olmadığını savundu. Tutuklulardan Halepçeli Akar İkbal “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hukuk yoktur” sözleriyle tepki gösterirken, bir diğer tutuklu Ömer Güner “demokratik özerklik” üzerinde durdu. Mahkeme heyeti ise aralarında beş çocuğun da bulunduğu birçok tutukluya ceza yağdırdı.

Mardin’in Nusaybin ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında 26 Mayıs 2016’da gözaltına alınarak, tutuklanan 17’si çocuk 70 kişinin hakkında açılan iki ayrı davanın tefrik edilmesinin ardından başlayan tek tek yargılamalarda sanıklar savunma yaptı.


23 Eylül: Tutuklulara darp ve ceza

Dosyaların ayrıldığı davaların görülmesine adli yılın başlamasıyla devam edildi.

Mardin 4’ncü Ağır Ceza Mahkemesi, 23 Eylül Pazartesi günü yapılan duruşmada ilk olarak Mahsum Çay hakim karşısına çıkarıldı.

Çay, tutulduğu Osmaniye Cezaevi’nde ve duruşmaya getirilirken işkence gördüğünü söyledi, üzerine verili ifadeleri kabul etmediğini belirterek, “Yaşım küçük olmasına rağmen beni büyüklerin arasında yargıladınız” diye ekledi.

Savunma yapan bir diğer tutuklu Osman Bozkurt ise ne mütalaayı ne de iddianameyi kabul ettiğini söyledi, “Ben altı yerde aynı anda nasıl bulunabilirim?” diye sordu.

Bozkurt ayrıca “hayal ürünü bir dosya ile bizi yargılıyorlar” dedi ve ifadelerinin işkence altında alındığını vurguladı.

“Bu ifadeler geri çekilse benim cezaevinde kalmam için hiçbir neden kalmayacak. Eski ifadelerimi tekrar ediyorum.”

Tutuklular ardından avukatlar da eski savunmalarını tekrar ettiklerini söyleyerek müvekkilleri hakkında tahliye kararı istedi.

Bozkurt’un ardından hakim karşısına çıktığında sadece üzerine atılı ifadeler olduğunu belirten Hamit Acur ise davanın toplu olarak görülmesini talep etti.

Mahkeme heyetinin gün içerisindeki kararları şu şekildeydi:

  • Mahsum Çay’ın yaş testi için ATK raporu alınması talebiyle duruşma 14 Kasım’a ertelendi.
  • Osman Bozkurt ile Hamit Acur’a ağırlaştırılmış müebbet ve “adam öldürmeye teşebbüs”ten 15 yıl hapis cezası verildi.

Öte yandan 23 Eylül’deki duruşmada hakkında ceza açıklandıktan sonra kararı sloganla protesto etmek isteyen Osman Bozkurt darp edildi.


24 Eylül: “Bu insanlık dışı bir yargılama”

Devam eden duruşmalarda 24 Eylül Salı günü mahkeme heyetinin karşısına tutuklu Akar İkbal çıktı.

Halepçeli İkbal savunmasını Kürtçe yaptı, “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hukuk yoktur. İlk defa bu adaleti Türkiye’de görüyorum. Türkiye’de adalet yok. Faşizm uygulanıyor. Bu insanlık dışı bir yargılamadır” diye konuştu.

Mahkeme heyeti İkbal’e “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra “adam öldürmeye teşebbüs”ten 15 yıl hapis cezası verdi.

Kararı slogan atarak protesto etmesi üzerine İkbal duruşma salonundan darp edilerek çıkarıldı.


26 Eylül: Aynı dosyadan ikinci ceza istemi

Devam eden duruşmalarda 26 Eylül Perşembe günü mahkeme karşısına çıkan ilk isim Yasemin Erkol oldu.

Erkol, 26 yıldır Nusaybin’de yaşadığını belirterek, kentte çocuklarını kurtarmak amacıyla kaldığını söyledi ve beraat talebinde bulundu.

Erkol’un ardından duruşması yapılan Ömer Güner, “demokratik özerklik” üzerinde durdu, devamında ise “Her ne kadar karşı çıkılsa da tarihten bu yana bu coğrafyanın adı Kürdistan’dır. Kürt halkı her zaman özerk olmuştur. Biz Kürtler ve Kürdistan’da yaşayan halklar bu coğrafya hakkında herkesten daha fazla söz sahibiyiz” dedi.

Güner, jandarmanın müdahale ettiği Kürtçe savunmasının ardından tahliye talebinde bulundu.

Güner’in ardından İsmail Yılmaz’ın savunmasına geçildi. Savunmayı Yılmaz’ın avukatları yaptı.

Ardından duruşması yapılan ve olay tarihinde 18 yaşının altında olan Ercan Dolaşır, Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde halihazırda aynı dosya kapsamında 30 yıl hapis cezası verildiğini hatırlatarak, “Şimdi aynı dosyadan bir daha ceza verilmek isteniyor. Bunu kabul etmiyorum” dedi.

Dolaşır’ın avukatı da tekrar aynı cezanın verilmesinin kanuni olmayacağını söyledi.

Gün içerisinde mahkeme heyetinin verdiği kararlar şöyle:

  • Yasemin Erkol’un bir sonraki duruşması 1 Ekim’e ertelendi.
  • Ömer Güner’in tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma 21 Kasım tarihine erteledi.
  • İsmail Yılmaz’ın bir sonraki duruşması 31 Ekim’e ertelendi.
  • Ercan Dolaşır için savcılık bir defa daha 72 kez ayrı ayrı müebbet hapis isteminde bulundu. Dolaşır’ın avukatının savunma için ek süre talebi kabul edildi, tutukluluk halinin devamına karar verilerek duruşma 4 Ekim’e ertelendi.

27 Eylül: “Orada savaş yaşandı”

Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmalar, 27 Eylül Cuma günü geçici heyet ile devam etti.

İlk olarak dosyada “itirafçı” olarak belirtilen Sevda Deli’nin hazır bulunduğu duruşması yapıldı.

Sonrasında Koma Sê Bra müzik grubunun solisti Erkan Benli duruşmada hazır edildi.

Benli’nin avukatı Bergan Acun, müvekkili ile diğer tutukluların işkence gördüğüne ilişkin suç duyurusunun soruşturma neticesinin mahkemeye gönderilmesini talep ederek, dosyanın tekrar birleştirilmesini istedi ve müvekkili için tahliye talebinde bulundu.

Erkan Benli ise “Biz 76 asker-polisin ölümünden sorumlu tutuluyoruz. Bunun sorumlusu biz değiliz. Devletin kendisidir. Çünkü Nusaybin’de devlet birbirine girdi. Yaşadığı psikolojik sorunlar sonrası devlet birbiri ile çatıştı. Orada bir savaş yaşandı” dedi.

Benli sözlerini, “Bizler de kendi kendimizi yöneteceğiz. Ben bu halkın bir sanatçısı olarak Kürt halkının kendi mücadelesinin yanında durmaya devam edeceğim” ifadeleriyle sonlandırdı.

Ardından duruşması yapılan Ömer Karataş savunma yapmadı. Avukatı ise dosyayı ‘dayanaktan yoksun’ sözleriyle nitelendirerek, “Dosya ayrıldı ise hangi iddia ile hangi sanık yargılanıyor belirlenmesi gerekiyordu” diye konuştu.

Karataş’ın sonrasında duruşması yapılan Dilber Tanrıkulu, SEGBİS aracılığıyla duruşmaya dahil olması istendiği için katılmadı.

İddia makamı, Dilber Tanrıkulu hakkındaki mütalaasında 76 ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis ve yüzlerce yıl ayrı ayrı hapis cezası talep etti.

Sonrasında duruşması yapılan Mazlum Yaşa, duruşmaya SEGBİS üzerinden katılarak, “Bir daha SEGBİS üzerinden katılmayacağımı söylemek için geldim. Mahkeme salonunda savunmamı yapmak istiyorum” dedi ve SEGBİS odasından ayrıldı.

Mahkeme heyetinin gün içerisinde verdiği kararlar şöyle:

  • Sevda Deli’nin tutukluluk halinin devamına hükmedildi.
  • Talepler reddedilerek Erkan Benli’nin tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma 16 Ekim’e ertelendi.
  • Ömer Karataş’ın bir sonraki duruşması 3 Ekim tarihine ertelendi.
  • Dilber Tanrıkulu’nın ek süre talebi kabul edilerek bir sonraki duruşma için 21 Kasım tarihi belirlendi.
  • Mazlum Yaşa’nın bir sonraki duruşması 31 Ekim’e ertelendi.

30 Eylül: Çocuklara 35’er yıl ceza

Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 30 Eylül günü çocuklar dahil sekiz kişinin duruşmaları yapıldı.

Tutuklandığı dönemde 18 yaşında olan Şükrü Aybek, Heja Alğan, Baran Eman, Çeçan Kilkaya ile Dilan Aslan hakim karşısına çıkarıldı.

Aybek, Nusaybin’den çıktıktan sonra kendisine işkence altında ifadeler imzalatıldığını  belirterek, “İddiaları da sizin verdiğiniz cezaları da kabul etmiyorum” dedi.

Heja Alğan ise “Nusaybin’de yaşananlar tarihe geçecek. Devletin söylediklerinin hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı. Demokratik özerklik ilan edilmişti ve bu meşru bir talepti. Halkın kendisi özerklik ilanında bulunmuştu” diye konuştu.

Devamında duruşmaları yapılan Baran Eman, Çeçan Kilkaya ile Dilan Aslan’ın avukatları ek süre talebinde bulundu.

Ardından Emre Topçuoğlu, 13 sayfalık esasa ilişkin savunmasını okudu, verilen cezaların bir hükmü olmadığını söyledi.

Duruşmaları yapılan diğer isimler Bayram Sevgin ve Hatip Oyman’ın avukatları ise reddi hakim talebinde bulundu.

Mahkeme’nin gün içerisinde aldığı kararlar şöyle:

  • Şükrü Aybek’in duruşması mahkeme kararı açıklanmak 8 Ekim’e ertelendi.
  • Heja Alğan’a üzerine atılı suçlamalardan dolayı müebbet hapis cezası verildi. Olayın yaşandığı tarihte 18 yaşından küçük olması sebebiyle ceza 35 yıl olarak belirlendi.
  • Emre Topçuoğlu’na önce müebbet hapis cezası verildi, olayın yaşandığı tarihte çocuk olmasından dolayı ceza 35 yıla düşürüldü.
  • Baran Eman, Çeçan Kilkaya ile Dilan Aslan’a aynı gerekçeyle 35’er yıl hapis cezası verildi.
  • Bayram Sevgin ve Hatip Oyman’ın reddi hakim talebi reddedilerek, duruşma karar verilmek üzere 9 Ekim’e ertelendi.

1 Ekim: ‘Çocuklarım için kentte kaldım’ diyen Erkol’a hapis cezası

Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan yedi çocuk annesi Yasemin Erkol 1 Ekim Salı günü hakim karşısındaydı.

İddia makamı Erkol hakkında, “örgüt üyeliği”, “patlayıcı madde bulundurma”, “devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma”, “basit yaralama”, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme, mala zarar verme, tasarlayarak öldürme” iddiaları ile ceza verilmesini istedi.

Erkol, esasa ilişkin savunmasında çocukları için yasak sırasında şehirde kaldığını yineledi.

Erkol’un avukatı Arife Acar da müvekkili hakkında somut bir delil olmadığını, müvekkilinin çocukları için kentte kaldığını kaydetti.

Ardından kararını açıklayan mahkeme “örgüt üyeliği” iddiası dışındaki tüm suçlamalardan Erkol’a beraat verdi.

Erkol’a verilen 15 yıl cezasında “iyi hal indirimi” uygulanarak 10 yıla düşürüldü.


3 Ekim: Dört tutukluya müebbet

Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Ekim Perşembe günü tutuklular Ömer Karataş, Özgür Sevim, İlyas Doğan ve Zehra Kayaalp’in duruşmaları yapıldı.

Karataş, avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada, halkın kendi kendisini yönetme ve demokratik taleplerine devletin saygı duymadığını söyleyerek üzerine atılı iddiaları reddetti.

Ardından İlyas Doğan ve Zehra Kayaalp’in duruşmaları ile Özgür Sevim’in duruşması yapıldı.

Sevim, “Ben hiçbir zaman savaş taraftarı olmadım. Ama devlet hep bizi savaşa sürükledi. Devlet hiçbir zaman demokratik bir çözüme yanaşmadı. Devlet her zaman bu halkı bu halkları savaşa zorladı. Ben hiçbir zaman pişman olmayacağım. Ben bu ülkeyi herkesten çok seviyorum. Halkların kardeşliğine inanıyorum. Vereceğiniz ceza beni ilgilendirmiyor” dedi.

Mahkeme’nin gün içindeki kararları şöyle:

  • İlyas Doğan, Zehra Kayaalp, Ömer Karataş’a müebbet hapisin yanı sıra “kasten öldürmeye teşebbüs” iddiası ile 15 yıl, “kamu malına zarar verme” iddiası ile de 3 yıl hapis cezası verildi.
  • Özgür Sevim’e müebbet hapis cezasının yanı sıra “kasten öldürmeye teşebbüs” iddiası ile 15 yıl, “kamu malına zarar verme” iddiası ile de 3 yıl ve “örgüt üyeliği” iddiası ile 7 yıl hapis cezası verildi.

Mezopotamya Ajansı’nda çeşitli tarihlerde yayınlanan haberlerden derlenmiştir: 23 Eylül, 24 Eylül, 26 Eylül, 27 Eylül, 30 Eylül, 1 Ekim, 3 Ekim
Previous post
Ankara’da beş Almanya vatandaşı gözaltında
Next post
KHK’lilerin “Büyük Buluşması” yasaklandı, HDP ve SP'yi ziyaret edecekler