Ana SayfaGüncel‘Soçi mutabakatı’nın ardından: Askeri ve siyasi sonuçları ne olacak?

‘Soçi mutabakatı’nın ardından: Askeri ve siyasi sonuçları ne olacak?

HABER MERKEZİ – Türkiye ile Rusya arasındaki ‘mutabakat’ taraflar için ne getiriyor ne götürüyor, Soçi’deki sonuç önümüze nasıl bir tablo koyuyor? Karşılıklı “hamlelerin” askeri ve siyasi sonuçları ne olacak? Ortadoğu uzmanları Mustafa Peköz ile Fehim Taştekin, akademisyenler Arzu Yılmaz ile İlhan Uzgel, parlamenterler Erkan Baş ve Murat Çepni değerlendirdi.

Türkiye’nin 9 Ekim’de başlattığı ve adına ‘Barış Pınarı’ dediği harekât onuncu gününde ABD’nin devreye girmesi ile durdu, 22 Ekim’de ise Rusya ile yapılan görüşmenin ardından ‘sona erdi’.

Operasyonu sonlandıran Soçi’deki zirvede Türkiye ile Rusya arasında varılan 10 maddelik mutabakatın ardından Kuzeydoğu Suriye’de dengelerin ne yönde değişeceği tartışma konusu. Farklı değerlendirmeler var.

[Soldan sağa] Fehim Taştekin, Mustafa Peköz, Arzu Yılmaz ve İlhan Uzgel

“Türkiye, Suriye’den tamamen çıkmak zorunda”

Ortadoğu uzmanı, yazar Mustafa Peköz’e göre Soçi’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında varılan mutabakat neticesinde Türkiye önümüzdeki günlerde Suriye topraklarından tamamen çıkmak zorunda kalacak.

Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik’e konuşan Peköz, Türkiye’nin ‘Barış Pınarı’ adı altında başlattığı askeri operasyonda işlerin hiç de istediği gibi gitmediğini söylüyor.

“Askeri olarak hedeflerini gerçekleştiremedi” diyen Peköz, şöyle devam ediyor:

“450 km sınırın tamamında güvenli bölge oluşturacağı ve 30 km derinlikte askeri bir üstünlük kuracağını hesapladı. Başaramadı. Bunun iki temel noktası var. Birincisi, karşılaştığı direniş oldu. Sınırlı bir bölgede ilerleme sağlayabildi. Böylelikle hızlı bir operasyonla kapsamlı bir alanda hakimiyeti sağlama planı tutmadı. İkincisi de, uluslararası alanda beklemediği ciddi bir tepkiyle karşılaştı. Bu tepki öylesine diplomatik açıklamaların çok ötesinde fiili yaptırımlara dönüştü. Yalnızlık içinde girdiği alanların kontrolünün sağlanmayacağını gördü. Önce ABD’nin çok açık baskısıyla 5 günlük bir ateşkes sağlandı, sonra Rusya ile 10 maddelik mutabakat imzaladı. Mutabakata bakıldığında kamuoyunda yansıtıldığı gibi Türkiye’nin ciddiye alınabilir bir kazanımı yok. Askeri olarak düşündüğü sonucu elde edemedi.”

DW Türkçe’den Aslı Işık’a değerlendirmelerde bulunan Prof. İlhan Uzgel de “Türkiye’nin tek kazancı 120 km’lik hat kontrolü” diyor.

Türkiye’nin 120 kilometrelik hattın kontrolünü Rusya’ya da teyit ettirdiğini belirten Uzgel, ” Türkiye’nin amacı Irak sınırına kadar Kamışlı dahil 444 kilometreyi kontrol etmekti, onu başaramadı. Tersine 30 kilometrelik sınır Suriye rejimi ve Rusya tarafından boşaltılacak” diye ekliyor.

Bir başka Ortadoğu uzmanı, gazeteci-yazar Fehim Taştekin ise Türkiye ile Rusya arasındaki mutabakatın Suriye ordusunun yeniden Türkiye sınırlarına dönmesinin önünü açtığı görüşünü dile getiriyor.

BBC Türkçe’deki yazısında Taştekin bu mutabakatın “Kürtlerin inşa ettiği fiili özerkliğin geleceğini ise iyice belirsizliğe ittiğini” söylese de Kamişlo (Kamışlı) ile ilgili duruma dikkat çekiyor:

“Kamışlı özerk yapılanmanın ana üssü konumunda. Kamışlı’nın istisna yapılmasında buradaki Suriye askeri varlığı gerekçe gösterilse de ortak devriyenin yapılacağı Kobani’de de artık aynı durum söz konusu. Haliyle ‘Acaba Kamışlı, Şam ile Kürtler arasında bir çözüm bulununcaya kadar bir çekilme-oyalanma alanı olarak mı düşünülüyor?’ sorusu yanıt bekliyor.”

“Kürtler Cenevre sürecine katılabilir”

DW Türkçe’den Beklan Kulaksızoğlu’na konuşan Ortadoğu uzmanı Dr. Arzu Yılmaz, Kürtler konusunda Rus diplomasisinin devreye gireceğini ve Esad rejimi ile PYD arasında varılacak bir mutabakat çerçevesinde Kürtlerin Cenevre sürecine katılımının sağlanabileceğini öngörüyor.

Kürtler bağlamında Türkiye’nin muhatabının bundan böyle Esad rejimi ve Rusya olacağını belirten Yılmaz, “Bundan sonra PYD’nin nasıl var olacağı, ne şekilde devam edeceği, Türkiye bağlamında tartışacağımız bir konu değil. Rejimle Kürtlerin müzakeresine bağlı olarak şekillenecek bir mevzu” görüşünü dile getiriyor.

“Türkiye’nin kaybettiğini yakında göreceğiz”

HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş

Mezopotamya Ajansı’na konuşan Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş da Türkiye’nin operasyondan “kazançlı çıkmadığı” görüşünde.

“Ben Rojava’da çok kısa bir sürede geri adım atmış olmasını sadece uluslararası dengelerden ibaret olmadığını da vurgulamış olayım. Yani aynı zamanda Türkiye halkının geniş kesimlerinin bu savaş politikalarından ikna edilememiş olması geri adım atılmasının nedenlerinden bir tanesi. Sonuç itibariyle görüntüde bir zafer havası verilmeye çalışılıyor. Böyle bir manipülasyon aslında kazandık görüntüsü vermeye çalışıyor. Esasında kaybettiğini yakın bir dönemde hepimiz göreceğiz.”

Bir başka parlamenter HDP’li Murat Çepni ise Rojava’daki kazanımların hedefte olduğunu söylerken, Kuzeydoğu Suriye’de yaşananları “hegemonya mücadelesi” olarak yorumluyor.

Çepni’ye göre ABD’den Rusya’ya, Şam’dan Ankara’ya “hepsinin tek derdi Rojava devrimini boğmak, orada yaratılan demokratik, halkçı modelin önüne geçmek.”

Buna karşı bir direniş olduğuna dikkat çeken Çepni, “Bütün bu oyunları bozan bir rol oynanıyor” diyor.




Önceki Haber
Şehirlerarası otobüste muavin, bir kadını cinsel saldırı ve şiddete maruz bıraktı
Sonraki Haber
Taslağın son hali ortaya çıktı: İki yeni vergi geliyor