Ana SayfaYazarlarElend Aydınİyi paçavralar – Elend Aydın

İyi paçavralar – Elend Aydın


Elend Aydın


Günlerdir yılan tıslamasıyla “başkalarının” bayrağına “paçavra” diyerek aşağıladıklarını sananlar arz-ı endam ediyor ekranlardan, sınır boylarından.

Ama cehalet şu ki; “paçavra” İspanyolcadan Türkçeye geçmiş ve “bez, eski bez parçası” anlamındadır. Keza Kürtçede de bazı bölgeler “bez” için “paç-paçik” derler. Yani tükürükler saçarak da söyleseniz “paçavra” sadece “bez parçasıdır” ve ne yazık ki! tüm bayraklar da “bez parçasıdır”, “paçavradır”, paçavra olmak zorundadır. Yoksa öyle asamazdınız onları yukarılara ve öyle sallanmazlardı rüzgarda.

Neymiş? Demek ki insanlık, “bayrak” denen sembolün, ancak “bez parçalarından” oluşabileceğini idrak ederek öyle yerleştirebilmiş hayata ve tarihe… Çünkü tahtadan, altından, taş ya da mermerden oluşamaz hiç bayrak, oluşsa da bayrak olmaz. Bu nedenle cehaleti bırakın artık derim kumruların üşüyen şarkılar okuduğu bu tenha sabahta.

Ayrıca herkesin bayrağı kendine ve hiçbir bayrak diğerinden üstün olamaz, olmamalı. Olduğunda yani öyle olduğunu sanıp başkalarına dayattığında artık o masum, renkli ve anlamlı “bez parçaları-paçavralar” “bayrak” olmaktan çıkar. Mesela Nazilerin “gamalı haçı” olur ki tam taarruz, işgal, gasp ve talana rağmen çöplüğü boylamaktan kurtulamaz. Çünkü başta Alman halkı olmak üzere, insanlık lanetlenmiştir çoktan masum bir bez parçası-bayrak olmaktan çıkmış “o şey”.

Bu anlamda tepinerek de toslaşarak da olsa söyleseniz o “paçavralar-bez parçaları” da bayraktır sizin bayrağınız kadar ve böyle diyerek değil “onu”, ancak bu cahil yaklaşımınızla kendinizi aşağılarsınız. Gerçi bayrağınızı da aşağılıyorsunuz çünkü 7/24 sallayarak, gerekli-gereksiz her yerde kendi gözlerinize de başkalarının gözlerine de sokmak suretiyle “onu” “bayrak” olmaktan çıkarıyorsunuz.

Mesela bir kümesin üzerine bayrak asmaya ne gerek var? Ya da balkonlarda çorapların yanında bir bayrak ya da sizin deyiminizle bir “Türk bayrağının” (çünkü dikkat edin, sadece bayrak bile diyemiyorsunuz, illa “Türk bayrağı” denecek! Herhalde “Türk bayrağı”, burası Türkiye, Ekvador ya da Dominik Cumhuriyeti değil ki) ne işi var? Bakanların; kümeslere, balkonlara yıl boyu asılmış bayraklarınızı görerek ne yapacaklarını düşünüyor ya da istiyorsunuz. “Aaa! Bayrağa bak! Kümesin tepesinde, çorapların yanında bayrak var! Hadi, amuda kalkıp asker selamıyla Türk olalım, ‘Türk bayrağını’ her tarafa asalım!”

Kusura bakmayın ama hiç kimseyi etkileyemiyorsunuz böyle yaparak, kaldı ki bu görmemişlikten artık vazgeçmek lazım. Anladık, bayrağınızı seviyorsunuz, ama herkes seviyor zaten kendi bayrağını. Fakat böyle yaparak hem bayrağı hem de kendinizi marazlara bulaştırıyorsunuz.

Sakin olun, gevşeyin. Kendinizi de bu masum ve sembolik bez parçalarını-paçavraları da biraz rahat bırakın ki, rahat rahat dans edebilsinler rüzgarda. Hem maazallah, birileri tutar size: “Sahi neleri saklıyorsunuz bu bez parçalarının-bayrakların ardından, böyle gözünüzü gözünüze ve fotoğraflarımıza soktuğunuza göre vardır bir derdiniz!” derse ne yaparsınız?

Üşümüş kumru şarkıları eşliğinde yağmur vurmuş çiçeklere koşarken; en güzel “bayrağın” doğaya ait olan bu “bayraksızlık” olduğunu görüyor, sonbaharın son sözlerini mırıldanan çiçeklerle uğurluyorum kendimi uzaklara. Ama unutmadan: mutlaka her dilden sözcüklere bakın ve tüm bayrakların kardeş bir “bez”den yapıldığını görerek; başkalarını aşağıladığınızı sanırken kendinizi aşağılamayın artık.

İyi paçavralar, iyi bez parçaları, iyi bayraklar!

Previous post
Bu kez de Kürt Toplumu Başkanı'na: Almanya’da siyasilere ölüm tehditleri
Next post
Almanya'dan “Türkiye'ye silah ambargosu” açıklaması