Ana SayfaÇalışma YaşamıDiyarbakır’daki emek ve demokrasi mitingine ‘savaş’ yazılı pankartlar alınmadı

Diyarbakır’daki emek ve demokrasi mitingine ‘savaş’ yazılı pankartlar alınmadı

HABER MERKEZİ – Amed Emek ve Demokrasi Platformu’nun düzenlediği mitingde üzerinde ‘savaş’ kelimesi yazılı olan pankartlar polis tarafından alana alınmadı. Polis pankartlardaki ‘savaş’ kelimesini bıçakla kesilerek miting alanına alınmasına izin verdi. Mitingde tutuklu görevden alınan tutuklu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın gönderdiği mesaj da okundu.

Amed Emek ve Demokrasi Platformu’nun “Toplumsal barış ve insanca yaşam için demokrasiyi inşa edelim” sloganıyla düzenlediği miting, Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda yapıldı.

Mitin, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği (TTB) bileşenleri tarafından ortaklaşa düzenlendi.

Siyasi partilerin de destek verdiği mitinge, 14 Kürt ilinden de katılım sağlandı.

“Kayyum atayarak, ihraç ederek, açığa alarak bizi susturamazsınız”, “Savaşa karşı barış” ve “Halkın bütçesini savaşa peşkeş çektirmeyeceğiz” pankartları içeriye alınmadı.

Polis, “Savaşa, faize, israfa değil, emekçiye bütçe” pankartındaki “savaş” kelimesini bıçakla keserek miting alanına alınmasına izin verdi.

Mitingde ilk olarak söz alan Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Başkanı Abbas Şahin, ülkedeki sömürü ve asimilasyon politikalarına karşı duranların “vatan haini” ilan edildiğini söyleyen Şahin, “Vatan hainleri onlardı. Bu ülkede insanların dini ve kültürü yasaklandı. Bunlar yolsuzlukta, hırsızlıkta ön sıradalar. Ülkede ne hukuk ne de demokrasinin esamesi bile okunmuyor artık” dedi.

‘Devlet Kürtlere zulmü hak görüyor’

Ardından söz alan TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Üyesi Doğan Hatun, konuşmasına Maraş Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anarak başladı.

“Bütün katliamlar ancak ve ancak bize yol açacaktır. Bu devlet, Kürt halkına reva gördüğü zulmü kendine bir hak olarak görüyor.”

Ülkede süren ekonomik krize değinen Hatun, insanların açlıktan intihar ettiğini ifade ederek, bütçenin savaşa değil, barışa, halka ve yoksullara harcanmasını istedi.

DİSK Genel İş Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Salih Doğrul ise AKP’nin neo-liberal politikalar izlediğini, her şeyi özelleştirip sattığını ve bu sürecin de hala devam ettiğini ifade etti.

Doğrul, bu politikalardan kaynaklı yoksulluk ve açlığın arttığını, siyasi soykırımların yapıldığını ve kayyum politikalarının sürdürüldüğünü belirtti.

‘Saray emekçilerin yanında durmadı’

Sonrasında söz alan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen AKP’nin dışarıda Osmanlıcılık politikalarıyla, içeride ise baskı ile kendi varlığını ve ömrünü uzatmaya çalıştığını dile getirdi.

“Tek adam rejimi keyfiliğine, seçme seçilme hakkının gaspına, kayyum atamalarına karşı çıkanlar var bu ülkede. Yolsuzluğa karşı batmış bu ülkede direnen emekçiler var bu ülkede, selam olsun hepsine.”

Gün geçtikçe artan işsizliğe dikkat çeken Gezen, şunları söyledi:

“Bir yandan işsizlikten evine ekmek götüremeyenler ve çaresizlikten intihar edenler, diğer yanda bir yemeğe 50 bin lira verenler var. Bir yandan elektriğe gelen zamanlar, elektrik borcunu ödemeyenler, diğer yandan elektrik borcunu ödeyemeyen çiftçiler var.
Yetmiyor, İşsizlik Fonu’na el atıyorlar. Bu tablo uzayıp gider. Eğitim ve sağlık paralı hale geldi. ‘Paran yoksa öl’ diyorlar. Bu sorunların hiçbirini bu bütçe döneminde de çözmediler. Saray yine emekçilerin yanında durmadı, karşısında durdu, sermayedarların yanında durdu.”

Mızraklı’dan mesaj

Gezen’in ardından görevden alınarak tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı’nın Kayseri Bünyan Cezaevi’nden gönderdiği mesaj okundu.

Mızraklı, mesajında şunları ifade etti:

“Bugün bir arada, bu meydanda hep birlikte barışı, bir arada yaşamayı ve özgürlükleri haykırıyorsunuz. 2002 yılında daha fazla barış, demokratikleşme ve özgürlük vaadiyle iktidara gelenler bugün tüm bu söylemlerden uzaklaşarak, faşizmin baskıcı yüzünü uygulamaktadırlar.

Türkiye’de yaşayan halkları baskı, zor ve zulüm politikalarıyla zapt u rap altına alıp, köleleştirmek istemektedirler. Özgürlükleri sadece kendi yandaşlarına reva görenler, diğer halkları ötekileştirmektedir. Tüm bunların önündeki tek engel, bizleriz. Bizler örgütlü bir halk, özgür bir geleceğiz. Çünkü bizler özgürlüğün değerini derinden hissedenleriz.

Bizler bu özden aldığımız güçle özgür bir toplumu oluşturmaya çalışmaktayız. Çünkü demokratikleşme, barış ve insanca yaşam özgür insan ile olur. Özgür insan örgütlenerek özgür toplumu oluşturur. Bizler de bu özden aldığımız güç ile mutlaka ama mutlaka toplumsal barışın önündeki engelleri kaldırıp, insanca yaşam için onurlu bir demokratik yaşamı inşa edeceğimizin inancıyla sizleri selamlıyorum. Bizler bu inançla ile mutlaka ama mutlaka kazanacağız.”

Mezopotam Ajansı’ndan derledik.

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Erdoğan: Gerekirse Libya'ya desteğimizin askeri yönünü artıracağız
Sonraki Haber
ÖDP'de isim değişikliği: Yeni ismi 'Sol Parti'