Ana SayfaEkolojiKrize karşı kooperatifler: “Toplumsal muhalefet için bir fırsat”

Krize karşı kooperatifler: “Toplumsal muhalefet için bir fırsat”

HABER MERKEZİ – Serkan Öngel ile Uygar Dursun Yıldırım’ın derlediği “Krize Karşı Kooperatifler” isimli çalışma Nota Bene’den çıktı. Kitaba dair Kadıköy Kooperatifi’nde düzenlenen söyleşide konuşan yazarlar kooperatiflerin ve kooperatifçiliğin bugün yeniden gündeme geldiğine dikkat çekerek, bu sürecin toplumsal muhalefet açısından sağladığı fırsatlara vurgu yaptı.


Haber: Bekir Avcı


Serkan Öngel ile Uygar Dursun Yıldırım’ın derlediği “Krize Karşı Kooperatifler: Deneyimler, Tartışmalar, Alternatifler” adlı çalışma Nota Bene Yayınları’ndan çıktı.

Tarım ve gıda alanlarında ne oldu da kooperatifler yeniden yaygınlaşmaya başladı? Toplum bugün neden kooperatif gibi bir yapıyı yeniden önüne koydu?

Bu iki soru, kooperatif hareketlerini çeşitli boyutlarıyla mercek altına alan kitabın dert ettiği ve yanıt aradığı sorulardan bazıları.

Bu soruların da tartışıldığı bir söyleşi, yazarlar Öngel ve Yıldırım’ın katılımıyla 7 Aralık’ta Kadıköy Kooperatifi’nde gerçekleşti.

Fikri temelleri Gezi direnişinde atılan Kadıköy Kooperatifi Deneyimi kitapta ayrı bir başlık altında da anlatılıyor.

Burada konuşan Yıldırım ve Öngel, günümüzdeki “gıda krizi”ne dikkat çekerek, bugün kooperatifçiliğin neden önemli olduğunu ve “alternatif bir gıda rejimi”nin olanaklarını anlattı.

Üretim ve tüketim alanında gıdanın tüketimi, gıda egemenliği ve gıda güvenliği gibi kavramların tartışıldığına dikkat çeken yazarlar, bu doğrultuda alternatif bir gıda rejiminin geliştirilmeye çalışıldığı bir siyasal ortamda olduğumuzu söyledi.

Gıda meselesinin Türkiye tarihinde olmadığı kadar siyasal bir konu haline geldiğini belirten Yıldırım, “Son dönemde kooperatiflerle beraber bizzat toplumun buna çözüm bulmaya çalıştığını görüyoruz” dedi.

Kapitalist kooperatiflerden alternatif kooperatiflere

Kitabın kooperatif hareketine dair ilişkisellikler üzerinden kurduğu bağlamlara değinen yazarlar; şirketleşen kooperatifler, belediye-kooperatifler, sendika-kooperatifler ve devlet kooperatifler şeklindeki ilişkiselliklere vurgu yaptı.

“Hem alternatif bir gıda rejiminin kurulması için bir zemin, hem de sistemin gittiği yön de diyebiliriz. Kooperatifler deyince olumlayıp, romantize ediyoruz. Ama kapitalistleşmiş kooperatifler de var. Mafyalaşmış kooperatifler de var. Dünya Bankası ile, kalkınma ajanslarıyla işbirliği yapan kooperatifler de var. Yani sistemin tüm hastalıklarını kendi içerisinde taşıyan kooperatifler de var. Elbette sisteme alternatif nüveler barındıran kooperatifler de mevcut. Bu iki mesele üzerinden biz kitapta kooperatifleri tartıştık.”

Muhalefet için fırsat

Kooperatifin temelde bir yardımlaşma, ‘birbirinin yarasına sarma’ faaliyeti olduğunu belirten Öngel neoliberalizmin insanları giderek atomize ettiğini söyleyerek, “Bu anlamda bugün kooperatifleri tartışmak, dayanışmayı tartışmak çok önemli” dedi.

Sendikaları ve sosyal belediyeciliği de gündeme getirerek bu tartışmaların yapılması gerektiğini söyleyen Öngel, bugün tekrar sosyal belediyeciliğe dönüşün gözlemlendiğini ifade etti.

Yerel yönetimler boyutuyla kooperatifleşmenin olanaklarına dair Yıldırım ise, “Sistemin kendi içerisinde de kooperatifleşmeye doğru bir yönelim var. Merkezi devletin kendi üzerindeki kimi sorumlulukları yerellere, STK’lara, derneklere, kooperatiflere devretme gibi bir eğilim de var” diye konuştu.

Yazarlar bu sürecin toplumsal muhalefet dinamikleri açısından fırsatlar sağladığını vurguladı.


Gazete Karınca
Previous post
Foucault'dan Erasmus'a "Deliliğe Övgü"
Next post
Hindistan'da fabrikada yangın: 43 kişi yaşamını yitirdi