Şule Çet Davası’nda karar: Aksu’ya müebbet ve 12 yıl, Akand’a 18 yıl hapis
HABER MERKEZİ – Şule Çet’in şüpheli ölümüne ilişkin tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme Aksu’ya ‘iyi hal’ indirimi uygulanarak ‘kasten öldürmek’, ‘cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından müebbet ve 12 yıl 6 ay hapis cezası verirken, Akand ise tüm suçlara yardımdan 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ankara’da üniversite öğrencisi olan 23 yaşındaki Şule Çet’in, 29 Mayıs’ta eskiden yanında çalıştığı Çağatay Aksu’nun ofisinin olduğu plazanın 20. katından aşağıya atlayarak intihar ettiği iddia edilmiş ancak cinsel saldırıya uğradığı ve ölümünün şüpheli olduğu ortaya çıkmıştı.
Sanıklar Aksu ve Berk Akand’ın “kasten öldürme” ve “cinsel saldırı” ve “hürriyet tahdit” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın karar duruşması, Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
“‘Sahte otopsi raporları’ ile suçlandık”
Duruşmaya, Şule’nin ailesi, avukatları, sanıklar ile avukatları ve çok sayıda kadın katıldı.
Son savunmasını yapan sanık Çağatay Aksu, sosyal medyada davaya dikkat çekmek için paylaşılan #SuleCetİcinAdalet etiketini şikayet ederek, “Sosyal medyada halk galeyana getirildi” dedi.
“Şule’ye tecavüz etmedim. Cinsel ilişkiye girmedim” iddiasında bulunan Aksu ayrıca, ‘sahte otopsi raporları’ ile suçlandıklarını öne sürdü:
“A4 parçaları, yalan sosyal medya haberleri ile biz tutuklanmak zorunda kaldık. Neden tutuklandığımı ve neden yargılandığımı bilmiyorum. Sinir krizleri geçiriyorum. Şule’ye dokunmadım. Cinsel ilişkide psa’nın bir kriter olmadığı, uzun yıllar vücutta kaldığı, zaten kadınların vücudunda bulunan bir hormon olduğu bilirkişi raporlarında yazıyor. Tecavüz değil belki ilişki olabilir dediler ama benim spermim bulunmadı.”
Beraatini talep eden Aksu’nun ardından söz alan tutuklu sanık Berk Akand da “Hiçbir şey görmedim. Hiçbir şey bilmiyorum. Çağatay’ı bırakın, kendime bile yardım etmedim bu davada” iddiasında bulundu.
Sonrasında konuşan sanık avukatı, ortada delil olmadığını ileri sürdü.
“Şule zorla tutuluyorsa, defalarca çıkış kapısından geçmiş. Neden gitmedi. Olay yerinde darp yok. Tecavüz yok. DNA yok. Hiçbir şey yok. Ortada delil yok.Şule neden direnmedi? Çağatay’a ait bir tane DNA yok. İddia edilen boğuşma. Neden sanıkların üzerinde yok? Şule tecavüze karşı mücadele etmemiş. Öldürülmeye karşı mücadele etmemiş. Şule’nin elindeki saç intihar ettiğini gösteriyor.”
“Çağatay’ın suç işlediğine inanmıyorum” diyen avukat, “Çağatay’ın suç işlemediğinden dolayı beraatini ve tahliyesini talep ediyorum” dedi.
Sanık Akand’ın avukatı ise sosyal medya nedeniyle davanın bu aşamaya geldiğini ileri sürerek, şunları söyledi:
“Berk’in olaydan haberi yok. Berk’in suçlu olması kamuoyu baskısından dolayı. Kamuoyu baskının etkisi altında kalmadan karar vermenizi istiyorum. Gece yatarken başınızı yastığa rahat koyun. Vicdanınıza bırakıyorum. Berk’in tahliyesini talep ediyorum.”
Sanıklara hapis cezası
Ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, Çağatay Aksu’ya önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, bu cezayı “iyi hal” indirimi uygulayarak müebbet hapse çevirdi.
Aksu’ya ‘kasten öldürmek’, ‘cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından müebbet ve 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Berk Akand ise Aksu’nun işlediği tüm suçlara yardımdan 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme heyeti kararı oy çokluğuyla aldı.
Baba Çet: Kararı üst mahkemeye taşıyacağız
Mahkeme kararının ardından gazetecilere açıklamada bulunan baba İsmail Çet, “Gereken cezaları aldılar. Acımız bitmedi ama bu cezayı aldıkları için içimize biraz su serpildi” dedi.
Öte yandan savcılığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etmesine karşın Aksu’ya müebbet hapis cezası verildiğini hatırlatan baba Çet, avukatların bu kararı bir üst mahkemeye taşıyacağını açıkladı.
Duruşma öncesi adliye önünde bir araya gelen kadın örgütleri, hak savunucuları ve milletvekilleri, adale çağrısını yinelemişti.
Yapılan basın açıklamasına Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görevli iken Hasan İsmail Hikmet tarafından öldürülen Ceren Şenel Damar’ın babası Mustafa Damar, öldürülen Fatma Şengül’ün kızı Açelya Şengül ile şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Ayşe Karaman’ın annesi Feride Karaman da katılmıştı.
Burada konuşan Mustafa Damar, “Burada bekleyen insanlar, ‘can güvenliğimiz yok’ diyorlar. Emniyetin, güvenlik güçlerinin ihmallerini, eksikliklerini dile getiriyorlar” demiş ve şöyle devam etmişti: