Ana SayfaGüncelSürgünde şiirle insan aramak: “Pepûk”

Sürgünde şiirle insan aramak: “Pepûk”

HABER MERKEZİ – Kürt siyasetçi ve hak savunucusu Musa Karbadağ’ın sürgün günlerinde kaleme aldığı şiirlerini bir araya getirdiği kitabı “Pepûk” çıktı.


Yeni bir dil, bir yurt arıyorum kendime

Tanrı da zenginliğiniz de sizin olsun

İki yılı aşkın süredir Yunanistan’da siyasi mülteci olarak yaşayan Kürt siyasetçi ve hak savunucusu Musa Karbadağ’ın sürgün günlerinde kaleme aldığı 62 şiirini bir araya getirdiği “Pepûk” adlı kitabı okuyucuyla buluştu.

J&J Ajans etiketiyle çıkan kitabı için Karbadağ, “diaspora kuyusunun karanlık boşluğuna düşmeden, üreterek varolma çabası”  diyor.

‘Varoluş serüveni’ olarak tanımladığı kitabı için ayrıca şair Meral Şimşek’e, yazar Müslüm Yücel’e ve kitabın kapak tasarımını yapan Serdar Mutlu ‘ya teşekkürlerini sunuyor.

Kitabın arka kapak yazısını kaleme alan Müslüm Yücel ise Karbadağ’ın şiirleri ile ilgili şunları söylüyor:

“Musa’nın şiirlerini okurken insana olan hasreti bir kez daha duydum. İnsanın artık suç ortağı anlamına geldiği yüzyılımızda şiirle insan aramak büyük meziyet ister; Musa bu dili kurmaya çalışıyor. Bu dili kurarken, oyun oynamıyor, yapay sözcüklerle dilini kiralık bırakmıyor, ‘ben ne isem dilim ve ruhum odur’ diyor… Çok eski çağlara da götürüyor bizi, yakın zamanlara da. Bilincini şiirle dile getiriyor, umudunu şiirle sunuyor. Bildiklerini paylaşıyor şiirinde, yaşadıklarını yaşamımıza katıyor…”

Karbadağ kimdir?

Musa Karbadağ ile ilgili görsel sonucuBitlis’te 1973 yılında dünyaya gelen Karbadağ, Kürt kentlerinde şiddetin en üst seviyeye tırmandığı 1986 yılında ailesi ile birlikte batı metropollerine göç etmek zorunda bırakıldı.

İlk gençlik yıllarında Kürt siyasetine katıldı. O yıllarda dönemin DGM’lerinde yargılandı ve “örgüt üyesi” olmak suçlamasıyla, İzmir-Buca, Aydın ve Sultanhisar cezaevlerinde toplamda dokuz buçuk yıl cezaevinde tutuldu.

Türkçe okuma yazmayı cezaevi günlerinde öğrendi.

Yazar aynı zamanda yüzlerce devrimci tutuklunun ölümüne ve yaralanmasına neden olan ve “Hayata Dönüş Operasyonu” adı altında yapılan vahşetin de birebir tanıklarından.

Karbadağ sürgüne çıkmadan önce KHK’lerle kapatılan kurumlardan olan TUHAD-FED çalışmalarını yürütmekte ve bu kurumun Ege Bölgesi temsilciliği olan İzmir TAY-DER Başkanlığı görevini yapmaktaydı.

Şu an “Su Karadan Güvenli Anne” adlı öykü kitabının hazırlıklarını sürdüren Karbadağ, edebiyat serüvenini şöyle tanımlıyor:

“Benim için yaşamın kodları, düşünmek ve yazmaktır. Ki yazmak aslında benim için bunca tutsak geçmiş ve sürgünde devam eden yıllar sonrası bir var olma halidir. Sürgünde yazmak, diasporanın umutsuz, soğuk yüzüne karşı bir eylem, felsefi bir edim ve aidiyetini koruma, sürdürme halidir. Elbette önümde kat etmem gereken uzunca bir yol olduğunun bilincindeyim. Kendime olan inancımı güçlendirmek ve yaşamın güzelleşeceğine dair umudumu taze tutmak adına bu uzunca yolda atacağım ilk adımları atıyorum.”
Previous post
Kremlin: Putin ve Erdoğan 8 Ocak’ta İstanbul'da bir araya gelecek
Next post
Britanya Bağımsız Film Ödülleri sahiplerini buldu