Demirtaş’ın ana dava duruşması Mayıs’a ertelendi

HABER MERKEZİ – HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın ana dava duruşması Mayıs ayına ertelendi. Mahkeme heyeti, Demirtaş’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma ile tutuklanmasına dair soruşturma evrakları ve tutuklanma belgelerini talep etti.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuksuz yargılandığı ana dava duruşması Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üçüncü gününde sona erdi.

Sincan Cezaevi Kampüsü’nde yapılan duruşmaya, Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde olan Demirtaş sağlık sorunları gerekçesiyle mazeret bildirerek katılmadı.

Demirtaş’ın avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya HDP milletvekilleri Habip Eksik ve Erol Katırcıoğlu ile parti yöneticileri izleyici olarak katıldı.

Sınır Tanımayan Avukatlar Per Stadig ve Stende Geer de duruşmayı takip etti.

Duruşmada söz alan Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, dava dosyasının Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nde (UYAP) kısıtlandığını söyledi.

Mahkeme heyetinin her seferinde bu konunun çözüleceği sözünü verdiğini ancak yapılmadığını vurgulayan Karaman, “Bize kısıtlama söz konusudur. UYAP’ta SEGBİS çözüm tutanakları ve duruşma tutanaklarını görüyoruz ancak dosyaya gelen belgeleri görmüyoruz” dedi.

Mahkemenin bir üye tayin etmesini talep eden Karaman, “Elektronik imza ile avukat portalı üzerinden inceleme yapılsın, tutanak altına alınsın. Mahkeme bakanlıkla yazışma yapılsın. Mahkemenin bir keşif yapılmasına dair karar oluşturmasını talep ediyoruz” diye belirtti.

Mahkeme başkanı ise bugüne kadar gelen belgelerin hepsini avukatlara teslim ettiğini savundu.

Avukatların talepleri ardından mahkeme heyeti ara karar vererek, duruşmayı 27-28 Mayıs tarihlerine erteledi.

Mahkeme heyeti, Selahattin Demirtaş’ın 9 Ocak tarihinde varsa doktor muayene raporu ve muayene evrakının mahkemeye gönderilmesine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na da müzekkere yazılarak Demirtaş hakkında düzenlenen tutuklama müzekkereleri ile suç tarihlerinin mahkemeye bildirilmesine ve soruşturmayla ilgili herhangi bir gizlilik kararı olup, olmadığının sorulmasına karar verdi.

Demirtaş: Dosyama karartma uygulanıyor

Demirtaş: Vahşi katliamlar yapıldı

Dava hakkında

Demirtaş’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davası, daha önce kendisi hakkında hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye gönderilen 31 fezlekenin toplamından oluşuyor.

Selahattin Demirtaş hakkında “Örgüt kurma ve yönetmek”, “Örgüt propagandası yapmak” ve “Suç ve suçluyu övmek” iddialarıyla 142 yıla varan hapis cezası isteniyor.

Diyarbakır’da açılan dava, “güvenlik” gerekçesiyle Ankara’ya taşınmıştı.

4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu yargılandığı dava dosyasında Demirtaş hakkında, 2 Eylül 2019 tarihinde kendisinin ve avukatlarının mazeret bildirerek, katılmadığı duruşmada tahliye kararı verilmişti.

Ancak Demirtaş, hakkında daha önce “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla verilen ve kesinleşen 4 yıl 8 aylık hapis cezası nedeniyle cezaevinden çıkamamıştı.

Tahliye kararının hemen ardından duruşma savcısı itirazda bulunarak Demirtaş hakkında yeniden tutuklama kararı istemiş, ancak bu talep reddedilmişti.

Avukatlar da 10 Eylül 2019’da Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu davada kaldığı süre için harekete geçmiş, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuştu.

Yapılan bu başvuru üzerine İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Demirtaş’ın cezaevinde kaldığı yaklaşık 25 aylık sürenin 4 yıl 8 aylık hapis cezasından mahsubuna 10 gün sonra, yani 20 Eylül 2019’da karar vermişti.

Aynı gün ise Demirtaş hakkında, yeniden açılan bir soruşturma kapsamında tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkemece tutuklama kararı verilmişti.

Aynı soruşturma kapsamında, yine 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu bulunan HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında da tutuklanmasına yönelik karar çıkmıştı.

Yüksekdağ, Demirtaş’la birlikte haklarında verilen tutuklama kararına ilişkin “Çok heyecanlıyım hayatımda ilk defa aynı davada iki kez tutuklandım. Bu memlekette ilkler bize kısmet oluyor” demiş ve yaşananları ‘siyasi rezalet’ olarak nitelemişti.