Ana SayfaGüncelHRW: Demokraside erozyon sürüyor, özellikle Kürtler ve LGBTİ+’lar hedefte

HRW: Demokraside erozyon sürüyor, özellikle Kürtler ve LGBTİ+’lar hedefte

HABER MERKEZİ – İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün son raporuna göre Türkiye’de son dört yıldır hukukun üstünlüğü ve demokrasi alanlarında ciddi bir erozyon yaşanıyor. Kürtler ve LGBTİ+’ların hedefte olduğu vurgulanan raporda, 100’ü aşkın gazetecinin hapiste olduğu, gözaltında işkence uygulandığı ve HDP’li belediyelere kayyum atandığı belirtiliyor.

Dünyada insan haklarının durumunu mercek altına alan İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW), 2019’un Dünya Raporu’nu yayınladı.

Rapor Türkiye hakkında da geniş kapsamlı bir değerlendirme içeriyor.

HRW’nin raporuna göre, Türkiye’de son 4 yıldır hukukun üstünlüğü ve demokrasi alanlarında ciddi bir erozyon yaşandı.

Raporda yürütmenin ve siyasetin yargı üzerindeki kontrol ve etkisinin artmasıyla mahkemelerin sistematik olarak asılsız suçlamaları kabul ettiği, ikna edici kanıtlar olmadan hükümetin siyasi muhalif olarak kabul ettiği gazeteci, siyasetçi, aktivist ve insan hakları savunucuları hakkında hüküm verdiği belirtiliyor.

Kürtler ve LGBTİ+’lar hedefte

Amerika’nın Sesi’nin aktardığına göre raporda, 2018 yılı Temmuz ayında sona eren Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının, Türkiye’nin insan hakları sicilini gerilettiği kaydediliyor.

Raporda, “Adalet Bakanlığı verilerine göre 2019 yılı Temmuz ayı itibarıyla Gülen hareketiyle ilişkili oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılanların sayısı 69 bin 259, kriminal soruşturma altında olanların sayısıysa 155 bin 560” diye belirtiliyor.

Rapor, 2018 yılı Temmuz ayında valilere güvenlik ve kamu düzenini gözetme gerekçesiyle daha fazla yetki tanınmasıyla birlikte toplanma hakkına ciddi kısıtlamalar getirildiğini, uygulamanın Kürt nüfusu ve ülke genelindeki LGBTİ+ toplumunu orantısız ölçüde hedef aldığını kaydediyor.

‘Yargı reformu’nun geçtiğimiz Ekim ayında TBMM tarafından kabul edildiği ancak reform önerisindeki bazı muğlaklıkların yargı sistemindeki derin noksanlıkları gidermek için somut önlemler almayı engellediği bilgisi de raporda yer alıyor.

119 gazeteci hapiste

Rapor, Türkiye’de 119 gazetecinin “örgüt propagandası yaymak” ve ”örgüt üyesi olmak” gibi suçlamalar nedeniyle hapiste olduğunu, televizyon kanalları dahil medyanın büyük çoğunluğunun AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi çizgisini izlediğini kaydediyor.

Kürt basınında faaliyet gösteren gazetecilerin orantısız şekilde hedef alındığını da belirten rapor, Kürt illerinde yapılan haberciliğin ağır kısıtlama altında olduğuna dikkat çekiyor.

Raporda basın üzerindeki baskılara ilişkin şu görüşe de yer veriyor:

“Ağustos ayında alınan kararla internet yayıncılığının RTÜK denetimi altına girmesiyle birlikte YouTube üzerinden yapılan haber yayınlarının, Netflix gibi platformların, Periscope üzerinden yapılan sosyal medya yayıncılığının RTÜK yaptırımlarına maruz kalabileceği tehdidi ve internet yayıncılarına getirilen ruhsat zorunluluğu, online haber ve diğer içeriklerin daha fazla sansür altına girme riskini beraberinde getiriyor.”

Hak savunucuları hedef alınıyor

Rapor, Osman Kavala’nın Gezi Parkı protestolarına mali destek sağladığı iddiasıyla 2017 yılı Kasım ayından bu yana tutuklu olduğuna dikkat çekiyor.

Aralarında insan hakları avukatlarının da olduğu hukukçuların cezalandırılmaya devam edilmesini “terör suçlamalarının suistimali” olarak niteleyen rapor, Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı’nın ‘örgüte üye olmak’ suçlamasıyla 11 yıl hapis cezasına çarptırılması buna örnek gösteriyor.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015’te vurularak öldürülmesiyle ilgili etkili bir soruşturma yürütülmediğini de vurgulayan rapor, İstanbul Onur Yürüyüşü’nün beşinci kez yasaklandığını, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadın hakları savunucularına müdahale edildiğini de hatırlatıyor.

Gözaltında işkence ve kötü muamele

Rapor, gözaltına alınanlar ile cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin kötü muamele ve işkenceye maruz bırakılmasıyla ilgili iddiaların Türkiye’nin bu alanda kaydettiği kazanımları geri çevirdiğini yazıyor.

Rapora göre bu tür muamelelere en çok maruz kalanlar Kürtler, solcular ve Gülen hareketi üyesi olduğu iddia edilenler.

Kayyumlar

İçişleri Bakanlığı’nın 2019 Ağustos’ta Diyarbakır, Van ve Mardin’in HDP’li belediye eşbaşkanlarını görevden alıp yerlerine kayyum atadığını hatırlatan rapor, uygulamanın bölgedeki diğer HDP’li belediyelerle devam ettiğini, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın ise halen hapiste olduğunu kaydediyor.

Türkiye’nin, HDP’nin eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) çıkan tahliye kararına uymaması ise rapora göre kriminal soruşturma ve gözaltı uygulamasının siyasi amaçla kullanıldığının en net örneği.

Diğer yandan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na yönelik “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması ve 2012-2017 yılları arasındaki sosyal medya paylaşımları nedeniyle 9 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılması da raporda muhalif siyasetçilerin maruz kaldığı uygulamalara örnek gösteriliyor.

Mülteciler

Fotoğraf: Bülent Kılıç /AFP

Türkiye’nin dünyada en büyük mülteci nüfusa ev sahipliği yaptığına dikkat çeken rapor, Türkiye’de yaşayan Suriyeli mülteci sayısını 3 milyon 700 bin olarak veriyor.

Ayrıca Türkiye’de Afganistan, Irak ve diğer ülkelerden de çok sayıda mülteci bulunduğu kaydediliyor.

Yetkililerin İstanbul ve diğer bazı kentlerdeki Suriyeli mültecileri sınır dışı ederek hukuksuz şekilde Suriye’ye gönderdiği, hatta bazı mültecilere karşı şiddet ve sözlü tehdit kullandığı iddiaları da raporun ayrıntıları arasında.

Rapor ayrıca Suriye sınırının yeni mültecilere kapalı olduğu hatırlatması da yapıyor.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Dersim Belediyesi'nin hesaplarına haciz konuldu
Sonraki Haber
Akar'dan Libya açıklaması