Ana SayfaDünyaİdlib çıkmazı: “Türkiye kuşatma altında, manevra alanı kalmadı”

İdlib çıkmazı: “Türkiye kuşatma altında, manevra alanı kalmadı”

HABER MERKEZİ – Türkiye, gözlem noktalarının bulunduğu İdlib’de hedefte. Son olarak beş askerin daha yaşamını yitirmesiyle bir haftada 12’si asker toplam 13 kişi öldü. Peki ne olacak, İdlib gerilimi nereye varır? Ortadoğu uzmanı Bereket Kar’a göre kuşatma altında olan Türkiye Suriye ile çatışma riskini almayacak. Tek çıkış yolu ise Şam yönetimiyle masaya oturmak.

Rusya destekli Suriye ordusunun Türkiye’nin gözlem noktalarını vurmasıyla tırmanan İdlib gerilimi sürüyor.

Yedisi asker sekiz kişinin ölümü sonrası AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “saldırılara karşı gerekenleri yapıyoruz” dese de Rusya’nın Türkiye’nin üs kurmaya çalıştığı Taftanaz Askeri Havaalanı’nı bombalaması sonucu beş asker daha yaşamını yitirdi.

Peki, tüm bu gelişmeler neye işaret, İdlib gerilimi nereye varır? Ortadoğu uzmanı Bereket Kar, Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e değerlendirdi.

Rusya’nın planı

img
Bereket Kar / Fotoğraf: MA

İdlib’in Suriye ve Türkiye açısından ciddi bir dönüm noktası olduğunun altını çizen Kar, Rusya’nın planını yorumladı.

Ona göre Rusya’nın Suriye’nin dört bir yanından silahlı güçleri taşıyarak İdlib’e yığmasının arkasındaki neden, bu güçleri Türkiye’ye itmek ya da burada yok etmek. Kar bu planın yeni olmadığına, 2015 yılında başlatıldığına dikkat çekiyor.

Türkiye’nin Rusya tarafından önerilen, Astana süreciyle başlayan ve Soçi ile devam eden anlaşmalara “evet” dediğini hatırlatan Kar, kendisinden istenilen kimi görevleri yerine getirmediğini de belirtti.

Suriye ve Arap dünyasındaki genel algının “Suriye’nin yıkılışının esas müsebbibi Türkiye” şeklinde olduğunu söyleyen Kar, gelinen noktada Türkiye’nin İdlib’de ciddi bir çıkmazda olduğunu söyledi.

Türkiye kuşatma altında

İdlib’de şu anda Türkiye’nin 5 gözlem noktasının Suriye güçleri tarafından kuşatıldığını belirten Kar, Türkiye basınına bakıldığında, İdlib’in Türkiye’nin bir ili olduğu ve Esad güçlerinin buraya saldırdığı şeklinde bir algı oluşturulduğuna dikkat çekti.

“Türkiye 3 gündür, bin 300 kadar askeri ve zırhlı araç, takviye birlikleri ile 5 bine yakın komando ve özel birliklerini İdlib’e takviye ediyor” diyen Kar, “Ne yapmak için gittiler?” diye sordu. Bu soruyu şöyle değerlendirdi:

“Birincisi, bunun bir caydırıcılık görevi ve amacıyla yapıldığı söylenebilir. İkincisi, Suriye kuvvetleri ile karşı karşıya çatışmak için gittiği söylenebilir. Üçüncüsü, kendi gözlem noktalarını korumak için gittiği söylenebilir -ki bu Suriye kuvvetleri ile bir çatışmayı beraberinde getirir. Dördüncüsü ise Türkiye silahlı güçlerin aileleriyle birlikte 1 milyona yakın insanın sıkışması durumunda Türkiye’ye gireceğini varsayarak bu durumu engellemek için yapmış olduğu söylenebilir. Eğer böyle ise bunun engellenmesi bu şekilde olmaz.”

Bunlara karşın olası bir Türkiye-Suriye çatışması beklemediğini belirten Kar, bunun nedenlerini ise şöyle açıkladı:

“Türkiye, orada sadece Suriye kuvvetlerinin olmadığını iyi biliyor. Hizbullah ve İran güçlerinin, alanda Suriye’nin yanında savaştığını ve Rusya’nın hava sahasına egemen olduğu ve sürekli saldırılar yaptığını iyi biliyor.
“Türkiye ve Suriye kuvvetlerinin karşı karşıya gelmesi demek, Türkiye’nin İran’a, Hizbullah’a, Suriye kuvvetlerine ve Rusya’ya karşı savaşması demektir. Böyle bir savaş, bütün bölgeye yayılacak ve yeniden saflaşmayı dizayn edecek bir savaş anlamına geliyor.
“ABD bu durumu, Suriye’de petrol bölgelerinde kendi varlığını sürdürmek için kışkırtıyor. Ama Türkiye’nin böyle bir risk alacağını düşünmüyorum.”

Türkiye’nin her yönüyle bir kuşatma halinde olduğu değerlendirmesinde bulunan Kar, buradan çıkışın ise Suriye yönetimiyle masaya oturmak olduğunu belirtti.

Türkiye’nin Suriye’de manevra alanının kalmadığını söyleyen Kar, “Zaten Türkiye’nin İdlib’de ısrar nedeni ve bu kadar güç yığma sebebi de bu masaya oturmak istemesi ve müzakerelerde elini güçlendirmek istemesidir” dedi.

Yaşanan gelişmelerden sonra her ne kadar çatışma yönünde açıklamalar yapsa da Türkiye’nin çatışma yerine yığınak yaptığını belirterek, “Ay sonuna kadar bir mühlet verilmesi, aslında Türkiye’nin yeni bir arayış içinde olduğunun göstergesidir” dedi ve şöyle devam etti:

“Moskova’dan Ankara’ya gelen heyet, iki gün önce görüşmeler yaptı fakat Rusya ikna olmadı. Tam görüşmeler sırasında M4, M5 karayolu ele geçirildi. Bu yolların ele geçirilmesi, Türkiye açısından çok ciddi stratejik bir anlam taşıyor. Bu bölgeler aynı zamanda Türkiye’nin bir pazarı halindedir. Çıkış noktası olacak mı? Tek bir yolu var; Türkiye, Rusya, Suriye ve İran yönetimini artık tanıyarak, bunlarla bir anlaşmaya varmak durumundadır.”

İran’ın arabuluculuk çağrısı

Öte yandan Kar, İran’ın, Suriye ve Türkiye arasında arabulucu olma çağrısına Türkiye’nin olumlu bakacağı görüşünü de paylaştı.

Türkiye çağrıya henüz olumlu ya da olumsuz bir karşılık vermedi ancak Kar, İran’ın çağrısının arkasında Rusya’nın durduğuna dikkat çekiyor.

Bunun bir proje olarak Türkiye’ye dayatılacağını söyleyen Kar, Türkiye’nin de bundan çıkarı olacağını söyledi:

“En azından böyle bir oturma halinde, bu göç meselesi engellenebilir. Türkiye en azından Suriye topraklarında bir yol bulur. İkinci bir mesele silahlı güçler. Bu silahlı güçler Suriyeli değil ve bunlar nereye gidecek? Türkiye’nin bunları alması mümkün değil. Onları resmen meşru olarak kendi topraklarına alması, Türkiye vatandaşlarının çok ciddi tepkisine neden olacaktır.
“Türkiye’nin İran çağrısına olumlu cevap vereceğini ve zaman isteyerek bu konuları konuşacağını düşünüyorum. Türkiye öyle bir noktaya gelecek ki; bu güçlerin askeri olarak ortadan kaldırılmasına rıza göstermek zorunda kalacaktır. İran artık bu işe seyirci kalmayacaktır.”

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Bahçeli'den AKP'ye Rusya ile ilişkileri gözden geçirme çağrısı
Sonraki Haber
İTÜ’de kantin boykotuna katılan öğrencilere uzaklaştırma