Ana SayfaGüncelADAM-DER: Asker darbesinin yerini sivil darbe aldı

ADAM-DER: Asker darbesinin yerini sivil darbe aldı

HABER MERKEZİ – 12 Mart darbesi vesilesiyle açıklama yapan ADAM-DER, bugün de ‘askeri darbe dönemlerinde olduğu gibi temel hak ve özgürlüklerin askıda’ olduğuna dikkat çekti. Açıklamada, “Patronları güldürmek için yapılmış darbeleri lanetlediğimiz gibi patronları rahat ettirmek için gerçekleştirilmiş tek adam darbesini de tel’in ediyoruz” denildi.

Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER), 12 Mart 1971 darbesi vesilesiyle İstanbul Kadıköy’de bir basın açıklaması yaptı.

“Solkırımcı 12 Mart 1971 darbesini 49’uncu yıldönümünde bir kez daha lanetliyoruz” denilen açıklamada, darbecilerle hesaplaşılmadığına dikkat çekildi.

Bu nedenle Türkiye’nin “hep ABD ve NATO patentli darbelere maruz kaldığının” belirtildiği açıklamada, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi hatırlatıldı.

“Ne yazık ki, 15 Temmuz askeri darbe girişimi siyasi iktidar tarafından ‘Allah’ın lütfu’ sayıldı; demokrasiyi inşa etmenin değil, kendi darbesini gerçekleştirmenin fırsatına çevrildi. Sonuçta asker darbesinin yerini sivil darbe aldı, tek adam diktatörlüğü kuruldu. Bunun sonucu olarak ülkemiz bugün korku imparatorluğu atmosferinde nefes alıp vermektedir.
“Bütün darbecilerin öncelikli eylemi, emek örgütlerini baskı altına almak, hak arama yollarını kısıtlamaktır.
“12 Mart darbesinin Genelkurmay Başkanı ‘sosyal uyanışın ekonomik gelişmeyi aşmasından’ yakınmıştı.
“12 Eylül 1980 darbesinin Genelkurmay Başkanı da ‘Garson benden fazla maaş alıyor’ diye yakınmış; patron sendikasının başkanı ise ‘Eskiden işçiler gülüyordu, biz ağlıyorduk; şimdi gülme sırası bizde’ demişti.
“Post-modern darbe olarak tarihe geçen 28 Şubat 1997 sürecinin general ve amiralleri de laikliği maske edinmişlerdi; her birinin adresi farklı holdinglerde çıkmıştı; ‘holding paşaları’ olarak tarihe geçmekten hiç utanmadılar.
“Bugün de ‘sivil’ darbe döneminde yürütmenin başı, ‘Grev tehdidi olan yere anında müdahale ediyoruz’ diyerek yerli yabancı sermayedarlara kompliman yapmaktadır.”

Darbe dönemlerinin hukuksuzluktan emek sömürüsüne çok sayıda hak ihlalinin zirveye çıktığı dönemler olduğunu belirten ADAM-DER’liler Türkiye’de Meclis’in ve yargının mevcut durumuna dikkat çektiler.

“Askeri darbe dönemlerinde olduğu gibi temel hak ve özgürlükler askıdadır” denilen açıklamada, Türkiye’nin Suriye ve Libya’daki politikası da eleştirildi.

“Tek adam darbesini tel’in ediyoruz”

12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbecileri tarafından sol görüşlü oldukları için Türk Silahlı Kuvvetleri’nden atıldıklarını, işkence edilerek sorgulanıp yargılandıklarını, işsizliğe ve açlığa mahkûm edildiklerini belirten eski askerler, “Patronları güldürmek için yapılmış darbeleri lanetlediğimiz gibi patronları rahat ettirmek için gerçekleştirilmiş tek adam darbesini de tel’in ediyoruz” dedi.

Açıklama, “ADAM-DER olarak, kültürler ve halklar coğrafyası ülkemizin gerçekten demokratikleşmesi ve barışa kavuşması için, tüm emek barış ve demokrasi güçleri ile birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz” sözleriyle noktalandı.

12 Mart 1971’de ne olmuştu?

12 Mart 1971’de üç kuvvet komutanı ve Genel Kurmay Başkanı’nın imzasıyla TRT haber bültenlerinden okunan hükümete yönelik muhtıra ile Ordu, “Silahlı Kuvvetler İç Hizmet Talimatı”nın Anayasa’dan daha üstün bir belge olduğunu söylüyordu.

Genelkurmay Başkanı orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı orgeneral Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri Komutanı oramiral Celal Eyicioğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı orgeneral Muhsin Batur imzalı muhtıra yeni bir hükümetin kurulmasını istiyor, aksi takdirde idareyi doğrudan doğruya üzerine alma kararlılığını duyuruyordu.

Başbakan Süleyman Demirel istifa etti. Dönemin cumhurbaşkanı Cevdet Sunay idi.

O tarihlerdeki Genel Kurmay Başkanı Tağmaç’ın sözleriyle, “Toplumsal uyanış, ekonomik gelişmeyi aşmıştı.” Peki 12 Mart’tan sıkıyönetimin ilan edildiği 26 Nisan 1971’e kadar geçen süre içinde neler oldu, 12 Mart sonrası nelere gebeydi?

  • 20 Mart 1971’de Batman’da üç bin köylü kent meydanında biraraya gelerek “açız” diye haykırdı. Jandarmanın zor kullanmasına karşın köylüler dağılmayarak sopa ve taşlarla karşılık verdi.
  • 21 Mart’ta Konya’da Eğitim Enstitüsünde faşist “komando”lar devrimci öğrencilere saldırarak altısını bıçakla yaraladı.
  • 24 Mart’ta İstanbul’da bin tekstil işçisi Enboy fabrikasında direnişe geçtikten sonra haklarını savunmayan Teksif merkezi ve şubelerini işgal etti.
  • 25 Mart’ta Samsun’un Alaçam ilçesinde tütün üreticilerinin Tekel’in tütün satmasını engelleyerek gerçekleştirdikleri direnişte dört öğretmen ve dört üretici tutuklandı.
  • İstanbul’da Vezneciler’de faşistlerin üniversiteyi işgal girişimini önleyen devrimci öğrencilerle faşistler arasında çıkan çatışmadan sonra DGSA’yı basan polislerle de silahlı çatışma çıktı ve bir öğrenci iki polis yaralandı.
  • 29 Mart’ta Ankara’da Kurtuluş Lisesi önündeki çatışmada faşistler üç devrimci öğrenciyi kurşunladı.
  • İstanbul’da Işık Mühendislik ve Mimarlık Akademisini işgal ederek uzun saçlı erkek öğrencilerin saçlarını kesmeye başladı.
  • 31 Mart’ta İTÜ olaylar çıkacağı gerekçesiyle kapatıldı, 1 Nisan’da Robert Kolej kapatıldı.
  • 3 Nisan’da işçileri 80 gündür grevde olan Grundig elektronik fabrikasının sahibi evine konulan dinamitle yaralandı.
  • 3 Nisan’da Otomarsan fabrikalarının sahibi Mete Has ile Adanalı toprak sahibi Talip Aksoy kaçırıldı ve 400 bin TL fidye karşılığında 5 Nisan’da serbest bırakıldı.
  • 10 Nisan’da İstanbul’da Balıkesir Öğrenci Yurdu’na faşist “komandolar” tarafından açılan ateşle Niyazi Tekin ağır yaralandı ve öğrenci Hasan Erkişi kaçırıldı. Niyazi Tekin 21 Nisan’da hastanede öldü.
  • 16 Nisan’da Dr. Rahmi Duman’ın oğlu Hakan Duman fidye karşılığı kaçırıldı. 18 Nisan’da fidye ödenerek Hakan Duman serbest bırakıldı.
  • 20 Nisan’da İstanbul DMMA faşistlerin saldırısı üzerine kapatıldı. 26 Nisan’da Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Hatay ve Diyarbakır’da Sıkıyönetim ilan edildi.
  • 12 Mart rejimi Dev-Genç, ÜOB, TÖS, DDKO ve irili ufaklı birçok derneği kapatmaya başladı.

12 Mart muhtırası ile başlayan süreçte, bilim insanları, gazeteciler, yazarlar, üniversite öğrencileri birer ikişer gözaltına alınacak, işkenceden geçirilecek ve Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan idam edilecekti.

12 Mart cuntasını ise 12 Eylül cuntası tamamlayacaktı.


12 Mart panoraması bianet ile Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi’nden derlenmiştir.



Önceki Haber
Sağlık Bakanı'ndan 'Corona' açıklaması: 2 ay direnelim
Sonraki Haber
Ankara'da HDP binasına saldırı