Neşemiz yerinde mi?
Dün, Çankaya Köşkü’nde, Koronavirüsle Mücadele Eş Güdüm Toplantısı yapıldı. Tamı tamına 3 saat 50 dakika sürdü.
Bu toplantıdan çıkacak sonucu hepimiz dört gözle bekliyorduk (!) Çünkü koronavirüsü (COVID-19); din, iman, ırk ayrımı yapmadan yayılıyor, hatta Kabê’de dahi yüzbinlerce hacıya bulaşarak, dünyanın dört bir yanına gitmeye devam ediyor.
Durum bu kadar vahim iken ve hepimizi haklı olarak bir tedirginlik ve kaygı sarmış iken tabi ki, gözümüz ve kulağımız devlet büyüklerimizin (!) yapacağı açıklamalarda olacak.
3 saat 50 dakikalık toplantının ardından Erdoğan, Koronavirüsle Mücadele Eş Güdüm Toplantısı’nda aldıkları kararları açıklamak için kürsüye çıktı.
Toplantının nizamına bakılırsa, koronaya karşı hassasiyet çok iyiydi. Bunun halka yansıyacağı da görülüyordu! Salonda, koronaya karşı termal kameralar çalışıyordu, Erdoğan’ı dinleyenlerin koltukları dezenfekte edilmiş, bu da yetmediği gibi haklı olarak birer boşluk bırakılarak katılımcılara, “Lütfen sağlığınız için bu koltuğu boş bırakınız, mesafenizi koruyunuz” yazılı uyarı notlarını bırakmayı da unutmamışlardı.
Böyle bir toplantı nizamı, ister istemez hepimizi koronavirüse karşı verilecek mücadelede önemli kararların alındığı noktasında umutlandırdı.
Erdoğan, konuşmasına devlet olarak koronaya karşı seferber olduklarını söyleyerek başladı. Dinle, imanla, duayla devam etti.
Yaşlıların koronadan korunması için devletin bedava kolonya dağıtacağını söyledi.
Sonra, ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ adını verdikleri bir paket hazırladıklarını söyleyen Erdoğan, paketi hayata geçirmek için 100 milyar TL’lik kaynak ayırdıklarını ifade etti.
Ekonomik İstikrar Kalkanı, deyince toplantı salonunda bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı RifatHisarcıklıoğlu’nun yüzüne bir tebessüm geldi tabi.
‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’nın kimin için olacağını biliyordu Hisarcıklıoğlu.
Ölüm riskiyle otobüslere, metrobüslere, minibüslere tıkış tıkış binerek giden çalışanlar ve yoksullar için ‘Ekonomik İstikrar’ olabilir mi? Tabi ki olmaz.
Erdoğan, patronlar için yapacakları işleri bu paket kapsamında saydı da saydı. İsteyen açıp, patronlar için koronayla mücadele edilirken yapılacaklara bakabilir. Korona ile mücadele de yine patronları, zenginleri kurtarma mücadelesine vesile oldu.
Erdoğan da bu duruma sevinen patronları temsilen salonda oturan ve tebessüm eden Hisarcıklıoğlu’na haklı olarak ‘Neşen yerinde’ diye sataştı.
Neşesi niye yerinde olmasın patronların? Korona da onlara yaradı.
Ekonomik İstikrar Kalkanı’ndan, yaşlılara kolonya, yoksullara, çalışanlara ölüm riskiyle patronların işlerini yürütme çıktı.
Cezaevlerinde durum ciddiyken, ona ilişkin tek bir söz dahi çıkmadı.
Koronavirüsüyle mücadele mi?
Ey yoksullar dua edin, sabır edin, devletin büyüklüğüne güvenin (!)
Hiç kimse size neşeniz yerinde mi? diye sormayacak. Çünkü vereceğiniz cevabı biliyorlar.
Zira, bu zamanda, ancak neşesi yerinde olanlara ‘Neşen yerinde mi?’ diye sorulur.
Türkiye’de son 4 günde resmi rakamlara göre, (açıklananların güvenilir olup olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz) tablo şöyle:
- 15 Mart: 18 vaka
- 16 Mart: 47 vaka
- 17 Mart: 98 vaka 1 ölüm
- 18 Mart: 191 vaka 2 ölüm
Erdoğan, bize sormadı ama biz kendi kendimize soralım bu tabloya bakarak: Neşemiz yerinde mi?
