Ana SayfaToplumsal CinsiyetODTÜ Onur Yürüyüşü davasında akademisyenler: Daha fazla şiddet uygulamak için bizim gitmemizi istediler

ODTÜ Onur Yürüyüşü davasında akademisyenler: Daha fazla şiddet uygulamak için bizim gitmemizi istediler

HABER MERKEZİ – ODTÜ Onur Yürüyüşü’ne yönelik polis müdahalesinde gözaltına alınanlar hakkında açılan davanın ikinci duruşmasında tanık olarak konuşan akademisyen, “Polis çok hızlı ve öfkeli şekilde öğrencilere gazla saldırdı. Polise tepki gösterince bize ‘Siz de gidin buradan’ dediler. Daha fazla şiddet uygulamak için bizim gitmemizi istediler” dedi. Duruşma 10 Temmuz’a ertelendi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) 10 Mayıs 2019’da gerçekleşen 9’uncu ODTÜ Onur Yürüyüşü’ne polisin müdahalesinin ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan 22 kişiden 18 öğrenci ve bir akademisyen hakkında açılan davanın ikinci duruşması Ankara 39’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Duruşmayı avukatlar, sanık ve tanıkların yanı sıra ABD, Almanya, Belçika, Hollanda, İspanya, Kanada ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri, Uluslararası Af Örgütü ile Kaos GL Derneği de izledi.

Müvekkilleri hakkında beraat talebinde bulunan avukatlar aksi taktirde ise yanlış hazırlanan bilirkişi raporunun yenilenmesi, Emniyet’ten istenen ve iletilmeyen montajsız görüntülerin tekrar istenmesi, görevli polislerin dinlenmesi ve duruşmaların daha geniş bir salonda yapılmasını istedi.

LGBTİ+ hak savunucuları, ilk duruşmada polis şiddetini içeren ham kayıtları talep etmişti. İki duruşma arasında bu görüntülerin iletilmediği ortaya çıktı ve yeniden talep edildi.

Avukat Öykü Didem Aydın, dava dosyasında yer alan İngilizce belgelerin bilirkişi tarafından çevrilmesini istedi ve mahkemeye kendi çevirilerini, ulusal ve uluslararası norm, belge, açıklamalar ile konu hakkındaki Yargıtay kararlarını sundu.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiserliği’nin beş özel raportörle ODTÜ Onur Yürüyüşü davası ve Türkiye’deki LGBTİ+ haklarıyla alakalı Türkiye Cumhuriyeti’ne yazdığı mektubun Türkçeye çevrilmesini talep etti.

‘Daha fazla şiddet uygulamak için bizim gitmemizi istediler’

Ardından tanık beyanlarına geçildi.

Bu sırada konuşan Felsefe Bölümü’nden akademisyen Barış Parkan, tanık olduğu polis şiddetini şöyle anlattı:

“İhtar sesi filan duymadım. Polis çok hızlı ve öfkeli şekilde öğrencilere gazla saldırdı. Ardından öğrencileri polisin duvara dayadığını, sert bir şekilde üstlerini aradığını gördüm. Hatta bir öğrencimizin ayağına tekme attılar.
Polise tepki gösterince bize ‘Siz de gidin buradan’ dediler. Daha fazla şiddet uygulamak için bizim gitmemizi istediler. Üçlü Amfi’ye gitme konusunda bir noktada anlaşma sağlandı ancak polis öğrencilerin el ele yürümesine dahi izin vermedi. Çocukları tartaklayarak götürdüler. Çocukların ayaklarını hedef alarak ateş ettiler. Çok öfkeli ve sert bir hava vardı.”

‘Polis gelmeseydi şiddet olmayacaktı’

Tanıklar arasında yer alan ODTÜ Kimya Bölümü’nden emekli öğretim üyesi İnci Gökmen de sesler duyması üzerine dışarı çıktığını ve her yerde polis gördüğünü söyledi.

“Eğer polis gelmemiş olsaydı öğrenciler şiddetsiz şekilde yürüyüşlerini yapıp dağılacaklardı. Kütüphaneye gaz sıkıldı, müthiş gaz yedik. Öğrencilerin gözaltına alındığını gördük. İnşaat Mühendisliği bölümü önünde sınavına girmek üzere olan bir öğrenci dövülerek gözaltına alındı. Bu tür şiddeti onaylamıyorum. Anayasa çerçevesinde bu tür toplantıları yapabilmeliler. Polis olmasa iki saatte bitecek bir olaydı. Her taraf gaza bulandı. Polis şiddetine tanık oldum ve bundan dolayı rahatsızım.
Üniversiteler özgür düşüncenin ve bu tarz eylemlerin yapılabildiği yerler olmalı. Çocuklarımızdan niye korkuyoruz? Polis çocuklara evinize gidin diyordu ancak çocuklarımızın evi orası. Hiçbir öğrenciyi taşkınlık yaparken de görmedim. Üniversitelere polisin çağrılmasını ben anlamıyorum ve onaylamıyorum. “

‘İhtarsız saldırı oldu’

Tanıkların ardından konuşan gözaltına alınan öğrencilerden Melike Balkan, “Herhangi bir buluşma dahi yokken, ihtar dahi olmadan gözaltına alındım. Polisin gelmesi ve gözaltına alınmamız çok kısa bir süre içerisinde gelişti” dedi.

Yargılanan hak savunucuları polisin ihtar dahi etmeden biber gazı ve plastik mermi ile saldırdığını ifade etti.

‘Kütüphaneye gaz sıkıldığı tutanakta yok’

Tanık beyanlarının ardından yeniden söz alan Aydın, “Tanık hocaların beyanları birbiriyle uyumludur. Müdahalenin gelişimine ilişkin tutanakta yazanlarla tanık beyanlarının karşılaştırılması lazım. Mahkemenin polis tutanaklarının nasıl gerçeklere aykırı hazırlandığını görmesi lazım. Kütüphanenin içine gaz sıkıldı ve bu durum tutanağa geçmedi. Bu tutanağa geçmediyse kim bilir neler geçmemiştir? Bu uygulamalar hukuk devletinde ve hatta polis devletinde dahi asla olmayacak uygulamalar” dedi.

Sonrasında konuşan avukat Sevinç Kocaoğulları ise müvekkillerinin yargılanacak bir eylemi olmadığını belirterek derhal beraat talep etti.

Polislere suç duyurusu talebine ‘siz yapın’ yanıtı

Kararını açıklayan mahkeme, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden ham ve montajsız görüntülerin tekrar istenmesine, izlenmesine ve kolluk görevlilerinin ihtaracatta bulunup bulunmadıkları, bunun ardından bekleyip beklemediklerinin tespiti için görüntülerin tamamının bilirkişi heyetine iletilmesine karar verdi.

Görevli polislerin dinlenmesi talebinin bilirkişi raporundan sonra değerlendirileceğini belirten mahkeme, polisler hakkında mahkemenin suç duyurusunda bulunması talebine ‘kendilerinin suç duyurusunda bulunabileceği’ yanıtını verdi.

Mahkeme duruşmayı 10 Temmuz’a erteledi.


Kaos GL’den derledik.
Previous post
Eğitim Sen: Okullar derhal tatil edilmeli
Next post
Üç kıta, yüzlerce milyar çekirge: Gıda, sağlık ve çalışma koşulları tehlikede