Ana SayfaÇalışma Yaşamı“İşçi sınıfı bu dönemden güçlenerek ve büyüyerek çıkabilir”

“İşçi sınıfı bu dönemden güçlenerek ve büyüyerek çıkabilir”

HABER MERKEZİ – DİSK, salgının işçiler ve sendikal harekete etkileri üzerine bir e-panel düzenledi. Konuşmacılardan Küresel Sendika Ticaret İşçileri Koordinatörü Onur Bakır, pandemi sürecinde işçilerin yüzlerini sendikalara daha çok döndüğüne dikkat çekerek, “İşçi sınıfı bu dönemden daha güçlenerek ve büyüyerek çıkabilir” dedi.

DİSK, dünyanın farklı ülkelerinde yaşayan ve uluslararası sendikal hareketlerde görev yapan temsilcilerle Covid-19 salgını üzerine bir e-panel düzenledi.

“Dünya İşçileri Covid-19 ile Nasıl Mücadele Ediyor?” başlığı altında düzenlenen panelde ülke örnekleri üzerinden deneyimler paylaşıldı, salgının işçiler ve sendikal harekete etkileri değerlendirildi.

DİSK’ten Kıvanç Eliaçık’ın modere ettiği panel, DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu ile DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun konuşmasıyla başladı.

Salgından en fazla ve en hızlı emekçilerin etkilendiğini vurgulayan Serdaroğlu, DİSK’in raporuna dikkat çekerek, ilerleyen süreçte Türkiye’de işsiz sayısının 7-8 milyonu bulacağını belirtti.

Her şeyin yolundaymış gibi gösterildiğini ancak öyle olmadığını söyleyen Serdaroğlu, “İş yerlerinde işçiler risk altında çalıştırılıyor” dedi.

Çerkezoğlu ise bu süreçte devletin bütün yurttaşların sağlığını korumak, işçilerin işlerini ve tüm yurttaşların gelirini güvence altına almakla yükümlü olduğunu belirtti. Ancak buna karşın iktidarın daha çok sermayeyi ve büyük şirketleri korumaya dönük politikaları hayata geçirdiğini söyledi.

Bu süreçte çalışma hayatının yapısal değişikliklere ihtiyaç duyduğunu ifade eden Çerkezoğlu, “Çarklar dönecek” anlayışına karşı çalışma saatlerinin hiçbir gelir kaybı olmaksızın kısaltılması gerektiğini vurguladı.

İşçilerin çalışmaya zorlandığı dönemde Covid-19’un iş kazası olarak kabul edilmesini talep ettiklerini belirten Çerkezoğlu, diğer taleplerini de özetle şöyle sıraladı:

  • İşten çıkarma yasağı yeniden düzenlenmeli, eğer bu uygulama yapılmazsa işsizlik tırmanacak
  • Ücretsiz izin uygulamasına son verilmeli
  • Kısa Çalışma Ödeneği önkoşul aranmaksızın tüm işçilere verilmeli
  • İşsizlik Sigortası Fonu tümüyle işçiler için kullanılmalı
  • Kayıt dışı çalışanlara gelir desteği sağlanmalı
  • Aile sigortası gündeme getirilmeli
  • En düşük emekli aylığı en az asgari ücret kadar olmalı
  • Ülkenin bütün kaynakları işçiler, işsizler, emekliler için kullanılmalı
  • Vergi yükleri emekçilerin üzerinden alınmalı, adaletli bir vergi politikası uygulamaya koyulmalı

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC’tan Makbule Şahan, Covid-19’un yayılmasından önce de dünyada bir kriz olduğunu belirterek, salgının sadece sağlık değil aynı zamanda ekonomik kriz haline geldiğini söyledi.

300 milyon işçinin işsiz, 250 milyon insanın açlık, yarım milyar insanın da yoksullukla karşı karşıya kalabileceği bilgisini paylaşan Şahan, krize yanıt vermek için bazı temel politikalar önerdiklerini söyledi.

Şahan, “İş güvencesi sağlanmalı. Mali destek alan şirketler işçileri işten çıkaramamalı. Çalışma süreleri azaltılabilir. İşçilere kısmi işsizlik ödemesi yapılmalı. İş güvenliği ve sağlığı garanti edilmemesine rağmen birçok ülkede işçiler işe dönmeye zorlanıyor. İşçilere ücretsiz sağlık hizmeti temin edilmeli. Covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmeli” dedi.

“Sistemleri dönüştürecek böyle anlar her zaman gelmez”

Sanayi işçilerini temsil eden IndustriALL’dan Kemal Özkan, salgınla ‘sömürgeci neoliberal sistemin bir kez daha çöktüğünün ortaya çıktığını’ söyledi.

“Bu kriz, içinde bulunduğumuz sistemin çöküşünü bize hayatlarımızla ödeterek gösteriyor. 2008-09 krizinde ekonomiler yara aldı, işimizi kaybettik ama bu sefer krizin bedelini yine işçiler ve halk olarak hayatlarımızla ödüyoruz” dedi.

“Dönem dik durma zamanı. Bu türden sistemleri dönüştürecek anlar her zaman gelmez” diyen Özkan, sendikalara önemli görevler düştüğünü ifade etti.

Özkan, “Sürdürülemez sistemi hep beraber dönüştürmemiz lazım. Bu kriz bize ekonominin insan için ve insanla olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki günlerde sosyal politikalar önemli hale gelecek” diye belirtti ve dayanışmanın önemine vurgu yaptı.

“İşçiler sendikalara daha çok yüzünü dönüyor”

UNI Küresel Sendika Ticaret İşçileri Koordinatörü Onur Bakır konuşmasında, pandemi sürecinde işçilerin yüzlerini sendikalara daha çok döndüğüne dikkat çekti.

Bakır, “Ağır kriz koşullarında işçiler sendikalara daha çok yüzünü dönüyor. Sendikaların işçiler için nasıl bir fark yarattığı bu dönemde daha net görünür oldu” dedi.

İşçilerle temasın önemine dikkat çeken Bakır, “Geleceği kurmak zorundayız, bu dönem bu gerçeği bir kez daha gösterdi. Bu dönem görünmeyen emeği görünür kıldı. Tüm işçiler için toplu pazarlık ve sendikal haklar için imkanlar daha çok. İşçi sınıfı bu dönemden daha güçlenerek ve büyüyerek çıkabilir” diye konuştu.

Avrupa Sendikaları Araştırma ve Eğitim Enstitisü’nden Stan de Spiegelaere de benzer bir vurgu yaptı.

Sendikaların olmadığı yerlerde sorunların çözümsüz kaldığını belirten Spiegelaere, pandemi sürecinin sendikal hareketin önemini gösterdiğine dikkat çekti. Pandemiden sonra işçi örgütlenmesinin devam etmesi gerektiğini belirtti.

Gıda ve taşımacılık iş kolundaki sorunlar

Uluslararası Gıda Tarım ve Turizm İşçileri Federasyonu’nda (IUF) sektör koordinatörü olarak görev yapan Burcu Ayan, IUF’in pandeminde döneminde yaptığı faaliyetler ve yayınladığı broşürler hakkında bilgi verdi. Ayan, otel, restoran gıda ve tarım sektörlerinde çalışanlar açısından pandeminin işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları yarattığını vurguladı.

“Salgın döneminde bir çok ülkede gıdaya erişim endişesi yaşandı. Bu nedenle tarım ve gıda işçileri tıpki sağlık işçileri ve süpermaket işçileri gibi zaruri işçiler olarak kabul edildi. Gıda fabrikaları gece gündüz üretime devam etti. Hem işçileri korumak hem de gıda güvenliğini sağlamak için katı protokoller uygulandı. Bu protokoller oluştururken IUF ve üye sendikalar hükümetlerle ve şirketlerle müzakereler yürüttü” diyen Ayan, ayrıca IUF’in kadın işçilere yönelik faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF) Kara ve Demiryolu Bölüm Başkan Yardımcısı Deniz Akdoğan da ITF’in kampanyaları hakkında bir takım bilgiler aktardı.

“Dünyayı sarsan ve saran salgında taşımacılık işçileri sağlık emekçileriyle birlikte potensiyel risk taşıyan gruplar arasında ilk sırada yer alıyor. Taşımacılık sektörü çalışanlarının hükümetlerin evde kal çağrılarına uyması mümkün değil. Aksine tıbbı malzemelerin sevkiyatı veya internet ticaretinin artması nedeniyle üzerimize düşen görevler artıyor” dedi.

Akdoğan taşımacılık işçileri için koruyucu önlemlerin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.


Yayının tekrarını buradan izleyebilirsiniz.



Önceki Haber
Listeli vahşet çağrıcıları
Sonraki Haber
Hişyar Özsoy: Kürtler ölülerine bir yer bulmak zorunda