Ana SayfaGüncelTTB: R0 değerini 1’in altına düşüremezseniz salgını kontrol altına alamazsınız

TTB: R0 değerini 1’in altına düşüremezseniz salgını kontrol altına alamazsınız

HABER MERKEZİ – TTB’nin hazırladığı Covid-19 salgının ikinci ay raporunda, Sağlık Bakanı Koca’nın Covid-19 bulaştırıcılık katsayısının 1,56 olduğu yönündeki açıklaması hatırlatılarak, “Bakanın dediği gibi bu değer 1,56 ise acilen toplanıp sıkı bir şekilde tekrar kapanmayı sağlamamız lazım. R0 değerini 1’in altına düşüremezseniz salgını kontrol altına alamazsınız” ifadelerine yer verildi. ‘Normalleşme’ yerine daha güçlü önlemler alınması gerektiği de vurgulanan raporda, AVM’lerin açılmasının erken olduğu belirtildi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, “Kovid-19 Pandemisi İkinci Ay Raporu”nu açıkladı.

Video konferansla düzenlenen basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Selma Güngör ve TTB Kovid-19 İzleme Grubu üyeleri Prof. Dr. Kayıhan Pala ile Prof. Dr. Özlem Azap katıldı.

TTB Kovid-19 İzleme Grubu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, hazırladıkları 144 sayfalık raporun sunumunu yaptı.

Pala raporun, giriş, küresel durum, Türkiye hazırlık süreci, Türkiye’de Covid-19 pandemisi yönetimi, Türkiye’de pandemiye karşı savaşım, TTB faaliyetleri ve önerilerin yer aldığı 7 ana bölümden oluştuğunu söyledi.

Rapora göre, Türkiye Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri içerisinde bin kişi başına düşen en düşük hekim ve hemşire sayısına sahip.

Bu durumun salgın gibi dönemlerde sağlık çalışanlarının daha uzun ve özverili çalışmasına neden olduğuna dikkati çeken Pala, Sağlık Bakanlığı’nın yeni istihdam alanları da yaratmadığını dile getirdi.

“İzlenen test stratejisi sorunludur”

Raporda, salgın sürecinde benimsenen stratejiye ilişkin şunlar dendi:

“Bilim Kurulu’nun erken dönemde oluşturulması önemlidir. Ancak işleyişi ve önerilerinin uygulamaya geçişi ile ilgili sorular kamuoyunda tartışılmaktadır. Bilim Kurulu’nun kararları kamuoyuna açıklanmamıştır.
“Pandemi planındaki pandemi yönetimi basamakları ve işleyişi uygulanmamıştır. İl Pandemi Kurulu yapısının Mart ayı sonunda akla gelmesi bu durumun açık örneğidir. Toplum katılımı ile ilgili mekanizmalar oluşturulmamıştır.
“Alınan önlemlerin etkinliğini değerlendirecek bir izlem ve değerlendirme sistemi söz konusu değildir. Bilim Kurulu’nda uzun bir süre tek bir Halk Sağlığı Uzmanı yer almıştır. İzlenen test stratejisi sorunludur.
“Epidemiyolojik veriler açıklanamamıştır. Sağlık Bakanlığı pandemiyi temel olarak hastanelerde karşılamayı benimseyen ve salgının etkisini azaltmaya yönelik önlemler almaya çalışan bir strateji izlemiştir.”

Raporda, Türkiye’de izole edilen Corona virüsünün genetik yapısının incelenmesinde, Türkiye’de Covid-19 hastalığına yol açan virüsün ağırlıklı olarak Suudi Arabistan ve İran kökenli olduğunun anlaşıldığı belirtildi.

Raporda, Türkiye’de milyon kişi başına günlük doğrulanmış olgu ve ölüm sayılarına dair ise şu bilgiler yer aldı:

“Türkiye milyon kişi başına günlük doğrulanmış olgu sayış bakımından komşu ülkelerle karşılaştıracak olursak İran ile benzerlik gösterdiği Bulgaristan ve Yunanistan’da ise günlük doğrulanmış olgu sayısının Türkiye’den düşük olduğu gözlemlenmektedir.
“Türkiye milyon kişi başına günlük doğrulanmış ölüm sayısı bakımından komşu ülkelerle karşılaştırıldığında ise ilk 30 günde İran ile benzerlik gösterdiği daha sonra günlük ölüm sayısının İran’dan düşük seyrettiği, Bulgaristan ve Yunanistan’da ise günlük doğrulanmış ölüm sayısının Türkiye’den düşük olduğu gözlemlenmektedir.”

Türkiye nüfusuna göre yapılan test sayısının diğer ülkelere göre çok az olduğunu kaydeden Pala, “Olgularda da ölümlerde de sadece doğrulanmış vakalar üzerine konuşuyoruz. Türkiye’de PCR testinin pozitifliği konusunda da sorunlu olduğu tartışılıyor” dedi.

Enfekte olan sağlık çalışanı yüzde 64

Sağlık çalışanlarının sağlığına ilişkin bilgilerin de yer aldığı raporda, Türkiye’de Covid-19 salgını sırasında enfekte olan sağlık çalışanlarının sayısını Sağlık Bakanlığı tarafından 29 Nisan tarihinde 7 bin 428 olarak açıklandığını hatırlatan Pala, şu bilgiyi aktardı:

“Hastalığı hafif ya da belirtisiz geçirenler olmasının yanında testin yüzde 30 gibi bir düzeyde yalancı negatiflik oranına sahip olması gibi nedenlerl gerçek durumun açıklanandan daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Kovid-19 tedavisi alan sağlık çalışanları arasından PCR testi pozitif olanlar yüzde 64,5’tir.”

Pala, salgının sonuçları süresi ve belirtilerine ilişkin belirsizlik durumunun yüksek bulaş ve ölüm oranlarının insanlarda tehdit algısı ve buna yönelik stres tepkisini başlattığını söyledi ve ekledi:

“Birçok insan Corona virüsü salgınının yarattığı belirsizlik içerisinde izole, yalnız, stresli ve endişeli olabilir. Kitlesel kaygı ve panik davranışı yayılabilir.
+Bu süreçte insanlar sadece hastalığın tehdidi ile değil yakınlarının hastalık ya da kaybının yüküyle başa çıkmakla karşı karşıya kalmıştır.”

Bulaşıcı bir hastalık salgının etkisini ortaya koyabilmek için kullanılabilecek en önemli iki verinin hastalık ve ölüm sayıları olduğuna vurgu yapan Pala, şunları söyledi:

“Epidemiyolojik göstergeler bu verilere bağlı olarak hesaplanır. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı yalnızca moleküler yöntemlerle virüs saptanan kesin olguları ve kesin olgulardan yaşamını yitirenleri kamuoyuna açıklamaktadır.
“Oysa Dünya Sağlık Örgütü ( DSÖ / WHO) 25 Mart’ta yayınladığı belgede Kovid-19 pandemisi sırasında olgu ve ölüm kayıtları için iki farklı ulusal kodun kullanılması gerektiğini belirtmiştir. Türkiye ısrarla bu kodları kullanmamaktadır.
“Sağlık Bakanlığı ne olguların ne de ölümlerin epidemiyolojik özeliklerini halka açıklamaktadır. Bu nedenle Türkiye’de Kovid-19 olgularının ve ölümlerinin dağılımı ile hastalığın Türkiye’deki kuluçka ve bulaştırıcılık süresi bilinmemekte, temel üreme kat sayısı gibi bulaşıcı hastalık göstergeleri hesaplanamamaktadır.”

“Sıkı bir şekilde tekrar kapanmayı sağlamamız lazım”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Bilim Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Türkiye’de salgının bulaştırma kat sayısının (R0 değeri) 1,56 olarak açıkladığını hatırlatan Pala, şu uyarıda bulundu:

“Düne kadar hiçbir R0 değeri açıklanamamıştır. Bakanlığın internet sayfasında da yok. Ama eğer bakanın dediği gibi bu değer 1,56 ise acilen toplanıp sıkı bir şekilde tekrar kapanmayı sağlamamız lazım. R0 değerini 1’in altına düşüremezseniz salgını kontrol altına alamazsınız.
“Sağlık Bakanlığı’nın klinik ve epidemiyolojik olarak Kovid-19 tanısı konulan ancak laboratuvar testi ile kesinleştirilmemiş olası kuşkulu olgular ve ölümlerin sayısını açıklamadığı için meslek örgütleri ve bağımsız bilim insanları tarafından pandeminin gerçek etkisi değerlendirilememektedir.”

“Normalleştirme” sürecinin aslında “yeniden açılma” olduğunu vurgulayan Pala, DSÖ’nün açıklamalarını anımsatarak, halen çok dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Pala, AVM’lerin açılması için erken olduğunu belirterek, “AVM’ler açılıyor ama parklar kapalı. Bu durum bize kararların sağlıkla ilgili veriler ışığında değil, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda alındığını düşündürüyor” diye konuştu.

Öneriler

Raporda yer verilen öneriler şöyle sıralandı:

  • Adımlar epidemiyoloji biliminin gereklerine göre atılmalı, halkın ve sağlık çalışanlarının sağlığı korunmalı.
  • DSÖ salgın sonrasına geçiş döneminde hareket kısıtlılığı uygulamalarını azaltıp toplumları kalıcı bir biçimde yeniden açarken dikkatli, kararlı ve istikrarlı bir çıkış stratejisi izlenmesi gerektiğini vurguluyor. Buna göre karar süreçlerini halk sağlığı ve epidemiyolojik veriler yönlendirmeli.
  • Sağlık hizmetleri iki ana kulvarda sürdürülmeli.
  • Salgının sosyal ve davranışsal etkileri, boyutu önemsenmeli.
  • Salgının bireyler, aileler ve topluluklar üzerindeki yıkıcı etkisini azaltmak için sosyal ve ekonomik destek verilmeli.

‘R0’ nedir?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 13 Mayıs’ta Türkiye’de Covid-19 için bulaştırıcılık R0 katsayısının 1,56 olduğunu açıklamıştı.

Pandemi sürecinde dikkate alınması gereken bir hesaplama olan ‘R0’ katsayısı nedir, nasıl hesaplanır ve neden önemlidir?

BBC Türkçe’de konuyla ilgili haberinde Türkçe karşılığı temel çoğalma ya da üreme sayısı olan R0, virüsün bulaştığı bir kişinin, virüsün ortaya çıkmadığı bir ortamda bunu kaç kişiye bulaştıracağını gösteriyor.

Örneğin, bu sayının üç olduğu bir durumda; virüsü taşıyan kişinin, herhangi bir önlem alınmaması halinde, virüsü taşımayan ya da aşı olmamış kişilerin bulunduğu, yani virüsün daha hiç var olmadığı bir ortamda üç kişiye daha bulaştıracağı anlamına geliyor.

Bir başka deyişle, temel çoğalma sayısı gerçek hayatta pek var olmayan, ideal bir ortamdaki yayılımı gösteriyor. Efektif çoğalma sayısı ise nüfusun mevcut bağışıklık durumuna göre bulaşıcılığı gösteriyor. Temel sayıdan daha düşük olması normal olmakla birlikte genel nüfusun virüse karşı bağışık olması ya da aşısının bulunması gibi etkenlerle zaman içerisinde değişiklik gösteriyor.

Bilim insanları R0’ı bir virüsün ne kadar bulaşıcı olduğunun tespitinde kullanılıyor.

Buradan hareketle de bulaşma hızına dayanarak salgının ne ölçüde ve ne kadar büyüklükte bir risk yaratacağı tahmin edilmeye çalışılıyor.

Nottingham Üniversitesi’nden moleküler viroloji bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Jonathan Ball, Telegraph gazetesinin yaptığı değerlendirmede, “Bu sayı, virüsün kaç kişiye bulaşabileceği konusunda bir fikir vermesinin yanı sıra salgın sırasında alınan önlemlerin ne kadar etkili olduğunu da ortaya koyuyor” dedi.

Nasıl hesaplanır?

R0’ın tespitinde vaka sayısı ve ölüm oranı gibi matematiksel olarak ölçülebilen verilerin yanı sıra diğer başka ve sayısal olarak ölçülmesi zor etkenler de hesaba katılıyor.

Bilim insanları, ölçülmesi zor etkenleri farklı formüllerle bir araya getirerek, hesaplama yaptığı için özellikle salgınların ilk aşamalarında farklı veriler ortaya çıkabiliyor. Dahası, salgınların ilerlemesine göre de R0 sayısı değişim gösteriyor.

Hesaplamada dikkate alınan etkenler arasında, virüsün kuluçka ve bulaşıcılık süresi, bulaşma yolu ve bulaşma biçimi de yer alıyor.

Ayrıca etkilenen kişilerin yaşı, nüfus yoğunluğu ve coğrafi bölgenin bazı nitelikleri de hesaplamaya dahil edilmesi gereken etkenler arasında gösteriliyor.

‘R0’ neden önemli?

1950’li yıllarda epidemiyolog George MacDonald, R0 sayısının sıtmanın yayılma potansiyelini göstermek amacıyla kullanılmasını önerdi.

MacDonald geliştirdiği bu fikre göre, R0 sayısının 1’in altında olması durumunda, virüsün yayılımının zaman içerisinde sona ermesi öngörülüyor.

Bu, virüsü taşıyan bir kişinin birden az kişiye bulaştırabileceği ve böylece hastalığın zamanla yok olacağı anlamına geliyor. R0 sayısının 1’in üzerinde olmasının da bulaşıcılığın ve salgının süreceğinin işareti olarak görülüyor.

Bu nedenle, bugün birçok ülke Corona virüsüyle mücadelede hedef olarak R0 değerini 1’in altına çekmek istiyor.

Previous post
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş hakkında ‘soruşturmaya yer yok’ kararı
Next post
Canlı Blog | Salgına dair Türkiye ve dünyada son gelişmeler