‘Demokrasi yürüyüşü’: HDP’den destek çağrısı

HABER MERKEZİ – İki koldan Ankara’ya başlatacakları yürüyüşün “demokrasi mücadelesi” olduğunu söyleyen HDP’li vekiller, “AKP-MHP faşizan bloku sokağa çıkma olasılığından bile ürküyor” ifadelerini kullanarak, demokrasi güçlerine kendilerine destek verme çağrısında bulundu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), belediyelerine kayyum atanması ve milletvekilleri Leyla Güven ile Musa Farisoğulları’nın vekilliklerinin düşürülüp, tutuklanmalarının ardından aldığı “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”ne 15 Haziran’da başlayacak.

HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu Edirne ve Leyla Güven’in milletvekili seçildiği Hakkari’den yola çıkacak olan HDP’lilerin yürüyüşü 20 Haziran’da Ankara’da son bulacak.

Yürüyüş kararına ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik’e konuşan HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, kararın tek başına milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesiyle alınmış bir karar olmadığını, bir aydan fazladır bunun üzerinde çalıştıklarını söyledi.

HDP’nin Türkiye’nin üçüncü büyük siyasi partisi olduğunu vurgulayan Katırcıoğlu, “Bir anlamda baskının giderek arttığı Türkiye’de buna itiraz eden ses olmamız gerektiğini düşünerek bu planlama yapıldı” dedi.

Planladıkları yürüyüş doğrultusunda Edirne’den konvoylar halinde önce İstanbul’a, buradan da Ankara’ya gelineceğini belirten Katırcıoğlu, fakat kimi yerlerde yürüyüşler olacağını, örneğin Taksim Meydanı’na yürüyerek gidip basın açıklaması yapacaklarını dile getirdi.

“Bizler Türkiye’deki her kesime ‘Biz meşru zeminde siyaset yapan bir partiyiz. Amaçlarımız meşrudur ve Türkiye’de söylenmesi gereken cümleleri söyleyen bir partiyiz’ demek ve göstermek istiyoruz. AKP iktidarı, iktidarlığına devam etmek istiyor ama tabanı kaybolmuş vaziyette. Bundan dolayı da daha baskıcı bir tavır takınıyor. Bu baskıcı tavra karşılık bizim demokrasi ve özgürlüğü savunan bir yerden muhalefet yapmamız lazım.”

Demokrasi güçlerini kendilerine destek vermeye çağıran Katırcıoğlu, “İnsanlara bir suç örgütüymüş gibi yansıtılan tavra cevaben bizim sivil siyaset yaptığımızı anlatmak ve hatırlatmak gerekiyor. Bütün partililerimizin ve dostlarımızın da buna destek vermesini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

3 aylık bir eylem planı

Partinin bir diğer İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu da düzenleyecekleri yürüyüşün “demokrasi mücadelesi ve ortaklaşma çağrısı üzerine kurulmuş” 3 aylık bir eylem planı olduğunu söyledi.

Yürüyüşün insanların bekçi ve polis şiddetine maruz bırakıldığı bir ortamda hak aramak için de yapılacağını kaydetti.

Kenanoğlu, “Meclis’teki konuşmalarla bu baskı ortamının geriletilemeyeceği, bu işin halkla, demokratik sivil toplum kuruluşlarıyla, vicdan sahibi tüm insanlarla bu zalime, zulme, baskıya, antidemokratik uygulamalara ve darbelere karşı durulabileceğini göstermek amacıyla bu eylem planı kararı alındı” dedi.

HDP’li Kenanoğlu, çıkardıkları eylem planının 20 Haziran’da sonlandırılacak yürüyüşle sınırlı olmadığını, 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne kadar çeşitli eylem ve etkinlikler yapacaklarını dile getirdi.

Toplumun yeniden sokakta olması ve hak mücadelesine buradan devam etmesi gerektiğini belirten Kenanoğlu, pandemi süreci ve ondan önceki OHAL süreci boyunca buna izin verilmediğini ifade etti.

“Sadece alışveriş merkezlerinin, marketlerin ve bakkalların açılmasıyla Türkiye normale dönmez. Türkiye’nin normale dönmesi insanların hak ve özgürlüklerini kullanmaya başlamasıyla olacaktır. Bu anlamıyla sadece bizlere değil, Türkiye’deki tüm vicdan sahibi insanlara, haktan hukuktan yana olan herkese bulunduğu alanlarda darbeye karşı durmak ve ses yükseltmek konusunda görev düşüyor. Niyetimiz budur.”

‘İktidar sosyal patlamadan korkuyor’

Kenanoğlu, iktidarın yürüyüşlerinden korktuğunu savundu ve sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bu iktidar sokağa üç kişinin çıkmasından korkuyor. Üç kişi yan yana geldiğinde sokakta bir sosyal patlama olacağından korkuyorlar. Çünkü insanların evlerine ekmek götüremez hale getirildi. Buradan kaynaklı AKP-MHP faşizan bloku sokağa çıkma olasılığından bile ürküyor. Bu yüzden ellerinden geldiğince de tehditlerini savuruyorlar.

Devletin bütün olanaklarını da kullanabilirler. Ama biz bütün toplumsal kesimlerin bunu anlaması ve algılaması gerektiğini ifade ediyoruz. Artık Türkiye’de demokratik söz söyleme açısından da normalleşme ihtiyacı var. Bunun adımını atıyoruz.”

HDP’nin ‘demokrasi yürüyüşü’nün yol haritası belli oldu

Sancar’dan ‘Demokrasi Yürüyüşü’nün detaylarına ilişkin açıklama