Güven, Farisoğulları ve Berberoğlu’nun milletvekilliği düşürüldü

HABER MERKEZİ – Haklarında kesinleşmiş yargı kararları olduğu gerekçesiyle DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ile CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun milletvekillikleri düşürüldü. Her iki parti de kararı ‘darbe’ olarak nitelendirdi. HDP, “Bu darbe, Türkiye toplumuna yaptığımız ‘birlik ve ortak mücadele’ çağrımıza verilmiş saldırgan bir yanıt” değerlendirmesinde bulundu. CHP’nin liderinden ise “demokrasi mücadelesine devam edeceğiz” mesajı geldi.

Meclis Genel Kurulu’nda, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ve CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun, halklarında kesinleşmiş hapis cezaları olduğu gerekçesiyle milletvekilliklerinin düşürülmesi istendi.

Bunun üzerine Meclis’te gerginlik başladı. CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, istemin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek itirazda bulundu.

CHP ve HDP’nin itirazıyla usul tartışması başladı. Tartışmalar devam ederken, üç milletvekilinin TBMM üyeliğinin sona erdirilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri, Genel Kurul’da okundu.

Muhalefetin “Anayasa Mahkemesi süreci devam ediyor, yargılama sona ermedi” eleştirilerine rağmen tezkereler okunarak Güven, Farisoğulları ve Berberoğlu’nun milletvekillikleri düşürüldü.

Kararın hemen ardından, TBMM’nin internet sitesinde üç milletvekilinin isimleri “Milletvekilliği sona erenler” listesine eklenerek, “Anayasaya göre milletvekilliğinin düşmesi” notu düşüldü.

Meclis’te HDP’nin 58, CHP’nin ise 138 milletvekili kaldı.

Meclis’te protestolar

Üç ismin milletvekilliklerinin düşürülmesinin ardından ise Meclis Genel Kurulu’nda protestolar başladı.

Protestolarla birlikte Genel Kurul’a 30 dakika ara verildi. Ancak, HDP ve CHP’li milletvekilleri Genel Kurul’u terk etmedi.

Genel Kurul’da sık sık sıralara vuran HDP ve CHP’li milletvekilleri, “TBMM’de darbe var”, “Darbeci AKP” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları attı.

Bahçeli istedi, vekillikler düşürüldü

Üç isim hakkındaki yargı kararları çok önce kesinleşmesine karşın TBMM Başkanlığı, şimdiye kadar herhangi bir işlem yapmamıştı.

MHP lideri Devlet Bahçeli, geçtiğimiz günlerde yeni kurulan partilere milletvekili transferinin önlenmesi için Siyasi Partiler Yasası’nda değişikliğin yanı sıra “Milletvekilleri dokunulmazlığı ile ilgili beklentiler karşılanmalıdır” çağrısı yapmıştı.

HDP ve CHP’li üç ismin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin muhalefete son dakikada bilgi verildiği de belirtildi.

Güven: Bu darbedir, başka bir adı yok

Milletvekilliği düşürülen isimlerden Leyla Güven’in karara ilişkin ilk tepkisi “Berxwedan jiyan e” (Yaşamak direnmektir) oldu.

Yaptıkları darbeyle bize geri adım attıracaklarını, mücadele bayrağını yere düşüreceğimizi düşünüyorlar. Yanılıyorlar. Vekiliği düşürülen Leyla Güven darbecilere en güzel cevabı yanıtı veriyor: Berxwedan Jiyan e!#MeclisteDarbeVar pic.twitter.com/9BbwROPGK4

— HDP (@HDPgenelmerkezi) June 4, 2020

İlk açıklamasının ardından Mezopotamya Ajansı’na konuşan Güven, vekilliklerin düşürülmesinin ani bir karar olmadığını belirtti, kararın 30 Ekim 2014 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısında karar altına alındığını belirttiği “Çöktürme Planı”nın devamı olduğunu savundu.

“Vekillerin düşürülmesi, tarihte 2 Mart 1994’te DEP milletvekilleriyle başlayan, 2016’da 4 Kasım darbesi ve belediyelerin gasp edilmesinin devamıdır. Tasfiye politikasıdır, bu Kürt düşmanlığıdır, bu Kürt siyasetini demokratik zeminden tasfiye etme girişimidir. Bu Kürtlerin demokratik siyasette ısrarının iradesini kırmaya dönüktür.”

20 Mayıs 2016’da Meclis Genel Kurulu’nda dokunulmazlıkların kaldırılmasına “Evet” diyen CHP’yi de eleştiren Güven, “4 Kasım öncesi CHP böyle bir tutum içerisine girmemiş olsaydı, daha güçlü bir duruş sergilemiş olsaydı, AKP ve MHP bugün bunu yapmaya cesaret edemezdi. Cesareti oradan aldılar. Dokunulmazlıklar kaldırıldığında, CHP bunun suç ortağı olduğunda bugünlerin geleceği belliydi” diye konuştu.

“Kürdün mezarına, Kürdün cenazesine, Kürdün varlığına kast eden bir faşizmle karşı karşıyayız. Bunun karşısında bizim vekilliğimizin düşürülmesinin çok bir önemi yok” diyen Güven, sözlerini “Biz halkımızın yaşadığı bütün acıların ortağıyız, bu acıların her türlüsünü halkımızla birlikte yaşadık. Dolayısıyla bu irade gaspıdır, bu bir faşizmdir, bu bir darbedir. Başka bir adı yoktur” diye noktaladı.

Buldan ve Sancar: Bu bir darbedir

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar da dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair Twitter üzerinden açıklama yaptı.

Buldan, “Bugün Saray’ın talimatıyla Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesi halk iradesine yapılan bir darbedir. Darbeci AKP/MHP Bloku bilmelidir ki; halkın iradesine sahip çıkmaya ve demokratik siyasette ısrar etmeye devam edeceğiz!” ifadelerini kulandı.

Sancar ise “Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesi demokratik siyasete ve halkların iradesine vurulan bir Saray darbesidir. Özgür yarınlar için demokratik geleceğimize sahip çıkma mücadelemizi artan kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.

HDP: Darbeye ve darbecilere teslim olmayacağız

HDP Merkez Yürütme Kurulu ise “Darbeye ve darbecilere teslim olmayacağız” başlığıyla yazılı bir açıklama yaparak Güven, Farisoğulları ve Berberoğlu’nun milletvekilliklerinin düşürülmesine tepki gösterdi.

“Türkiye halklarının demokratik iradesinin merkezi olması gereken TBMM bugün yeni bir darbeye daha tanıklık etti” diye başlayan açıklamada, “Halk iradesine karşı geliştirilmiş bu rantçı, ahlaksız ve faşist darbeciliği asla ve asla tanımayacağız” denildi.

Söz konusu durumun adının “amasız, fakatsız darbe” olduğu belirtilen açıklamada, “Bu darbe, Pazartesi günü Eş Genel Başkanlarımız tarafından açıklanan ‘Demokratik tutum belgemize‘ ve Türkiye toplumuna yaptığımız ‘birlik ve ortak mücadele’ çağrımıza verilmiş saldırgan bir yanıttır” ifadeleri kullanıldı.

HDP açıklamasında, bütün toplumsal kesimlere ‘demokratik güç birliği’ çağrısında da bulunuldu. “Bütün bu saldırılara karşı Türkiye’nin demokratik geleceğini yaratma çabamıza devam edeceğiz” denildi.

DTK’den tepki ve çağrı

Karara tepki gösteren DTK de yaptığı yazılı açıklamada halk iradesinin yargılanamaz olduğunu kaydetti.

“Halk iradesi yargılanamaz” başlığıyla yayımlanan DTK açıklamasında, “Demokratik tüm kuralları ve ilkeleri ortadan kaldıran AKP, Kürt düşmanlığının yanı sıra demokrasi ve hukuk düşmanı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur” denildi.

Açıklamada ayrıca şu çağrıda bulunuldu: “En başta halkımızı ve tüm demokratik kamuoyunu bu hukuksuz karar karşısında Eş Başkanımız ve Hakkari Milletvekili Sayın Leyla Güven, Divan Üyemiz ve Amed Milletvekili Musa Farisoğulları ile dayanışma içinde olmaya ve bu hukuksuz karara karşı demokratik tepkilerini dile getirmeye davet ediyoruz.”

Eş Başkanımız Hakkâri milletvekili sayın Leyla Güven ve Divan Üyemiz Amed milletvekili Musa Farisoğullarının vekilliği AKP'nin siyasi darbesi sonucunda hukuksuz bir şekilde düşürüldü.#MeclisteDarbeVar pic.twitter.com/GsHrgJjd3U

— KCD – DTK (@kongrekcd) June 4, 2020

Kılıçdaroğlu: 20 Temmuz Sivil Darbe sürecinin bir sonucu

Kararın ardından Twitter üzerinden bir açıklama yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Enis Berberoğlu’nun Milletvekilliğinin düşürülmesi, içinde yaşadığımız 20 Temmuz Sivil Darbe sürecinin bir sonucudur, millet iradesinin yok sayılmasıdır. Adaleti, hakkı ve hukuku sağlamak için demokrasi mücadelesine devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

https://twitter.com/herkesicinCHP/status/1268528318346821632

Milletvekilliği düşürülen CHP’li Enis Berberoğlu da partisinin genel merkezinde yaptığı ilk açıklamada kararın şaşkınlık yaratmadığını belirterek “Demokrasi için bir bedel ödenecekse bu bedeli önce CHP’liler öder” dedi.

Berberoğlu, “Önümüzdeki günlerde kalan 18 aylık cezamı yatmak üzere cezaevine teslim olacağım” diye ekledi.

14 Haziran 2017’de tutuklanan Berberoğlu, 16 ay süren tutukluluğunun ardından 20 Eylül 2018’de tahliye edilmişti.

Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın yargı süreci

2009 yılında yerel seçimlerin ardından “KCK” adı altında başlatılan operasyonlarda tutuklanan Kürt siyasetçiler, belediye eşbaşkanları, meclis üyeleri, insan hakları savunucuları, gazeteci ve aydınların bulunduğu 154 siyasetçinin 8 yıldır yargılandığı KCK Ana Davası’nda 28 Mart 2017 tarihinde karar çıkmış, 99 kişiye toplam bin 109 yıl 10 ay 22 gün hapis cezası verilmişti.

Yapılan itiraz üzerine dosyayı inceleyen Antep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, 18 Nisan 2018’de aldığı kararda 89 isim hakkındaki hükmü onarken, diğer 10 isme verilen cezalara dair kısmi bozma kararları vermişti.

Bunun üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı ve İstinaf Cumhuriyet Başsavcılığı ile Kürt siyasetçilerinin avukatları Yargıtay 16. Daire’ye temyiz başvurusunda bulunmuştu.

Yargıtay Başsavcılığı, hazırladığı mütalaasında yerel mahkemenin 6 yıl 3 ay hapis cezası verdiği DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ile birlikte 18 yıl hapis cezası verilen HDP Van Milletvekili Tayip Temel, 9’ar yıl hapis cezaları verilen Mardin Milletvekili Pero Dündar ve Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları’nın cezalarının onanmasını istemişti.

Yargıtay ise Farisoğulları’na “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla verilen 9 yıl, Güven hakkında da verilen 6 yıl 3 ay hapis cezalarını onamıştı.

Enis Berberoğlu’nun yargı süreci

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, ‘MİT TIR’larının Durdurulması’ görüntülerinin Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmasına ilişkin davada tutuklanmış ve 25 yıl hapis cezası almıştı. Karar üst mahkemeye taşınmıştı.

İstanbul Bölge Adliye 2. Ceza Dairesi (İstinaf) mahkumiyet kararını bozduğunu açıklamıştı. Kararda, “Sırrın daha önce ifşa edildiğinin kabulü halinde gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama suçunun unsurlarının oluşmayacağı” belirtilmişti. Dosya ise yeniden incelenmek üzere 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.

Ancak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, CHP Milletvekili Berberoğlu hakkında verilen 25 yıllık hapis cezasına ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin bozma kararını usul ve yasaya aykırı bulduğunu açıklamıştı. Mahkeme, dosyayı iade etmişti.

Yeniden görülen davada Berberoğlu, 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.