Ana SayfaManşetKadınlar Pınar Gültekin için sokaklardaydı

Kadınlar Pınar Gültekin için sokaklardaydı

HABER MERKEZİ – Muğla’da öldürülen Pınar Gültekin için birçok kentte kadınlar sokaklara çıktı. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yaparak, “İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” diye seslendiler.

27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in öldürülmesinin ardından kadınlar, erkek şiddetini protesto etmek için birçok kentte sokaklara çıktı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın Meclisleri ve Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısıyla sokaklara çıkan kadınlar, iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına dair açtığı tartışmaya isyan etti.

İstanbul

Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısıyla Kadıköy’deki Eminönü iskelesi önünde bir araya gelen kadınlar, Pınar Gültekin’in öldürülmesini protesto etti.

“Pınar Gültekin isyanımızdır, bir kişi daha eksilmemek için İstanbul Sözleşmesini uygula” ve “Kadın cinayetlerini acil önle” pankartlarının taşındığı eylemde, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Katledilen kadınları isyanımızdır”, “Yasta değil isyandayız” ve “Kadınlar hep birlikte güçlü” dövizleri taşındı.

Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Dersim Dağ ve Muazzez Orhan da katıldı.

Kadınlar hep bir ağızdan “Hayatlarımızdan, hayallerimizden, haklarımızdan, eşitlikten, özgürlüğümüzden, geleceğimizden ve İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” dedi.

Burada son bulan eylemden sonra kadınlar Khalkedon Meydanı’na kadar yürüdü.

Burada basın açıklamasını okuyan İrem Gerkuş, kadın cinayetlerinin politik olduğunu ifade ederek, bir kadının daha erkek tarafından işkence uygulanarak katledildiğini söyledi.

Gerkuş, erkek şiddetinin münferit olmadığına dikkat çekerek, salgın günlerinde AKP iktidarının aldığı ilk kararlardan birinin 6284 sayılı kanunu askıya almak olduğunu söyledi ve ekledi:

“İktidar, kadın cinayetlerinin sorumlusudur, failidir. Pandemiyi fırsata çevirmeye çalışıp infaz yasasıyla şiddet faillerini kadınların yanına geri gönderen iktidar erkek şiddetinin sorumlusudur, failidir.
“Çocuk istismarına af getirmeye çalışan iktidar, çocuk istismarlarının sorumlusudur, failidir! İstanbul Sözleşmesi’ni hedef gösteren, uygulamayan, kaldırmaya çalışan bu iktidar yaşadığımız her türlü erkek şiddetinin sorumlusudur, failidir.”

Erkek şiddetini önleyen ve kadınları koruyan yasal düzenlemeler tartışmaya açıldıkça kadınlara karşı bir cürettin güç kazandığını kaydeden Gerkuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İktidar yıllardır gerektiği gibi uygulanması için mücadele ettiğimiz İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı tartıştıkça kayıp bedenlerimiz bulunamıyor, bizi öldürenler bulunamıyor ya da bize şiddet uygulanmayan bir gün bulunamıyor.
“İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı bugün hayatta olacak olan Pınar ve daha yüzlerce kadın için gerçek adalet İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasıyla gelecek, biliyoruz. Kaldırmaya çalıştıkları İstanbul Sözleşmesi ne diyor, bir kez daha söylüyoruz: İstanbul Sözleşmesi diyor ki, ilk başta şiddeti önleyici politikalar geliştirin.
Şiddet eşitsizliğin sonucu olarak ortaya çıktı. Bu yüzden de sözleşme toplumsal cinsiyet eşitliğini tanıyın diyor. Yani, çıkıp kürsülerden ‘kadın erkek eşit değildir’ diyemezsiniz; erkeklere kadınlara şiddet uygulaması için ‘mırıldanma’ nasihatleri veremezsiniz diyor!
“İstanbul Sözleşmesi diyor ki, eğer şiddeti önleyemediyseniz, o zaman şiddete maruz bırakılanı koruyacak mekanizmalar geliştirin. Yani, bir kadın karakola gelip şiddete maruz kaldığını söylediyse, onu şiddet failinin yanına geri göndermeyin, kaldığı sığınma evinin adresini şiddet failine vermeyin, yeterli sayıda güvenli sığınma evleri, tecavüz kriz merkezleri açın diyor.”

İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaya çalışmanın ya da işlevsiz bırakmanın kadınların hayatlarına mal olduğunun altı çizen Gerkuş, sözlerini “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz kalmadığı için buradayız. İstanbul Sözleşmesini uygulayın demek için buradayız. İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” diyerek bitirdi.

Kadınlar, İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde de bir araya geldi.

Kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Ölmek istemiyoruz”, “Tükendik”, “Sessiz kalmıyoruz” yazılı dövizler taşıdı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “O kadar öfkeliyiz ki; çünkü bir adım geriye gitmeye niyetimiz yok. Kadınlar uyandı evet, o erkekliği rahatsız ediyoruz evet. Bu şekilde o İstanbul Sözleşmesini imzalattık. Şimdi bundan geri durur muyuz kadınlar” dedi.

Eyleme oyuncu Şevval Sam ve müzisyen Kalben de katıldı.

Ankara

Ankara’da Çankaya Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Ankara Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Pırıl Kurtdere, binlerce kadının hikayesinin aynı olduğunu belirterek, “Erkekler, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan AKP iktidarından alıyor” dedi.

Bugünden itibaren kadın mücadelesinde adımlarını hızlandıracaklarını ifade eden Kurtdere susmaya niyetlerinin olmadığını söyledi ve ekledi:

“Özgecan Aslan, Şule Çet, Ceren Özdemir, Gülistan Doku ve daha binlerce kadın… Hikayemiz aynı.
“Erkekler onlar sırf hayır dediği için, kendilerinden boşandığı veya ayrıldığı için veya hiç birlikte olmak istemediği için kadınları öldürme cesaretini, kadınlar öldürüldüğünde dahi yine o kadınların hayatını mercek altına alan, yine kadınların tercihlerini sorgulayan, öldüreni değil öldürüleni suçlayan savcılardan, hakimlerden, medyadan, iktidardan, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan AKP iktidarından alıyor.
“Erkek şiddetine karşı acil önlem planı çağrılarımıza kulak tıkayan sizler, bizim için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açıyorsunuz.
“Biz kadınların uzun yıllar mücadelesi sonucu bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasa iken bunu uygulayacağınız yerde kaldırmayı düşünüyorsunuz. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdir. İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alıp sözleşmeden çekileceğini söylemek kadına yönelik şiddete teşviktir.
“Aile kavramı adı altında kadınların tüm yaşamı kuşatılıp eve hapsedilmesi planlanacak, kreş ve sığınma evleri kapatılıp, İstanbul Sözleşmesine saldırılacaksa biz kadınların da bunu kabul edip beklemeye niyetimiz yok. Birbirimizi savunacağız. Kamusal ve özel alanda pandemi koşullarında erkek egemenliğini inşa eden iktidar kurumlarına ve erkekler arası kurulan işbirliğine karşı susmaya hiç niyetimiz yok.”

İzmir

İzmir’de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri, Pınar Gültekin için Alsancak Semti’nde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yaptı.

Burada kadınlar adına açıklamayı Hilal Susuz yaptı.

“Biz katili tanıyoruz, bu cesareti nereden aldığını, daha ilk ifadesinde Pınar’ı itibarsızlaştırmayı nereden öğrendiğini çok iyi biliyoruz” diyen Susuz, “Daha önce defalarca karakollarda, duruşma salonlarında karşımıza çıktı. Kadınların böyle eziyet edilerek öldürülmesine geçit verenler, kadın katillerine iyi hal ve haksız tahrik indirimi verenlerdir.
“Kadın cinayetlerini durdurmak için hiçbir önlem almayan, kadınları yaşatacak olan İstanbul Sözleşmesini ise tartışmaya açanlardır. Açıkça söylüyoruz, kadın düşmanı politikaları üretenler, kadın cinayetlerinin suç ortağıdır. Daha önce defalarca söyledik, yine söylüyoruz: Katilleri değil kadınları koruyun. Kadınlar istedikleri gibi yaşayacak. Pınarları yaşatacak olan İstanbul Sözleşmesi’dir. Uygulayacaksınız.”

Susuz, İzmir’de darp edilerek gözaltına alınan kadınların derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı.

Adana

Adana’da Kadın Meclisleri üyesi kadınlar, Pınar Gültekin için Atatürk Parkı’nda basın açıklaması yaparak, AKP’yi İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamaya çağırdı.

“İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın Pınarları yaşatın. Pınar Gültekin için sessiz kalmıyoruz” pankartını ve “İstanbul Sözleşmesi uygulansın”, “Kadın cinayetlerini durduracağız” dövizleri ile Pınar Gültekin’in fotoğraflarını taşıyan kadınlar, sık sık “İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” ve “Kadın cinayetlerini durduracağız” sloganlarını attı.

AKP’ye “İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın Pınarları yaşatın” diye çağrıda bulunan Kadın Meclisleri Üyesi Berfin Kılıç, kadın düşmanı politikaları üretenlerin, kadın cinayetlerinin suç ortağı olduğunu söyledi.

Hatay

Hatay’da Kadın Birlikte Güçlü’nün Pınar Gültekin için yapmak istediği yürüyüş polis tarafından engellendi.

Yürüyüşü engellenen kadınlar, Köprübaşı’nda açıklama yaptı.

Çok sayıda kadının katıldığı açıklamada konuşan Hatay Kadın Birlikte Güçlü Üyesi Selver Büyükkeleş, yaşamak istediklerini belirterek şunları söyledi:

“İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284’e el uzatanlar bu katliamlara ortaktır. Eşit ve özgür yaşayabilmek için, kız kardeşimiz Pınar için, hepimiz için her yerde isyandayız.
“Buradan bir kez daha tekrarlıyoruz: İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284’ü uygulayın. Pınar Gültekin ve katledilen tüm kadınlar isyanımızdır, İstanbul Sözleşmesi’ni  değil cinayetleri engelleyin.”

Mersin

Mersin Kadın Platformu da Pozcu’da Pınar Gültekin için basın açıklaması yaptı.

“Öldürülen kadınlar isyanımızdır”, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “Pınar Gültekin için isyandayız! Sokaktayız!” dövizleri taşınırken platformu adına konuşan Ceren İnan, konuştu. Kadın cinayetlerinin politik olduğunu belirten İnan, şunları söyledi:

“İktidar yıllardır gerektiği gibi uygulanması için mücadele ettiğimiz İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı tartıştıkça kayıp bedenlerimiz bulunamıyor.
“Bizi öldürenler bulunamıyor ya da bize şiddet uygulanmayan bir gün bulunamıyor. İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı; bugün hayatta olacak olan Pınar ve daha yüzlerce kadın için gerçek adalet İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasıyla gelecek, biliyoruz.
“İstanbul Sözleşmesini kaldırmaya çalışmak, uygulamamak biz kadınların hayatlarını ellerinden alıyor. Bugün Pınar için ve katledilen bütün kadınlar için buradayız. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz kalmadığı için buradayız. İstanbul Sözleşmesini uygulayın demek için buradayız. İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.”

Antalya

Antalya Kadın Platformu ise Pınar Gültekin için Attalos Heykeli önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

“Kadın yaşam özgürlük”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganlarının atıldığı açıklamada platform adına basın açıklamasını Devrim Mol okudu.

“Katiller kadın düşmanları tacizciler ve onları savunanalar İstanbul Sözleşmesi ve 6284’e saldıranlar susacak kadınlar konuşacak. Pınar’ın ölümünün sorumlusu kadınları eşit görmeyenlerdir. Pınar’ın ölümünün sorumlusu İstanbul Sözleşmesi’ne saldıranlardır.
“Bizden önce kadının adı yoktu diyenler uyguladıkları cinsiyetçi politikalarla körükledikleri nefret ile her gün yeni bir kadının adını bizlere ezberletiyorlar.
“Şimdi bizden Pınar için ağıt yakmamızı karanfiller ve mumlar ile anma köşesi oluşturup yasımızı yaşayıp yarın sabah her şey aklanmış gibi hayatımıza devam etmemiz bekleniyor. Ama biz yasta değil isyandayız. Pınar bize devir kalan bir isyandır bir yaşamak istiyorum şiarıdır. Yaşamak için savaşacağız.”

Muğla

Muğla’da kadınlar Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya geldi. Muğla Kadın Platformu’nca yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“24 Mayıs’ta Zeynep Şenpınar, Ahmet Selim Kemaloğlu tarafından katledildi. 6 Temmuz’da Milas’ta Nazife G., Mehmet Salih G. Tarafından katledildi. 21 Temmuz’da Pınar Gültekin, Cemal Metin Avcı tarafından katledildi. Bunlar sadece Muğla’da son aylarda yaşanan katliamlar.
“Bizler Pınar’ın yürüdüğü sokaklarda aynı güvencesiz kanunlar altında baskılanan kadınlarız. Buradan yargıya ve adalete sesleniyoruz. Cesede işkence etmek bir insanlık suçudur. Şiddet kimden gelirse gelsin karşısındayız.
“Bu katliamların sorumlusu İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamayan, kaldırmak isteyen ve bu katliamlara sessiz kalan herkestir. Katiller ve destekçileri yargılanıp cezalandırılana kadar durmayacağız. Öfkemiz diri, sessiz kalmayacağız.
“Her bir kadının sokaklarda özgürce koşabildiği, kahkahalarla dans edebildiği güne kadar alanlardan, meydanlardan, kürsülerden asla çekilmeyeceğiz.
“Tüm bu yaşanan olaylar karşısında; sürece sahip çıkması ve tüm hukuki süreci takip etmesi için Muğla Barosu’na çağrıda bulunuyoruz. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok.”

Malatya

Malatya Demokratik Kadın Platformu da “İstanbul Sözleşmesi’ne, kadınlara ve çocuklarımıza dokunamazsınız! Hayatlarımızdan da haklarımızdan da vazgeçmeyeceğiz” diyerek basın açıklaması yaptı.

Açıklamada, şunlar ifade edildi:

 “Şiddet olaylarının arttığı pandemi döneminde kadınları şiddete karşı koruyamayan iktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı düşünerek kadına yönelik şiddete karşı yükümlülüklerinden kurtulmak istiyor.
“Her gün ülkenin dört bir yanından kadın cinayeti haberleri geliyor. Bugün kendisinden haber alınamayan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in cansız bedeni bulundu.
“Kadına yönelik şiddetin bu kadar yoğun olduğu, kadın cinayetlerinin bir türlü önlenemediği, hatta sığınmaevlerinden alınarak öldürülen kadınların haberlerini aldığımız, çocukların cinsel istismarının olağanüstü düzeyde arttığı, kız çocuklarının evlenmesinin, çocuk doğurmasının adeta teşvik edildiği bir ülkede İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını asla kabul etmiyoruz.”

Ne oldu?

Muğla’da 16 Temmuz’dan bu yana kayıp olan 27 yaşındaki Pınar Gültekin’in cansız bedeni, Menteşe ilçesinin kırsal Yerkesik mahallesindeki ormanlık alanda bulundu.

Boğularak öldürüldüğü ihtimali üzerinde durulan Pınar’ın en son beraber görüldüğü Cemal Metin Avcı gözaltına alındı.

Ajanslara yansıyan haberelere göre Avcı, kendisini reddeden Pınar’ı öldürdüğünü ve cesedini çöp varilinde yakarak üzerine beton döktüğünü itiraf etti.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Pınar Gültekin’in öldürülmesi davasına müdahil olacaklarını açıkladı.

Ancak Pınar Gültekin cinayetinin, İstanbul Sözleşmesi’nin AKP hükümeti tarafından tartışmaya açıldığı bir dönemde gerçekleşmesi kadınları isyan ettirdi.




Önceki Haber
Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali’nin ‘Seyirci Ödülleri’ belli oldu
Sonraki Haber
Corona virüsü salgınında vaka sayısı 15 milyona yaklaşıyor