Ana SayfaÇalışma YaşamıOnların tatili Çukurova’nın sarı sıcağında ter dökmek

Onların tatili Çukurova’nın sarı sıcağında ter dökmek

HABER MERKEZİ – Adana’da bugünlerde 40’lı dereceleri bulan, yüksek nem yüzünden ise iyice çekilmez olan sıcaklar, tarlada çalışan emekçilerin belini büküyor. Üniversite okuma hayalleri olan Emine ve Gülçin Şen kardeşler de masraflarını karşılayabilmek için anneleriyle birlikte bamya tarlasında çalışmak zorunda.

Çukurova’nın kitaplara, filmlere konu olmuş sıcakları bu aylarda tarlalarda çalışan mevsimlik işçileri adeta kavuruyor.

Kadın, çocuk, genç, yaşlı binlerce ırgat, geçimlerini sağlayabilmek için Adana’nın sarı sıcağında, günde 13-14 saat güneş altında ter döküyor.

Hayat pahalılığına, emek sömürüsü, bir de hava koşulları eklenince, yaşam daha zorlu bir hal alıyor.

JinNews’ten Filiz Zeyrek, bamya tarlasında ter döken gençlerle konuştu.

Okuyabilmek için Adana’nın kavurucu sıcaklarında bamya tarlasında çalışan Gülçin ve Emine Şen kardeşler için hayat pahalılığı demek eğitim masraflarının da yüksek olması demek.

Güne sabah dörtte başlıyorlar

Kardeşlerden Gülçin, okuyup mimar olmak istiyor.

Bu hayalini gerçekleştirmek için çalışmak zorunda.

Henüz üniversite başlamadan masraflar nedeniyle kaygılanan Gülçin Şen, şöyle diyor:

Üniversite masrafları çok. Onun için çalışmam gerek. Ben de yıllarca zaten okumak için böyle çalıştım. Çalışmaya da devam ediyorum. Saat dört buçukta kalkıyoruz ve öğleden sonraya kadar çalışıyoruz. Sabahları çok nem oluyor. Sonra kahvaltıya gidip tekrar topluyoruz. Öğlen saatlerinde de aşırı sıcaktan terliyorum. Acele ediyoruz, bitirmek için. Günde 60-70 kilo anca toplayabiliyoruz.

Bamyanın tozu gözlerimize geliyor. Gözlerimiz şişiyor. Kardeşimin midesi bulanıyor, kusuyor mesela. Bu yüzden hasta oluyoruz devamlı ama mecburuz. Okuyabilmek için çalışmamız gerekiyor. Hem okumak hem de ailemize yardımcı olmak istiyoruz. Şu an 18 yaşındayım. 13 yaşımdan beri ailemle beraber çalışıyorum.

Tarladaki iş evde devam ediyor 

Emine de kardeşi gibi “Okumak masraflı” diyor.

Tıp okumak isteyen Emine, önündeki ekonomik zorlukları aşabilmek için çalışması gerektiğini biliyor.

Bunca masraf nedeniyle öğrencilere destek olunmasının zorunluluğuna dikkat çeken Emine Şen, en başta eğitimin ücretsiz olması gerektiğini belirtiyor ama umutsuzluğunu da ekliyor: “Bu Türkiye’de çok zor tabi…”

Emine Şen

Emine Şen şöyle devam ediyor:

10 kardeşiz, dördü evlendi. Okul harçlığımı çıkarabilmek için çalışıyorum. Yazın tarlada, kışın okulda geçiyor. Sabah dört buçukta uyanıyoruz. Erkenden bitirmek için çok çalışıyoruz ve çok terliyoruz. Eve gidince bir de ev temizliği var. Biraz dinlenebilirsek akşam tekrar kalkıp yemek hazırlıyoruz, bulaşıkları yıkıyoruz.

‘İmkân olsa tekrar memleketime dönerim’

Gülçin ve Emine’nin annesi Sevim Şen de tarlada ter dökenlerden.

Bir yandan sıcaklardan, diğer yandan sineklerden korunmaya çalıştıklarını söyleyen Sevim, kilosunu 7 liradan sattıkları bamyada kendi masraflarını zar zor çıkardıklarını belirtiyor.

Sevim Şen şöyle devam ediyor:

Ama geçinebilmek ve çocuklarımızı okutabilmek için mecbur çalışıyoruz. Kayınvalidem yaşlı, kayınım engelli, evde yatalak, onlarla da ilgileniyorum. Çocuklarım okusun kendi hayatlarını kursunlar diye uğraşıyoruz. 13 yıl önce Diyarbakır Çermik’ten işsizlik nedeniyle Adana’ya çocuklarımla beraber göç ettik. Memlekette koyunlarla uğraşıyorduk. Gücümüz kalmayınca bakamadık ve buraya geldik. Ama burası da çok zor. İmkân olsa tekrar memleketimize dönmek isterdim.




Önceki Haber
LGS yerleştirme sonuçları açıklandı
Sonraki Haber
TÜİK 'işsizlik 0.1 puan arttı' dedi, kimse inanmadı