Polis Timtik’in cenazesini bir daha kaçırdı: Tören boyunca siren çaldılar

HABER MERKEZİ – Ölüm orucunun 238’inci gününde yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik’in cenazesi ATK’nin ardından Gazi Cemevi’nde de polis tarafından kaçırıldı. Müdahaleye rağmen mezarlığa giden kitle, sloganlar eşliğinde cenazeyi toprağa verdi. Tören boyunca polislerin tüm zırhlı araçlara ait sirenleri çalarak gürültü çıkarması dikkat çekti.

Adil yargılanma talebiyle cezaevinde başlattığı ve zorla kaldırıldığı hastanede sürdürdüğü ölüm orucu eyleminin 238’inci gününde yaşamını yitiren Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatı Ebru Timtik’in cenazesi Adli Tıp Kurumu morgunda polis tarafından kaçırılır gibi alındı.

Timtik’in konulduğu, cenaze aracının önünde duran avukatlar ve ailesi polis tarafından darp edildi.

Gaz bombası da kullanan polis en az dört kişiyi gözaltına aldı.

Bu sırada basın mensuplarına da müdahale eden polisler, darp edip görüntü almalarını engellemek istedi.

Ebru Timtik'in cenazesi Adli Tıp Kurumu'ndan polisler tarafından kaçırılıyor. Görüntü almak isteyen basın emekçileri darp ediliyor. pic.twitter.com/GhlJTDSG2L

— Yeni Demokrasi Gazetesi (@yeni_demokrasi1) August 28, 2020

Cenazenin götürüleceği cemevi ve Gazi Mezarlığı’nda ise yoğun güvenlik önlemleri alındı.

İki yeri ablukaya alan polisler, giriş ve çıkışlara izin vermezken, havadan bir helikopter de mahalle üzerinde dolaşıyor.

Bu arada Şehit Murat Celep Caddesi üzerindeki polis karakoluna yakın bir noktada toplanan yurttaşlara gaz bombası ve plastik mermi ile müdahale etti.

Timtik’in cenazesi polisler eşliğinde Gazi Cemevi’ne getirildi. Cenazenin getirildiği Gazi Cemevi abluka altına alındı. Cemevi’nin giriş çıkışına TOMA araçları yerleştirilirken, giriş çıkışlar bariyerlerle kapatıldı.

Polis cenazeyi yine kaçırdı

https://twitter.com/YolTV/status/1299332156653801472?s=20

Timtik’in Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan kardeşi Avukat Barkın Timtik’in cenazeye katılmasına savcılık tarafından izin verilmedi.

Bunun üzerine Gazi Cemevi’nde polis ablukası altında tören düzenlendi.

Törende Timtik’in vasiyeti gereği Grup Yorum üyeleri, avukat cüppesiyle örtülü tabutun başında türküler seslendirdi.

Milletvekilleri, avukatlar ve çok sayıda yurttaşın katıldığı törenin ardından kitle Gazi Mezarlığı’na doğru yürüyüşe geçmek isterken polis bir kez daha müdahale etti.

Biber gazı ve plastik mermiyle kitleye müdahale eden polis, cenaze aracını kaçırdı.

Bu sırada gözaltına alınanlar da oldu.

Cenaze aracının kaçırılması üzerine kitle yürüyerek mezarlığa hareket etti.

Burada cenazeyi alabilen kitle, “Devrimci avukatlar onurumuzdur” ve “Katil devlet hesap verecek” sloganları atarak mezarlığa girdi.

Tören boyunca mezarlığı ablukaya alan polislerin siren sesleriyle gürültü çıkarması dikkat çekti.

Timtik’in cenazesi annesinin mezarının yanında gözyaşları eşliğinde defnedildi.

Avukat Ebru Timtik'in cenazesi polisin tüm saldırılarına rağmen Gazi Mezarlığı'na getirildihttps://t.co/Fczu1oT2zk pic.twitter.com/6nlgeYaGb2

— Yeni Yaşam Gazetesi (@yeniyasamgazete) August 28, 2020

‘Ölen ebru mu yoksa biz mi?’ 

Timtik’i yaşatabilmek için günlerdir mücadele yürüten meslektaşları ise Mezopotamya Ajansı’na konuştu.

Avukat Kemal Aytaç, eylemdeki avukatların infaz kurumu tarafından cezalandırıldığını, hem avukatların hem de baroların bu sürece tanıklık ettiğini dile getirdi.

Av. Aytaç, “56 tane baro başkanı bu yargılamanın adil olmadığını söyledi. Bu arkadaşlarımız ilk duruşmada tahliye edildiler. 7-8 saat sonra tutuklama kararı çıkarıldı. Tahliye kararı veren mahkeme başkanı ve üyelerinin yerleri değiştirildi. Daha sonra buraya atanan infazcı mahkeme başkanı, avukatlar ve sanıklar olmaksızın adına yargılama diyemeyeceğimiz işlem yürüttü” dedi.

Yargılanan avukatların tümüne ceza verildiğini anımsatan Aytaç, şöyle devam etti:

Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal bu karara karşı çıkarak önce açlık grevine ardından ölüm orucuna başladılar. İstedikleri tek bir şey vardı; adil yargılanmak. Ama devlet ve kurumları ne yazık ki küçük bir adım dahi atmadı. Şu soruyu kendimize sormalıyız; gerçekten bugün ölen Ebru mu yoksa biz miyiz? Acaba toplum olarak biz gerçekten hepimizin ihtiyacı olan adil yargılanma talebine sahip çıkabildik mi? Ebru niye öldü? Biz mi öldürdük? Yoksa biz mi öldük? Aslında ölen insanlığın ta kendisidir.

‘Ebru’yu devlet elbirliğiyle katletti’

Timtik’i yaşatamadıkları için kızgın olduğunu söyleyen Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarından Sinan Zincir ise şunları dile getirdi:

Başaramadık. Onun adil yargılanma talebine, yaşama tutunma talebine yeteri kadar cevap olamadığımız için gerçekten çok üzgünüm. Aslında bugün yaşamını yitiren tek başına Ebru değildi, bu ülkenin hakikati, vicdanı olduğunu düşündüğümüz adaleti öldü. Ebru direnişte yaşamını yitirmedi. Ebru’yu devletin kurumları el birliği ile katlettiler.

Aylardır yetkililere ‘Bir adım atın biz arkadaşlarımızı yaşatalım’ diye çağrıda bulunduk. Biz ölümü yüceltmek istemiyoruz. Ölümler üzerinden bir şeyler ifade etmek istemiyoruz. Devletin tüm kurumlarına ‘araya girin’ diye yalvardık. Yargıtay 7 aydır dosyayı bekletiyor, ‘bir karar verin’ dedik. Anayasa Mahkemesi tedbir talepli tahliye başvurumuza ‘herhangi bir sağlık sorunu yoktur, o koşullarda kalabilir’ diye cevap verdi. Bütün bunların sorumlusu körelen vicdanlar, kalmayan adalet duygusu. Bu ülkenin adaleti ve vicdanını devletin yetkilileri öldürmüştür.

Şu anda Aytaç Ünsal’ın bedeni gittikçe küçülüyor. O da ölüme doğru ilerliyor. Aytaç’ın günlerini sayıyoruz. 3-4 gündür ‘saatler yok dakikalar var’ diyoruz.