Ana SayfaGüncelSuruç Katliamı Davası: Davutoğlu’nun dinlenmesi talebi reddedildi

Suruç Katliamı Davası: Davutoğlu’nun dinlenmesi talebi reddedildi

HABER MERKEZİ – Suruç Katliamı Davası’nın 15’inci duruşması salgın gerekçesiyle tarafların katılımına kapalı olarak yapılırken, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi talebi reddedildi. Bir sonraki duruşma 16 Kasım’a ertelendi.

Suruç Katliamı Davası’nın 15’inci duruşması, Urfa Adliyesi 5’inci Ağrı Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Davanın bir önceki duruşması Covid-19 salgınından dolayı Urfa Cezaevi Kampüsü’ndeki mahkeme salonunda görülmüştü.

Geçici bir heyetin baktığı bugünkü duruşmaya ise adli tatil nedeniyle sadece avukatlar alındı.

Duruşmada Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel ile avukatlar Sezin Uçar, Serdıl İzol, Veysi Eski ve Metin Özbadem hazır bulundu.

Davanın tek tutuklu sanığı olan Yakup Şahin ise duruşmaya tutuklu bulunduğu Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Avukatların taleplerinin ardından mahkeme heyeti, sanık Yakup Şahin’e söz verdi. Şahin, “Ben mahkeme salonuna gelsem de bunların (avukatların) sorularına cevap vermem. Bunlar adalet aramıyor” iddiasında bulundu.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, 10 Ekim Katliamı Davası’na gelen evrakların aslının istenmesi, imam Abdullah Ömer Aslan hakkındaki dosyanın akıbetinin sorulması, patlama anına ilişkin kayıp olan 5 saatlik görüntülerin kaybının nerede olduğuna dair verilen kararın takibi, firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi hakkında çıkartılan kırmızı bülten kararına “patlayıcı madde bulundurma” bilgisinin eklenmesi ve yine sanık Yakup Şahin’in mahkeme salonuna getirilmesi yönündeki taleplerin mahkemenin asıl heyeti tarafından ara celsede değerlendirmesine karar kıldı.

Heyet, avukatların dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi ve saldırı ile ilgili “tanık” olarak ifadesi alınan imam Abdullah Ömer Aslan’a dair soruşturma dosyasının dava dosyası ile birleştirilmesi yönündeki talepleri ise reddetti.

Davanın bir sonraki duruşması 16 Kasım’a ertelendi.

Ne olmuştu?

Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren 33 genç

20 Temmuz 2015 tarihinde Urfa’nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezi’nde bir araya gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğündeki gençlere yönelik IŞİD’in canlı bomba saldırısında 33 kişi yaşamını yitirdi, 100’ü aşkın kişi yaralandı.

Katliama ilişkin soruşturma dosyasına saldırıdan üç gün sonra “dosya içindeki belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi, iddianame de ancak 18 ay geçtikten sonra hazırlandı.

Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 213 sayfalık iddianamede, biri tutuklu üç sanık hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” suçlarından 34’er kez, “tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürmeye teşebbüs etme” suçlarından da 70’er kez olmak üzere TCK’nin ilgili maddeleri gereğince toplam 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi.

İddianamede katliamın failleri olarak canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz, 10 Ekim Katliamı’nı organize eden ancak Antep’teki bir hücre evi baskınında kendilerini patlattıkları iddia edilen Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun, 10 Ekim Katliamı Davası’nın sanıklarından Yakup Şahin, firari olduğu belirtilen IŞİD’in Türkiye-Suriye Sınır Sorumlusu Deniz Büyükçelebi ve IŞİD Emiri İlhami Mali gösterildi.

Büyükçelebi ve Ballı ise iddianameye göre, Suriye’de bulunuyor. Bu yüzden davanın tek sanığı Yakub Şahin olarak görülüyor. Hazırlanan iddianamede, devlet yetkililerinin sorumluluğuna ise hiç yer verilmedi.

Bu arada katliamının faili Abdurrahman Alagöz hakkındaki ‘terör nitelikli aranan şahıs’ kaydının, saldırıdan bir ay kadar önce, 16 Haziran’da Suruç Emniyet Müdürlüğü’ne ulaştığı ortaya çıktı.

Buna ilişkin açılan davada dönemin ilçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal ‘görevi ihmal’ suçundan yargılandı. 9 Ocak 2017’de görülen davanın üçüncü duruşmasında mahkeme Yapalıal hakkında, ‘görevi ihmal ve kötü kullanma’ suçundan 12 taksitte ödenmek üzere 7 bin 500 lira para cezası verdi.

Katliamda sorumluluğu olduğu gerekçesiyle “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla yargılanan iki polisten biri olan Ahmet Oğuz Davarcı, 14 Şubat 2018’de ifade verdi. İfadesinde daha çok Mehmet Yapalıal suçlayan Duvar, şöyle diyordu:

“Bu şahsı deşifre edemeyen sorumlular İstihbarat Daire Başkanlığı, Adıyaman İstihbarat Şube Müdürlüğü, Antep İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Urfa İstihbarat Şube Müdürlüğü’dür. MİT’i söylemiyorum bile. Söyleyince ‘MİT’ten sana ne’ diyorlar.”

Davanın ilk duruşması olaydan 21 ay sonra 4 Mayıs 2017’te Hilvan Adliyesi Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin, yargılandığı ve aynı gün görülen 10 Ekim Katliamı Davası’na katıldığı için Suruç davası sanıksız başladı.

14 Temmuz 2017’de görülen ikinci duruşmada ise Yakup Şahin’in duruşmaya bizzat getirilmesine oy çokluğu ile karar verildi.

Fakat davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmada, ‘adalete güvenmediğini’ belirterek susma hakkını kullandı.

Yine yargılamanın başladığı evrede dahi dosyadaki “kısıtlılık kararı” hiç kaldırılmadı, avukatlar dosyanın detaylarına ulaşamadı. Bütün duruşmalarda avukatların dosyanın 10 Ekim Katliamı’yla birleştirilme talebi ise her seferinde reddedildi.


Beşinci yılında Suruç…


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Bir yıllık kayyum raporu: Bin gözaltı, dört milyon oy gasp edildi
Sonraki Haber
Adıyaman'da 'Corona' testleri rica minnet yaptırılıyor