Ana SayfaGüncelŞeyh Said’in ismi asıldığı meydandan silinmek isteniyor

Şeyh Said’in ismi asıldığı meydandan silinmek isteniyor

HABER MERKEZİ – Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı proje ile Şeyh Said Meydanı’nın adı değiştirilmek isteniyor. Proje kapsamında tarihi surların 1930’lu yıllarda “Kente hava girmiyor” gerekçesiyle yıktırılan 250 metrelik bölümünün de yeniden inşa edilmesi gündemde. Mezopotamya Ajansı’ndan Ömer Çelik ve Mehmet Erol’un hazırladığı haberin tamamını paylaşıyoruz.

Diyarbakır kent merkezinde ve tarihi surların yanı başında bulunan Şeyh Said Meydanı (Dağkapı Meydanı), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan bir proje kapsamında yakın zaman içerisinde dönüşüme uğratılacak.

“Dağkapı Meydan Projesi” adlı çalışma Diyarbakır Valiliği ile ortak yürütülecek. Proje kapsamda mevcut meydanın hemen altında bulunan Selahattin Eyyubi Çarşısı’ndaki (Vedat Dalokay Çarşısı) 51 dükkan kamulaştırılacak.

10 milyon TL hibe ayrılan proje ile meydanın yanı başındaki Orduevi binası yıkılıp, bitişiğindeki Dilan Sineması olarak bilinen tescilli yapının restorasyonu yapılacak ve diğer yapılar yine kamulaştırılarak alan büyütülecek.

Proje kapsamına dönüşüme uğratılmak istenen meydan, kent sakinleri ve Kürt halkının hafızasında önemli bir yere sahip. 1925 yılında başlattıkları isyan sonrası Şark İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanan Şeyh Said ve 46 arkadaşı, burada asılarak idam edilmişti.

Adı ‘Şeyh Said Meydanı’ yapıldı

Bu yüzden 2014 yılında Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın eşbaşkanı olduğu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin meclisi meydanın adını “Şeyh Said Meydanı” olarak değiştirmişti.

Projeyi açıklayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, meydanın resmi ismi olan Şeyh Said ismi yerine projelendirildiği eski ismi ile “Dağkapı Meydan Projesi” demeyi uygun buldu.

Tarihi bilgilere göre, 1950’li yıllarda Emirgan Aile Çay Bahçesi’nin bulunduğu meydanın altında öncesinde başlanan çalışmalarla 1995 yılında Refah Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Bilgin döneminde Vedat Dalokay Yeraltı Çarşısı açıldı. Sonraki yıllarda adı, “Selahaddini Eyyubi Çarşısı”na çevrildi.

Çarşı esnafı endişeli

Hazırlanan proje kapsamında 25 yıl sonra kamulaştırılmak suretiyle yıkılacak olan çarşıdaki 51 dükkandan sadece 40 dolu.

Dükkanların yüzde 65’i belediyeye, yüzde 35’i ise şahıslara ait. Fakat mülk sahiplerinin hiçbiri bugüne dek tapularını alamamış.

Çarşı esnafları bu yüzden kamulaştırma konusunda endişeli.

‘Peşkeş çekilmesi bizi mağdur eder’

Esnaflardan 68 yaşındaki Sadun Özdemir, kamulaştırma kararına dair kendilerine herhangi bir bilgilendirmede bulunulmadığını dile getirdi.

Özdemir, “Hiçbir şeyden haberimiz yok, tam olarak ne karar alındı bilmiyoruz. Şimdi kalkıp buranın peşkeş çekilmesi bizi mağdur eder. Buraya verdiğim para ile vakti zamanında 10 tane daire alıyordum. Şimdi verecekleri parayla bir daire bile alamayacaksam ben ne yapayım o parayı” diye konuştu.

“Keşke bizimle öncesinde görüşülüp proje konusunda bilgilendirme yapılsaydı” diyen esnaflardan 58 yaşındaki Mehmet Çelebi Şahin de, kaygılarını şöyle ifade etti: “Bizi mağdur etmeyecek bir kamulaştırma bekliyoruz. 25 yıl önce buraya ne kadar verdiğimiz belli. Mağdur edilmezsek iyi olur. Benzer projelere baktığımızda hak sahipleri mağdur edildiğini biliyoruz. Yapmasalar iyi olur. Ama böyle bir şey olursa da mücadele veririz.”

1930’da ‘hava girmiyor’ diye yıktırıldı

“Dağkapı Meydan Projesi”ne dair Bakan Kurum’un açıkladığı bir diğer önemli bilgi ise kentte 1930’lu yıllarda dönemin valisi Faiz Ergun’un “Sur içine hava girmiyor. Bulaşıcı hastalıklar yaygınlaşıyor. Hava sirkülasyonu olsun” gerekçesiyle yıktırdığı tarihi surların Dağkapı ile Mardinkapı arasında kalan 250 metrelik bölümünü yeniden inşa edeceklerini söylemesi oldu.

Yıkımı Fransız arkeolog durdurdu

Yaklaşık 5,5 kilometre uzunluğu, 10-12 metre yüksekliği ve 3,5 metre genişliği ile Çin Seddi’nden sonra en uzun sur olma özelliği taşıyan Diyarbakır Surları’nın yıkılmasını, Mezopotamya’daki tarihi eserler hakkında araştırma yapmak üzere o dönem Diyarbakır’da bulunan Fransız arkeolog Albert Louis Gabriel durdurmuştu.

Gabriel’in Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderip, surların tarihi ve arkeolojik açıdan paha biçilemez olduğunu belirttiği raporu üzerine yıkım durdurulmuştu.

Şehir Plancıları Odası: Medyadan duyduk

TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Çekdar Taşkıran, Bakanlıkça hazırlanan bu ve benzeri projelerden genel olarak sadece medyaya yansıdığı kadarıyla haberdar olabildiklerini dile getirdi.

‘Dağkapı Meydan Projesi’nin de ne kadar kapsamlı olduğunu ya da düzenleme yapılmak istenen konularda nasıl bir bakış açısı olduğunu bilmediklerini belirten Taşkıran, şöyle konuştu:

Kent meydanları şehirlerdeki en kapsamlı alanlardır. Kent meydanları tasarlanırken; kentin tarihi dokusunu, kentli bireylerin konforunu, şehir ziyaretçilerinde oluşturacağı algıya kadar her yönüyle düşünülmesi gereken alanlardır. Diyarbakır için de Dağkapı Meydanı Projesi tarihsel süreciyle birlikte değerlendirilerek ve kentliyi bu çalışmaya dahil ederek yapılması gereken bir proje olduğunu düşünüyoruz. Oda olarak yaşadığımız kaygı, tarihi değerin göz önünde bulundurulmadığı ve kentin kimliğini doğru yansıtmadığı bir çalışma yapılmasıdır.

Taşkıran, yine bu ölçekte yapılacak bir çalışmanın, konuyla doğrudan ilişkili meslek odalarıyla ortaklaşılmadan yapılmasının ileride kullanışsız kamusal alanların oluşmasına neden olabileceği kaygısı taşıdıklarını da sözlerine ekledi.

Öncelik surların onarımı olmalı

Surların daha önce yıkılan 250 metrelik bölümünün yeniden inşa edilmek istenmesi noktasında ise, somut ve somut olmayan kültürel miras ögelerinin tarihsel bellek açısından bir kent için çok önemli olduğunun altını çizen Taşkıran, bunu şu sözlerle ifade etti:

Diyarbakır surlarıyla bütünleşmiş bir kenttir ve en somut kültürel miras ögesi kentin surlarıdır. Şehir Plancıları Odası olarak; zamanında farklı gerekçelerle yıktırılan surların yeniden yapılması yerine tarihsel bir iz olarak kurgulanıp bu yöntemle bir koruma anlayışı kurguluyoruz. Surlarla alakalı olarak öncelik verilmesi gereken konuların daha farklı olduğunuz düşünüyoruz; surların yeniden inşası için harcanması düşünülen bütçeyle kentte yaşanan olumsuzluklardan etkilenen surların onarımı için kullanılmasının daha öncelikli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca restorasyon ve rekonstrüksiyon gibi konuların geniş bir teknik kadroyla, Koruma Kurulu’nca yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu çalışmalara TMMOB İl Koordinasyon Kurulu’nun görüş ve önerilerinin alınması gerektiğini düşünüyoruz.

‘Sürecin takipçisi olacağız’

Surların yıktırılan kısmının yeniden inşa edilmek istenmesi konusunda nasıl bir yaklaşım sergileyeceği merak edilen uluslararası kurumların başında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNSECO) var.

Surlara dair koruma kararı bulunan UNESCO nezdinde bir girişimleri olup olmayacağını sorduğumuz Taşkıran’ın yanıtı, şöyle oldu:

Tarihsel ve kültürel niteliği olan bir coğrafi bölgenin, bir bölgedeki yapıların ya da biricik bir yapının UNESCO tarafından koruma altına alınmasıyla birlikte, koruma kavramı adı altında yapılacak olan çalışmalara çeşitli ödenekler ayrıldığını biliyoruz. Bu kaynaklar doğrultusunda hazırlanan çalışmaların takipçisi olma geleneğimizi sürdüreceğiz. Diyarbakır Surlarıyla alakalı yapılacak çalışmaların niceliklerinin ve niteliklerinin de takipçisi olacağız. İlgili meslek odalarıyla birlikte sürecin başından sonuna kadar doğru temelde yürütülmesi hassasiyetini göstereceğiz.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Başsavcılık: 10 kişi incelendi, sadece Gülay Uygun'un elinde atış artığı var
Sonraki Haber
Hatay'da müzikhole silahlı saldırı: İpek Harbelioğlu yaşamını yitirdi