Ana SayfaÇalışma YaşamıÇerkezoğlu: Tek çözüm yan yana gelmek ve örgütlenmek

Çerkezoğlu: Tek çözüm yan yana gelmek ve örgütlenmek

HABER MERKEZİ – Sendikalı işçi sayısının her geçen gün azalmasına karşı “örgütlenme seferberliği” başlatan DİSK’in Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yaşadıkları sorunların çözümü ve barışın egemen olduğu, emeğin Türkiye’sini kurmak için tek yolun yan yana gelmek ve örgütlenmek olduğunu söyledi.

Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Temmuz ayında açıkladığı verilere göre, Türkiye’de 14,2 milyon işçinin yalnızca 1,9 milyonu sendika üyesi.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından Nisan ayında yayımlanan “sendikalaşma” araştırması ise çarpıcı gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor.

Araştırmada, Corona virüsünün işçiler açısından yarattığı risklerin sendikasızlıkla birlikte daha da arttığına işaret edilerek, “Sendikalı işyerlerinde işçilerin Covid-19’un yarattığı risklere karşı korunması için adımlar atılırken, sendikasız işyerlerinde ise işçiler işverenin insafına kalmış durumda” deniliyor.

Sendikalaşmanın azaldığı bir ortamda, “örgütlenme seferberliği” başlatan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sendikalaşmanın önündeki engelleri anlattı, başlattıkları kampanyaya ilişkin bilgiler verdi.

Mezopotamya Ajansı’ndan Kadir Güney’e konuşan Çerkezoğlu, Türkiye’de yasalardan mevzuata kadar her şeyin sendikalaşmanın önünde engel olduğunu belirtti ve bunun 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle birlikte başlandığını ifade etti.

1980’lerden günümüze sendikalı işçi sayısında ciddi düşüş olduğunun altını çizen Çerkezoğlu, yeni işçileşme dalgalarıyla işçi sınıfının hem nitel hem de nicel olarak büyüdüğünü fakat işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlerinin en zayıf dönemini yaşandığını dile getirdi.

Sendikalı diye işten atılıyorlar

Çerkezoğlu, konfederasyon olarak kuruldukları günden bu güne engellemelere rağmen örgütlenme mücadelesi verdiklerini ifade ederek, “Örgütlendiğimiz her yerde mutlaka işverenin baskılarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye’de işsizliğin geldiği nokta da sendikalaşmayı etkiliyor” dedi ve ekledi:

Bugün Türkiye’de sendikalı olmak hele de DİSK’li olmak neredeyse işten çıkarılmakla aynı anlama geliyor. Şuan sözde işten çıkarma yasağı var. Fakat işçi arkadaşlarımız sendikalı olduğu için işten çıkarılıyorlar.

Salgının yarattığı koşullar ile hükümet politikalarının hem işçinin kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaya hem de sendikalaşmanın önüne engeller getirmeye yönelik olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, yeni açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) da hükümetin kararlarının bu yönde olduğunu gördüklerini belirtti.

Çerkezoğlu, “YEP’e baktığımızda başta kıdem tazminatı olmak üzere işçilerin kazanılmış haklarını ortadan kaldırmayı hedefliyor. Aynı zamanda sendikalaşmanın da önüne geçmeye çalışan politikalar söz konusu” dedi.

‘Daha otoriter bir emek rejimi inşa ediliyor’

Toplumsal hayatta sistemin girdiği krizin derinleşmesi ve aşılamaması sonucunda daha otoriter yönetim biçimlerinin hayata geçirildiğini kaydeden Çerkezoğlu, “Çalışma hayatında da daha otoriter bir emek rejimi inşa edilmeye çalışılıyor. Salgın bahane edilerek sermaye, işçiler üzerinde denetim mekanizmasını arttırmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Sermayenin bir dizi planı olduğunu ve bunları salgını fırsat bilerek hayata geçirmeye çalıştığına dikkat çeken Çerkezoğlu, “DİSK kurulduğu günden bu yana bütün işçi sınıfının çıkarı için mücadele ediyor. Bundan dolayı DİSK’ten beklenti çok fazla, tarihsel sorumluluğumuzun da farkındayız. DİSK, bütün saldırılara karşı kendi gücüyle ve onu da aşan bir enerjiyle mücadeleyi örgütlemeye devam edecek” diye konuştu.

Her işçiye ulaşılacak

Tüm zorluklara rağmen salgının getirdiği yıkıma karşı bir örgütlenme seferberliği başlattıklarını anımsatan Çerkezoğlu, “Örgütlenme Seferberliği” adını verdikleri çalışmanın somut planlamasını önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşacaklarını dile getirdi.

Çerkezoğlu, “Bu seferberlikle merdiven altı atölyesinden plazada çalışan bir işçiye kadar hepsine ulaşacağız. Hepsini örgütlü mücadeleye çağıran bir süreç olarak örgütleyeceğiz” dedi.

Örgütlenme seferberliğinin bir başka önemli ayağının ise kadın işçilerin örgütlenmesi olduğunu dile getiren Çerkezoğlu, şöyle devam etti:

Özellikle kadınların DİSK’li olması yönünde bir çalışmamız olacak. Yoğun olarak kadınların çalıştığı iş kollarında, bölgelerde çalışma yürüteceğiz. Her krizde ilk etkilenen işçi kadınların örgütlenmesinde özel bir program başlatacağız.

İşçilere çağrı

Çerkezoğlu, son olarak ise işçilere şu çağrıda bulundu:

Bu ülkenin bütün değerlerini biz üretiyoruz. Yaşadığımız bütün bu sorunların çözümü, yani emeğimize ekmeğimize sahip çıkmak, aynı zamanda da ülkede demokrasinin, barışın egemen olduğu emeğin Türkiye’sini kurmamın tek yolu yan yana gelmek ve örgütlenmektir. İşçi arkadaşlarımızı koşullar ne olursa olsun tüm zorluklara rağmen omuz omuza olmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
İstanbul'da bir erkek evli olduğu kadını öldürdü
Sonraki Haber
Merkez Bankası'ndan zorunlu karşılık kararı