Ana SayfaGüncelGazeteci Uğur: Talimat üzerine tutuklandık, mesleğin onuruna sahip çıkacağız

Gazeteci Uğur: Talimat üzerine tutuklandık, mesleğin onuruna sahip çıkacağız

HABER MERKEZİ – Van’da yaptıkları haberler nedeniyle tutuklanan dört gazeteciden Cemil Uğur cezaevinden TGS’ye gönderdiği mektupta, tutuklanmalarının ‘talimat’ doğrultusunda gerçekleştiğini ifade etti. “Tutuklanan gazeteciliktir” diyen Uğur, “Ayaklar alına alınmak istenilen gazetecilik mesleğinin onuruna sahip çıkarak, ayakta tutmaya devam edeceğiz” mesajı verdi.

Van’ın Çatak ilçesi kırsalında operasyona çıkan askerler tarafından 11 Eylül’de gözaltına alındıktan sonra işkenceye uğrayıp helikopterden atılması sonucu yaşamını yitiren Servet Turgut ile ağır yaralanan Osman Şiban’ın haberiyle alakalı olarak 9 Ekim’de tutuklanan gazetecilerden Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala ise Van T Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulmuştu.

Tutuklanan gazetecilerden Cemil Uğur, Türkiye Gazeteciler Sendikası’na (TGS) bir mektup gönderdi.

Uğur kaleme aldığı mektubunda tutuklanma süreçlerindeki hukuksuzluğa dikkat çekti.

“Tutuklanan gazeteciliktir” diyen Uğur’un mektubu şöyle:

6 Ekim günü evim basılarak gözaltına alındım. 9 Ekim’de çıkarıldığımız mahkemede 3 gazeteci arkadaşımla tutuklandım. Hiçbir somut delil olmamasına rağmen tutuklandık. Aslında şahıs olarak Cemil Uğur, Adnan Bilen, Nazan Sala ve Şehriban Abi tutuklanmadı, tutuklanan gazeteciliktir. Bizlerin baskı ve tutuklamalarla gerçeği duyurmamızı istemiyorlar.

Helikopter meselesinden dolayı iktidarın rahatsız olduğunu biliyoruz ama hastane raporları ve görgü tanıklarının beyanlarını görmezden gelemezdik. Görmezden gelseydik, tutuklanmazdık ama gazetecilik yapmış olmazdık. Mesleğimizin gereğini yaptık. Ne pahasına olursa olsun gerçeği halka ulaştırmaya çalıştık.

Özellikle şu konuya dikkat çekmek istiyorum. Bizlerin tutuklanmasını isteyen savcı, mahkemeye gönderdiği tutuklama talepli gerekçede ‘yapılan aramada bulunan eşyaların söz konusu kişiler tarafından çalındığı anlaşıldığı üzere’ tutukluluk talep etmiş. Hakkımızda ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla gözaltı kararı veren savcı, olmayan bir durum üzerinden bizlerin tutuklanmasını istemesi aslında ortada bir ‘talimat’ olduğunu apaçık bir şekilde ortaya koyuyor.

Mahkemede bu gerekçeyi onaylayarak hakkımızda tutuklama kararı veriyor. Yani ‘hırsızlıktan’ tutuklandık. Emniyetten savcılığa tabii mahkemeye kadar hırsızlıkla ilgili hiç birimize soru sorulmadı. Hukukun bu kadar ciddiyetsiz ve absürt duruma geldiği tarihte görülmemiştir.

Diğer yandan mahkeme bizlerin ‘sarı basın kartı’ olmadığı için gazeteci olmadığımızı iddia edecek kadar ileriye gitmiştir. TGS ve Mersin Gazeteciler Cemiyeti üyesi olmam gazeteci olduğumu yeterince kanıtlar niteliktedir.

20 yıllık gazeteci olan Adnan Bilen için ‘gazeteci değil’ diyen bir mahkemeye gülüp geçtim. Aslında bu kararların hepsinin saçma olmasını anlıyorum. Çünkü ortada bir suç yok ama talimat var. Bu talimatı uygulamak için ellerinden geleni yaparken, ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. Bu yaşananlar Türkiye tarihinde lanetlenecek bir durumdur.

Düşünün aylarca telefon dinlenmiş. Bir tape kaydım alınmış. O da röportaj. Burada gazeteciliği yargılamak istediler. Bizler hakikatin sesi olduğumuzu ve halkın gerçek haber alma hakkını savunduğumuzu her platformda dile getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Ayaklar alına alınmak istenilen gazetecilik mesleğinin onuruna sahip çıkarak, ayakta tutmaya devam edeceğiz.

Sizlerin de her zaman yanımızda olduğunuzu biliyoruz. Dayanışmanızdan dolayı teşekkürler.


  Görgü tanığı valiliği yalanladı: Helikoptere bindirilene kadar sağlıklıydılar
  Servet Turgut yaşamını yitirdi



Önceki Haber
Gazeteci Temizkan'a tek Twitter paylaşımından hapis cezası
Sonraki Haber
Merkez Bankası beklentilerin aksine faizi sabit tuttu