Ana SayfaYazarlarCihan ErbaşMetran İsa’nın ortak yaşam için kanat gerdiği Kürt ve Ermeni aşıklar

Metran İsa’nın ortak yaşam için kanat gerdiği Kürt ve Ermeni aşıklar


Cihan Erbaş


Kürt dili ve kültürüne yönelik yasaklayıcı politikalar nedeniyle hak ettiği düzeyde tanınmamış ve layık olduğu değer ulaşmamış bir aşk destanı. Sadece aşk destanı mı? Hayır. Aynı zamanda bu günlerde çokça ihtiyaç duyulan ortak yaşam değerlerinin nasıl olması gerektiğinin nişanesi. Adeta bu coğrafyanın kadim halklarının zulme, tahakküme ve buyurganlığa karşı dün nasıl mücadele ettiği ve bugün kendisine dayatılan aynı zihniyete karşı ne yapması gerektiğine yüz yıllar, belki bin yıllar önceden verilen bir perspektif, çizilen bir yol.

Destan Kürt Ali ve Ermeni Meryem’in birçok engele düçar aşkı ile Metran İsa’nın (Metran kelimesi Kürtçe ‘piskopos’ demektir. İsa dönemin Akhtamar Kilisesi’nin piskoposudur) bu aşkı koruma için verdiği mücadeleyi, sergilediği eşsiz kahramanlığı konu alıyor. Kürt sözlü geleneği sayesinden nesilden nesle aktarılmış. Her dönemin düşüncesinden, olaylarından, kültüründen beslenerek günümüze ulaşmış. Destan dönemin sosyokültürel yapısı ile iktidar ilişkilerini bir aşk destanı üzerinden ışık tutuyor.

Aşık ile maşukun kavuşmasının önünde Süphan Dağı büyüklüğünde engeller vardır. Ali Müslüman, Meryem Hıristiyan’dır. Ali yoksul, Meryem ise zengin bir ailenin kızıdır. İki gencin aşkı ciddi sınavlarla karşı karşıyadır. Aidiyetlerin kimlikler üzerinden bilendiği sosyolojilerde inançsal ve kültürel farklılıklar kabul edilebilir vaziyetler değildir. Maniler bununla bitmiyor. İktidarın temsiliyeti astığım astık kestiğim kestik Van valisi adet olduğu üzere bu aşkın karşısındadır. Güzelliği dillere destan Meryem için, “Ya benimdir ya kara toprağındır” demiştir vali bir kere. Bu saatten sonra Ali ile Meryem’in kavuşması aşkın iktidara galebe çalması, iktidarın şanına halel gelmesidir. Kabulü mümkün değildir.

Neyse ki evvel zamanda olduğu gibi iktidarın çirkinliğinin hakim olduğu her mekanda güzelliğin uç vermesi kaçınılmazdır. Bu diyalektik hiç şaşmaz. Hele bir de bu diyar semavi dinlerde geçen Aden ise insanlığın besleneceği kaynaklar sonsuzdur. Ortak yaşam değerleri her iktidarla boy ölçüşecek ve galebe çalacak iradeye haizdir. Farklılığın, çeşitliliğin zenginliğe maya edildiği topraklardır. Ermeni ve Kürt halkları bin yıllardır iç içe, birlikte yaşar. Günü gelmiş farklı dinlere inanmış, günü gelmiş aynı inancı paylaşmışlar.

İnançlarını ortak yaşamlarının güzelleşmesine, kültürlerin gelişmesine vesile kılmışlar. Birbirlerinden erkek almış, kız vermişler. Yurtlarını savunmak için ortak mücadele edip, birlikte savaşmışlar. Bu sebepledir Ali ile Meryem’in aşkına bilinenin aksine karşı çıkmamış, sahiplenmişler. Bu sebepledir asırlar geçmesine rağmen dengbêjlerin sözlerine nakşoldular. Nesilden nesle geçsin, unutulmasın, ilelebet örnek alınsın diye. Metran İsa destanını da böylece ölümsüz kılmışlar.

Rivayete göre vali değeri kendisinden menkul fermanı üzerine evlilik hazırlıklarına başlar ve Meryem’in babasına kızını hazırlamasını ister. Vali’nin fermanı hemen duyurulur. Meryem’in babası başına geleceklerden duyduğu korkuyla çaresiz valinin isteğine razı gelir. Ancak Meryem’in buna razı olması mümkün değildir. Boyun eğmez. Ali’ye haber salar, gelip kendisini kaçırmasını ister. Ali çaresizdir. Ne yapacağını, nereye kaçacağını, kime sığınacağını bilmez. Zalim valinin zulmünden çekinir. Meryem’e cevap vermez. Yollara düşer, dağları dolaşır, köyleri gezer. Önüne gelen herkese çare sorar. Aldığı tek cevap “Meryem’i kaçır” olur.

Düğün hazırlıkları sona yaklaşırken Ali dönüp dolaşıp Meryem’in kapısına varır. Meryem ile Ali, Akhtamar Kilisesi’ne Metran İsa’ya sığınır. Vali kısa süre içinde Ali ile Meryem’in kaçtığını haber alır. Askerlerini iki aşığı bulmaları için seferber eder. Ancak sanki yer yarılmış, Ali ile Meryem içine girmiştir. Kime sorsalar, görmemiş, duymamış, bilmiyor. Vali gaddarlığını bir üst aşamaya çıkarır. Emrindeki askerler herkesi sorguya çeker, zalimce işkence eder. En sonunda Ali ile Meryem’in kayıkçı sayesinde Akhtamar Adası’na kaçtıklarını öğrenir.

Bunun üzerine vali, silahlı güçleriyle adaya çıkartma yapar. Önce Metran İsa’ya, Ali ve Meryem’e karşı altın ve servet vermeyi teklif eder. Ancak Metran İsa ortak yaşamı ve aşkı sahiplenmeyi seçer. “Ölümü yeğlerim ama bu iki aşığı vermeyi zül sayarım” cevabını valiye gönderir. Vali bu sefer adayı işgal etmek, kiliseyi yıkmak ve bu olaya karışan herkesi kılıçtan geçirmekle tehdit eder. Çevre illerden binlerce askeri Akhtamar Adası’nın karşısına yığar, gemilerle adayı ablukaya alır.

Metran İsa bir yandan Vali’ye karşı direniş hazırlığı yaparken, öte yandan Ali ile Meryem’i evlendirme hazırlığı yapar. Ancak Ali Müslüman, Meryem Hıristiyan’dır. Hangi dine göre nikah kıyacağı belli değildir. İki genci çağırır ve kararlarını sorar. Ali, “Bizim için fark etmez. Ama size sığındık Meryem’in didine göre nikahımızı kıl” der. Metran İsa, Ali’nin bu cevabını kabul etmez. “Ben kendi bahçemde İslamiyet’i küçük düşürmem” diyerek gece karanlığında iki adamını Van’a göndererek bir imam getirtir.

Vali’nin askerleri adaya saldırırken Ali ile Meryem evlendirilir. Bunu duyan Vali tüm güçlerini seferber ederek Akhtamar’ı işgal etmek ister. Günlerce savaşırlar ve birçok insan ölür. Ali ile Meryem aşklarının kendilerini koruyan insanların canına mal olacağını görür ve bunun önüne geçmek ister. Gecenin karanlığında Akhtamar Adası’nda bulunan en yüksek kayalığa çıkarak, kendilerini uçurumdan aşağı bırakır. Böylece Metran İsa kahramanlığıyla, Meryem ve Ali ise aşkları uğruna ölümü göze almaları ve kendilerini koruyan insanlar için yaptıkları fedakarlıkla destanlaşır. Vali ise sonsuza kadar lanetlenir.

Yüz yıllardır dilden dile gelen Metran İsa destanının farklı versiyonları vardır. Birçok aşk destanı gibi trajedi ile sonuçlanmıştır. Ancak Metran İsa’nın Müslüman olduğu ya da teslim olduğu yönünde kimi abartılı ve destanı gerçekliğinden saptıran anlatımlar vardır. Hakeza bazı dengbêj anlatımlarında da Metran İsa’nın savaşı kazandığı ve Meryem ile Ali’nin birlikte yaşadığı gibi mutlu sona bağlıyor. Ancak hala insanlar Akhtamar Adası’na giderek Ali ile Meryem’in atladığı yere adaklar adar. Bu aşkın destanlaşması da bu trajik sonla ilgilidir.

Metran İsa destanı birçok inançsal, sosyal ve kültürel mesaj vermektedir. Destana ilişkin dengbêjlik stranların bazı versiyonlarında Meryem’in Ali’yi kaçırdığını söyler. Günümüzde topluma hakim olan cinsiyetçi bakış açısının aksine o dönemde dahi kadının zulme karşı duruşu, cesareti ve mücadelesinin görülmesi açısından önemlidir. Vali’nin zulmüne rağmen halkın Ali’yi kaçmaya teşvik etmesi ve yerini söylememesi halkların farklılıklarıyla birlikte zulme karşı direnişinin önemli bir nişanesidir.

Metran İsa’nın dini farklılıklara rağmen aşık gençlere kapılarını açması, koruma ve bunun için büyük bedeller ödemesi inançların özgürlükçü yönüne dair önemli bir mesajdır. Hakeza Ali’nin Hıristiyanlığa geçme talebine karşı, “Ben İslamiyet’i kendi bahçemde küçük düşürmem” sözü dini hoşgörü ve ahlakın en üst düzeyde kıymetlenmesidir. Bu meziyetleriyle Metran İsa en az Ali ve Meryem kadar destanın kahramanı konumundadır. Metran İsa destanı aynı zamanda zalime karşı her şart ve koşulda direnişin kaçınılmazlığının ifadesidir.

Irkçılığın, milliyetçiliğin, iktidar hastalığının, asimilasyon, inkar ve tekçiliğin dayatıldığı günümüzde Metran İsa destanının, destanların yeterince bilinmemesi ve hak ettikleri değeri görmemesinin de etkisi vardır. Evrensel değerlere dayanan, farklılıkların zenginlik olduğunun en iyi örneği ve tarihsel toplumdan gelen hafızası görevini göre bu destanların daha fazla bilinmesi ve tanıtılmasına her zamandan daha fazla ihtiyaç vardır.

Dengbêjlerin sözleriyle Metran İsa destanı:

Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
Metran Îsa ji wî zamanî heta vî zamanî
Navê xwe ji devê dengbêjan her deranî

Eliyê Qolexasî got:
Ez diçûme Wanê, Wan li wêde
De tu rabe kelekvano
Kelek û qayikê ji me re girêde
Emê biçine cem Metran Îsa di bahrê de
Delîl delîl delîl secrarî lo dilo
Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
Li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
Metran Îsa ji wî zamanî heta vî zemanî
Navê xwe ji devê dengbêjan her deranî

Elî gezî kir got:
Metrano çi sibeye sibe zûye
Ji xewka şîrîn rabe Metrano
Min tiştekî ne qenc di emneta fulehtê de qet nekiriye
Min Meryema Fileh destgirtiya waliyê Wanê revandiye
Ez li bextê te me û tu jî li bextê xwedê be
Tu were mara min û Meryema Fileh bibire bi fuletiye
De hayê sed caran li min hayê.

Metran Îsa digot:
Elî yo wiha nakim
Elî yo migot wiha nakim, şerîetê betal nakim
Dînê Muhemed li hewşa dêra Aktermanê ji bo jinekê rezîl nakim
Hecî qesta Dêra Aktarmanê bike bê kuştina xwe
Sonda Îsayê Nûranî dikim,
ezê bê mirad ji Dêra Aktarmanê bernadim
Ezê li gor qewl û dînhe resûlê xwedê
Meryema Fileh li canê Eliyê Qolaxasî mahr kim
Delîl delîl delîl secarî lo dilo
Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
Metran Îsa ji wî zamanî heta vî zemanî
Navê xwe ji devê dengbêjan her deranî

Waliyê Wanê bi sê dengan gazî kir û got:
Lo lo Metrano dîsa, dîsa
Min şeva bûrî di xewna xwe de dîtibû
Cotek kevok firî hate cem te lîsa
Heger tû Meryema Fileh û Eliyê Qolaxasî radestî min bikî
Ez ê bidime te bi hezabê zêra hizar kîsa.
Delîl delîl delîl secarî lo dilo
Were li min û şerê vî Metranî
Vî horgucî vî beranî
li ber Dêra Aktarmanê kemîn danî
De hayê sed caran li min hayê.

Metran Îsa lê zivirî gazî kir û got:
Waliyo ez wiha nakim
Lo lo Waliyo ez wiha nakim
Şerî’etê lo lo betal nakim
Ola xwe li nîvê dêrê rezîl nakim
Hecî qesta Dêra Aktarmanê bike bê kuştina xwe
Sonda Îsayê Nûranî dikim,
Ezê bê mirad ji Dêra Aktarmanê bernadim
Meryema Fileh li canê Eliyê Qolaxasî mahr kim

Werin li min û li vî Metranî
Li vî hogucî li vî beranî
Li ser Dêra Aktarmanê şerî’kemîn danî
Metran Îsa sala weke vê salê
navê xwe li nav koşik û dîwanxaneyan tev de danî.

Delîlê dilo.

Türkçesi

Şu Metran’ın verdiği savaşa bakın,
Bu koçun, bu yiğidin
Akhtamar Kilisesi önünde pusu kurdu
Metran İsa o günden bu güne
İsmini dengbêjlerin dilinden düşürmedi

Eliyê Qolaxasî dedi:
Van’a gidiyordum, Van ötede
Kalksana kayıkçı
Bizim için kayığı bağla
Denizin ortasında bulunan Metran İsa’nın yanına gideceğiz
Delil delil delil, bin kere delil

Şu Metran’ın verdiği savaşa bakın,
Bu koçun, bu yiğidin
Akhtamar Kilisesi önünde pusu kurdu
Metran İsa o günden bu güne
İsmini dengbêjlerin dilinden düşürmedi

Eliyê Qolaxasî Metran İsa’ya seslendi:
Metran bu nasıl bir sabahtır, şafak vaktidir
Tatlı uykundan uyan Metran
Kötü bir şey yaptım ben, Hiristiyanlık’ta bunun ifadesi yok
Van Valisi’nin nişanlısı Hıristiyan Meryem’i kaçırmışım
Ben sana sığınıyorum, sen tanrıya sığın
Gel Hıristiyan dininin kurallarına göre Meryem ile nikahımızı kıy

Metran İsa dedi:
Elî yapamam
Elî diyorum ki bunu yapamam, şeriatı ortadan kaldıramam
Muhammed’in dinini bir kadın için,
Akhtamar Kilisesi’nin avlusunda rezil edemem
Akhtamar Kilisesi’ne sığınan hiç kimseyi
Kutsal İsa’nın üzerine and olsun ki, muratsız geri yollamam.
Resulullah’ın din ve kavli üzerine
Hıristiyan Meryem’i, Elî Qolaxasî ile evlendireceğim
Delil delil delil, bin kere delil

Van Valisi Metran İsa’ya sesleniyor:
Ey Metran yine yine
Dün gece bir rüya gördüm
Bir çift güvercin uçup senin yanına konuyordu
Eğer Hıristiyan Meryem ile Elî Qolaxasî’yi bana teslim edersen
Altın hesabıyla sana bin kese vereceğim
Delil delil delil, bin kere delil

Metran İsa Vali’yi şöyle yanıtlar:
Ey Vali, dediğini yapamam
Hey gidi vali bunu yapamam, Şeriatı yok sayamam
Kendi dinimi kilisenin ortasında rezil edemem
Akhtamar Kilisesi’ne sığınan hiç kimseyi
Kutsal İsa’nın üzerine and olsun ki, muratsız geri yollamam.
Hıristiyan Meryem’i, Elî Qolaxasî ile evlendireceğim
Delil delil delil, bin kere delil

Şu Metran’ın verdiği savaşa bakın,
Bu koçun, bu yiğitin
Akhtamar Kilisesi önünde pusu kurdu
Metran İsa o günden bu güne
İsmini köşk ve divanhanelerde dengbêjlerin dilinden düşürmedi…


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Buldan'dan çağrı: Demokrasi ittifakını büyütmenin zamanı geldi
Sonraki Haber
İktidarın ekonomi politiği ve muhalefetin paradoksu