Ana SayfaGüncelSuruç Katliamı Davası: ‘Kilit isme’ takipsizlik kararı verilmiş

Suruç Katliamı Davası: ‘Kilit isme’ takipsizlik kararı verilmiş

HABER MERKEZİ – Suruç Katliamı Davası’nda bir duruşma daha avukatların talepleri reddedilerek ertelendi. Dosyanın kilit isimlerinden biri olarak nitelendirilen imam Abdullah Ömer Arslan hakkında da takipsizlik kararı verildiği öğrenildi.

Suruç Katliamı Davası’nın 16’ncı duruşması, Urfa Adliyesi 5’inci Ağrı Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Duruşmaya avukatlar Sezin Uçar ve Serdil İzol ile Urfa ve İzmir barolarına bağlı avukatlar ve HDP Milletvekili Ömer Öcalan katıldı. Duruşmada, mahkeme heyetinin değiştiği görüldü.

Dosya kapsamında tek tutuklu sanık olan Yakup Şahin, duruşmaya tutuklu bulunduğu Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

İmama takipsizlik

Dava dosyasına yeni eklenen belgelerin okunmasıyla başlayan duruşmada, davanın kilit isimlerinden biri olarak nitelendirilen imam Abdullah Ömer Arslan hakkında yürütülen soruşturmaya, HTS kayıtlarında katliamla ilgili bağlantısı ve IŞİD üyeleriyle herhangi bir telefon görüşmesinin olmadığı iddiasıyla takipsizlik kararı verildiği öğrenildi.

Avukatların talebi üzerine dava dosyasına eklenen bir diğer belge ise imam Abdullah Ömer Arslan’ın evli olduğu T.A. isimli kadına açtığı boşanma davası oldu. Önce şikayette bulunup, daha sonra anlaşmalı olarak davadan vazgeçen T.A., boşanma dilekçesinde şu beyanlarda bulunmuş:

…davalı (Abdullah Ömer Arslan) kendisince gördüğü kusurlar sebebi ile herkesi Müslüman değil, kafir gibi yaftalayan, sürekli müvekkilin tanımadığı kişilerin (Ebu Hanzala takma adlı Halis Bayancuk) videolarını izleyen, evde arabada Arapça marşlar dinleyen biridir. Dinlediği vaaz videolarında müvekkil hiç karşılaşmadığı açıklamalar getirildiğini görünce rahatsız olmuş ve durumu eşinin ablası ile paylaşmıştır. Ablası davalı için ‘Ömer bu şekilde yetişti. Biraz daha evlenmezse işide katılacaktı’ şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu sözler üzerine müvekkil davalı ile konuşmuş…

Takipsizlik kararına tepki

Duruşmada ilk söz alan avukat Serdil İzol, imam Abdullah Ömer Arslan hakkında verilen takipsizlik kararına tepki göstererek, soruşturmanın sadece HTS kayıtları üzerinden yürütüldüğünü, dolayısıyla yürütülen soruşturmanın ciddiyetten yoksun olduğunu ifade etti.

İzol, “Şahsın ifadesine dahi başvurulmamış. Suç duyurusunda bulunulan bir kişinin ifadesi dahi alınmadan, hakkında takipsizlik verilmesini kabul etmiyoruz” dedi.

Avukat Sezin Uçar ise 5 yıldır süren davada tek maddi gerçeğin imam Abdullah Ömer Arslan’ın dinlenmesi ve mahkemenin hakkında suç duyurusunda bulunması olduğunu söyledi.

Uçar, verilen takipsizlik kararına mahkemenin itiraz etmesini istedi.

Avukat Uçar ayrıca, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı açıklamaları hatırlatarak, dinlenmesini talep etti.

Talepler reddedildi

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Davutoğlu’nun dinlenmesi ve Yakup Şahin’in duruşma salonuna getirilmesi taleplerini reddetti.

Heyet, bir sonraki duruşmanın Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yapılamasına karar vererek, duruşmayı 9 Şubat 2021 tarihine erteledi.

Ne olmuştu?

20 Temmuz 2015 tarihinde Urfa’nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezi’nde bir araya gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğündeki gençlere yönelik IŞİD’in canlı bomba saldırısında 33 kişi yaşamını yitirdi, 100’ü aşkın kişi yaralandı.

Katliama ilişkin soruşturma dosyasına saldırıdan üç gün sonra “dosya içindeki belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi, iddianame de ancak 18 ay geçtikten sonra hazırlandı.

Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 213 sayfalık iddianamede, biri tutuklu üç sanık hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” suçlarından 34’er kez, “tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürmeye teşebbüs etme” suçlarından da 70’er kez olmak üzere TCK’nin ilgili maddeleri gereğince toplam 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edildi.

İddianamede katliamın failleri olarak canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz, 10 Ekim Katliamı’nı organize eden ancak Antep’teki bir hücre evi baskınında kendilerini patlattıkları iddia edilen Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun, 10 Ekim Katliamı Davası’nın sanıklarından Yakup Şahin, firari olduğu belirtilen IŞİD’in Türkiye-Suriye Sınır Sorumlusu Deniz Büyükçelebi ve IŞİD Emiri İlhami Mali gösterildi.

Büyükçelebi ve Ballı ise iddianameye göre, Suriye’de bulunuyor. Bu yüzden davanın tek sanığı Yakub Şahin olarak görülüyor. Hazırlanan iddianamede, devlet yetkililerinin sorumluluğuna ise hiç yer verilmedi.

Bu arada katliamının faili Abdurrahman Alagöz hakkındaki ‘terör nitelikli aranan şahıs’ kaydının, saldırıdan bir ay kadar önce, 16 Haziran’da Suruç Emniyet Müdürlüğü’ne ulaştığı ortaya çıktı.

Buna ilişkin açılan davada dönemin ilçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal ‘görevi ihmal’ suçundan yargılandı. 9 Ocak 2017’de görülen davanın üçüncü duruşmasında mahkeme Yapalıal hakkında, ‘görevi ihmal ve kötü kullanma’ suçundan 12 taksitte ödenmek üzere 7 bin 500 lira para cezası verdi.

Katliamda sorumluluğu olduğu gerekçesiyle “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla yargılanan iki polisten biri olan Ahmet Oğuz Davarcı, 14 Şubat 2018’de ifade verdi. İfadesinde daha çok Mehmet Yapalıal suçlayan Duvar, şöyle diyordu:

“Bu şahsı deşifre edemeyen sorumlular İstihbarat Daire Başkanlığı, Adıyaman İstihbarat Şube Müdürlüğü, Antep İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Urfa İstihbarat Şube Müdürlüğü’dür. MİT’i söylemiyorum bile. Söyleyince ‘MİT’ten sana ne’ diyorlar.”

Davanın ilk duruşması olaydan 21 ay sonra 4 Mayıs 2017’te Hilvan Adliyesi Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin, yargılandığı ve aynı gün görülen 10 Ekim Katliamı Davası’na katıldığı için Suruç davası sanıksız başladı.

14 Temmuz 2017’de görülen ikinci duruşmada ise Yakup Şahin’in duruşmaya bizzat getirilmesine oy çokluğu ile karar verildi.

Fakat davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin, SEGBİS aracılığıyla katıldığı duruşmada, ‘adalete güvenmediğini’ belirterek susma hakkını kullandı.

Yine yargılamanın başladığı evrede dahi dosyadaki “kısıtlılık kararı” hiç kaldırılmadı, avukatlar dosyanın detaylarına ulaşamadı. Bütün duruşmalarda avukatların dosyanın 10 Ekim Katliamı’yla birleştirilme talebi ise her seferinde reddedildi.


Karınca, Mezopotamya Ajansı

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Steven Soderbergh’in yeni filmi: “Let Them All Talk”
Sonraki Haber
Elçi cinayeti davasında reddi hakim talebine ret