Ana SayfaGüncelDört kişinin ölümüne neden olan polise verilen 11 yıl ceza ‘hukuka uygunmuş’

Dört kişinin ölümüne neden olan polise verilen 11 yıl ceza ‘hukuka uygunmuş’

HABER MERKEZİ – İstinaf Mahkemesi, Hakkari Yüksekova’da biri çocuk dört kişiyi öldüren polis İ.M.’ye verilen 11 yıl hapis cezasını ‘hukuka uygun’ buldu. Karara tepki gösteren aileler ve avukatları, muhalefete bu haksızlığı gündemleştirmeleri için çağrı yaptı.

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 8 Ekim 2016 tarihinde kobra tipi zırhlı bir araçtan açılan ateş sonucu 15 yaşındaki Serhat Buldan, Rahmi Safhalı, Necdet İşözü ve Aydın Tümen yaşamını yitirdi, Şemsettin Kaya ile Mehmet Ali Kaya ise yaralandı.

Yaşananlara ilişkin polis İ.M. hakkında “bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümü ve yaralanmasına sebep olmak” nedeniyle açılan dava, Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledildi.

Davanın 11 Ekim 2018 tarihinde yapılan karar duruşmasında, tutuksuz yargılanan sanık polise, “bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümü ve yaralanmasına sebep olmak” suçundan 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası verildi.

Sanık polisin tutuklanması yönündeki talep ise reddedildi.

‘İstem dışı atış’ iddiası

Öldürülen dört kişinin aileleri, kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkemenin 16’ıncı Ceza Dairesi, yapılan başvuruyu esastan reddetti.

Mezopotamya Ajansı’ndan Gökhan Altay ve Mazlum Engindeniz’in haberine göre istinaf mahkemesince oybirliğiyle alınan kararda, zırhlı araçta kuleci olarak görev yapan sanığın olaydan yaklaşık 1 yıl önce mesleğe başladığı ve temel özel harekat kursu aldığı belirtilerek, TÜBİTAK’ın “silah sisteminin atışa hazır durumda kullanılmasının istem dışı atış yapmak olasılığını yükselttiği” şeklindeki raporuna değinildi.

Kararda, ayrıca yerel mahkemenin polisin bunu ‘bilinçsiz’ yaptığını savunan değerlendirmesine de yer verildi.

Sanığın olay anında muhtemelen kule ve silah sistemini hareket ettirme eylemi için kontrol kolu üzerindeki butona basmak isterken beraberinde istem dışı olarak tetik butonuna bastığı ve kuleyi hareket ettirdiğinin değerlendirildiği ayrıca sanığın araç üzerinde görev tecrübe azlığı, konsantrasyon bozulması, görev stresi yorgunluk gibi nedenlerin söz konusu olayın yaşanabilmesine imkan verebileceği.

‘Hukuka aykırılık’ yokmuş

Polise verilen cezada herhangi bir hukuka ayrılık olmadığı savunulan kararda şöyle denildi:

Görevi sadece devriye olan kobra tipi zırhlı aracın tamamı sivillerden oluşan kişilerin bulunduğu işlek bir cadde üzerinde silahın ateşe hazır bir şekilde seyri sırasında silahla ateş edilmesi şeklinde gerçekleşen olayda bilinçli taksirle 4 kişinin ölümüne 2 kişinin yaralanmasına neden olma suçundan verilen mahkumiyet kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezanın kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunda bulunan sanık vekilinin ve katılanlar vekillerinin ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmemiş olmakla…

Zırhlı araç hala kullanımda

Ayrıca kararda, olay sırasında atış yapılan “orman” kodlu zırhlı araçta yeniden inceleme yapılmasına gerek olmadığına hükmedildi.

30 A 0593 plakalı zırhlı aracın emniyet faaliyetleri kapsamında kullanılmasının “uygun” olduğuna da karar verildi.

‘4 müebbet hapis cezası verilmeliydi’

İstinaf başvurusunun reddedilmesi üzerine kararı Yargıtay’a taşıyan öldürülenlerin ailelerinin avukatlarından Davut Uzunköprü, kararla birlikte ailelerin daha da mağdur edildiğini söyledi.

Failin kolluk olduğu yargılamalarda cezasızlık politikasına güç verildiğini kaydeden Uzunköprü, dava sürecinde taleplerinin karşılanmadığını ve adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiğini vurguladı.

Zırhlı aracın telsiz iç konuşmalarının ve görüntülerinin dosyada yer almadığına dikkat çeken Uzunköprü, “CD’nin bozuk olduğu söylendi ve bir nevi deliller gizlemeye çalışıldı. Bunu istinaf aşamasında da dile getirdik. Bir sivili öldürdüğünüzde karşılığı müebbettir. Bu kişinin 4 müebbet alması gerekirken, aylar sonra tahliye edildi” dedi.

Yargıtay aşamasında sonuç alınmaması durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gideceklerini ifade eden Uzunköprü, “Kolluk kuvvetinin sanık olduğu davalarda çok fazla etkin bir yargılama ve soruşturma yapılmadığına hepimiz şahidiz” diye konuştu.

15 yaşındaki oğlu Serhat’ı kaybeden Hasan Buldan ise hukuki mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini kaydetti.

Olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen acılarının taze olduğunu dile getiren Buldan, olaydan sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun taziyeye gelerek, olayın takipçisi olacakları yönünde kendilerine söz verdiğini hatırlattı.

Soylu’nun kendilerine, “4 insanın canını alan bu kişi bizden değildir. O polis Türkiye teşkilatından değil, bu kişi ya FETÖ’cü ya da bir kuruma çalışan biridir” dediğini anımsatan Buldan, verilen sözlerin yerine getirilmemesine tepki gösterdi.

Muhalefete tepki

Halkların Demokratik Partisi (HDP) başta olmak üzere muhalefet partilerinin konuyu gündeme getirmesini isteyen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu tür olaylar gündeme gelmediği zaman, bu olayları işleyenler kimsenin ses çıkarmadığını gördüğünde güven kazanıyor. Mahkeme başladığı günden bu yana her insan bu mahkeme üzerinde durmalıydı. Parti, sivil toplum örgütleri ve kurumlar olarak kimse çok gündemleştirmedi. Gözlerimiz hep bir arayış içerisindeydi. Sanığa verilen bu cezayı kesinlikle kabul etmiyoruz, sonuna kadar davanın takipçisi olacağız.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Trump, Türkiye'ye yaptırımları da içeren tasarıyı veto edecek
Sonraki Haber
Mevcut en güncel haber.