Ana SayfaYazarlarİbrahim AslanHaysiyetsizler, haşereler, kuru ekmekle aç kalmayanlar

Haysiyetsizler, haşereler, kuru ekmekle aç kalmayanlar


İbrahim Aslan


“Yoksulun Sırtından Doyan Doyana
Bunu Gören Yürek Nasıl Dayana
Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana
Bilmem Söylesem Mi Söylemesem Mi”

(Aşık Mahzuni Şerif / Yiğit Muhtaç Olmuş Kuru Soğana)

Meclis’te iki haftadır devam eden bütçe görüşmeleri, dün itibariyle sona erdi.

Sürpriz oldu mu? Hayır olmadı.

Yine savaşa, rantçıya, tekçiye ve ırkçıya sakal sıvazlatan, “Allah’ımıza şükür” dedirten ancak ülkenin kuru ekmek ile karnını doyuran milyonlarını görmeyen, Saray’da senaryosu yazılan, Meclis’te ise oynanan 2021 yılı bütçesi görüşmeleri tamamlandı.

Kuru ekmek ile doyanlar kuru ekmeğe talim, rantçı, tekçi, ırkçı ve talancılar için ise iyi harcamalar dönemi 2021 yılında da devam edecek.

İşin özü bu iken, bu bütçe görüşmeleri sırasında basına yansıyan oldukça ilginç diyaloglar da vardı.

Halkın seçtiği milletvekillerine hesap vermesi gereken Saray’ın atanmış bakanları, hesap vermek ne kelime, ellerinden gelse Meclis’te milletvekillerini yere yatırıp tekme tokat döveceklerdi.

Saray’ın atanmışları, birincisi kendilerini üstün gördükleri için “halkın seçtikleri de kimmiş ki, onlara hesap versinler” havasındaydılar.

Yani Kürtçe ile söylersek; oldukça pozbilind ve qure idiler.

Gerçekten hesap vermeye kalksalar, verebilecekleri hesapları çok fazla ve bunun altından kalkamazlardı.

Onun için “En iyi savunma saldırıdır” savaş taktiğini uygulayarak, gerçekleri yüzlerine vuran HDP başta olmak üzere muhalefet partilerinin sözcü ve vekillerine karşı, tanıdık manevralarını sergilediler: “Vatan hainleri, devletin bekası, milli çıkarlar, haysiyetsizler, alçaklar, ecdadımız…vs. vs.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile başlayalım. HDP’liler, Soylu’yu bakanlığı döneminde asker ve polisler tarafından öldürülen ve işkence edilen siviller nedeniyle protesto etti ve hesap vermesini istedi.

Yine Kürt halkının iradesine karşı atanan ve Soylu’ya bol bol hediyeler alan kayyımlar meselesi de genel kurulda sıkça dile getirildi.

Soylu ne yaptı? İşkence edilmiş ve helikopterden atılmış Servet Turgut ve Osman Şiban’a ilişkin yapılanları savundu. “Onların PKK’ye yardım ettiğini” ileri sürdü.

Soylu’nun savunmasına göre, insanların PKK’ye yardım ettiklerine dair bir iddia varsa, onlara işkence edilebilir, helikopterden atılabilirlerdi.

Yasalar ne diyor, mahkemeler ne diyor, uluslararası sözleşmeler ne diyor, insan hakları nedir, boşverin gitsin.

Zaten Kemal Kurkut’u da Amed’de Newroz Meydanı’nda o saatte hala Newroz alanına girmemiş halkı korumak için vurmuşlar. Çıplak bedeniyle “canlı bomba olabilir!” diye, vurmuş halkı seven polisler!

HDP’lilere karşı işkenceyi ve sivillerin öldürülmesini canhıraş bir şekilde savunan Soylu,
HDP’lilerden hesap sormayı da unutmadı ve kendisini protesto eden HDP’lileri, “Beni
kızdırmayın…Sizin az buçuk haysiyetiniz olsa siviller için başsağlığı dilersiniz. Haysiyetsizler, haysiyetsizler, haysiyetsizler…” sözleriyle hedef aldı.

HDP’li belediyelere atanan kayyımların rant, talan, şatafata yönelik gerçeklerini de Soylu,
“Araştırıyoruz, soruşturmalar var” diye açıklama yapması gerekirken, “Oh ohh! Paralar PKK’ya gitmiyor millete gidiyor” diye yine HDP’lilere karşı savundu.

Tabi Soylu’nun bu ‘oh ohh’una HDP tarafından şu video ile yanıt verildi:

İzlemenizi öneririm. O zaman Soylu’nun neden “oh ohh” diye göğsünü sıvazladığını daha iyi anlarsınız.

Bütçe görüşmeleri sırasında gündem olan konulardan biri de “Kuru ekmek” polemiği idi.
Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP, biliyorsunuz, yoksulların aç kalmaması için “Askıda ekmek” kampanyası başlatmıştı ve bu kampanya oldukça tartışılmıştı.

Ee, küçük ortağın askıda ekmek kampanyasını tabi ki büyük ortak AKP daha da ileriye taşıyacaktı.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın, “Millet aç deyince hoplamayın arkadaşlar. Millet aç, millet perişan. Evet herkesin midesine bir şey giriyor. Kuru ekmek giriyor” diye AKP’yi eleştirmesine, AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin, “Kuru ekmek yiyorsa aç değildir” yanıtını verdi.

Buna söylenecek söz var mı? Bence yok.

Zaten iktidara göre memlekette iş var ama milyonlarca işsiz iş beğenmeyip sokaklarda sürtüyor.

İnsanlar açlıktan dolayı bedenini ateşe veriyor, “iş ve aş” yazarak intihar ediyor ama AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre “Ekonomimiz pik yapıyor”, bulutların üzerinde perende atıyor.

Ee, Erdoğan’ın bunu söylemesi normal de Denizli Milletvekili’nin söylediği mi tuhaf?

Kesinlikle tuhaf değil!

Yakında onun bu teorisini daha da ileriye taşıyacak cevval AKP’li veya MHP’li vekiller veya bakanlar çıkacaktır mutlaka, kesinlikle şaşırmayın.

Yani şöyle bir tespit gelebilir: “İnsanların açlıktan nefesi kokuyor” derse muhalefet partileri, AKP’lilerden, “Nefesi kokuyorsa bir şeyler yemiştir, demek ki aç değildir. Yoksa nefesi niye koksun” yanıtının gelmesi kuvvetle muhtemeldir.

“Bu kadar da olmaz” demeyin. Daha 19 Kasım’da Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda AKP Denizli Milletvekili Nilgün Ök, “18 yıl önce araba var mıydı araba?” demişti, bunu da hatırlatmış olayım.

Meclis’teki bütçe görüşmelerinde bu türden dikkat çekici gelişmeler yaşanırken, bir diğer gündem ise son dönemde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin HDP’ye yönelik yaptığı açıklama.

Twitter hesabından HDP’ye birçok hakaret bulunup, hedef alarak, “HDP kapatılmalıdır” diyen Bahçeli’ye, HDP de yine Twitter hesabından, “…Ağzınızı kapatırsanız ülkenin geleceğine büyük iyilik etmiş olacaksınız” diye yanıt verdi.

Bunun üzerine bu kez MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Genel Başkanı’ndan hakarette daha da ileri giderek, yine Twitter hesabından HDP için, “HDP/PKK halk düşmanıdır, tabiat ve insanlık düşmanıdır. Terör örgütü HDP/PKK, kâmilen itlafı gereken bir siyasi haşere sürüsüdür. Ağızları kapatılması gereken kravatlı mazbatalı Güruhtur” ifadelerini kullandı.

‘İtlaf’ ile Yalçın’ın neye işaret ettiği, bu toprakların tarihini veya dünya tarihini az buçuk bilen herkes farkındadır.

“Katledin” demektir, “soykırımdan geçirin” demektir, “taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmayın” demektir.

MHP’den gelen bu tehdit, HDP veya HDP’ye oy vermiş milyonlar tarafından garip karşılanır mı dersiniz? Kesinlikle hayır.

Belki bu duruma ilişkin yanıtı da HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül’den dinlemek lazım. Meclis’te kendilerini tehdit eden Soylu’ya verdiği yanıta bakın derim.

İtlafın ne anlama geldiğini yazdık ancak bu “HAŞERE” meselesine kendi görüşüm, çok alınmamak lazım. Canlı türleri arasında “hangisi kötüdür” diye bir kıyas yaparsak ve tüm canlı türleri ortak bir oylama yapsa, büyük farkla insan türü birinci gelir.

Hatta tek zararlı tür olarak kayıtlara geçer. Onun için türümüzle övünmenin bir anlamı yok.

Genel olarak türümüzün hali bu iken bu türün içerisinde ırkçı olanları, tekçi olanları, kendilerini üstün görenleri artık kötüden de öte hangi kategori ile adlandırırız, benim bildiğim bir kavram yok. Bilen varsa da buyur açıklasın.

Gariban haşerelere de insan türü laf etmesin bir zahmet.

Ha bir de Meclis’te bütçe görüşmelerinde açlık, tokluk polemikleri sırasında, “Yok sen balık yedin, o zaman sen de kabak tatlısı yedin hem de tahinli, ben halkçıyım kuru fasulye, pilav yedim” gibi gayet nitelikli tartışmalar (!) da yapılmadı değil.

Ancak yazı uzadığı için onları yazamayacağım. Artık tarihe geçen Meclis tutanaklarından takip ederiz.




Önceki Haber
2021 Bütçesi Meclis'te kabul edildi
Sonraki Haber
Antep'te özel hastanede patlama: Dokuz hasta yaşamını yitirdi