Ana SayfaGüncelKavala: Suçlamalar dünya görüşüme taban tabana zıt

Kavala: Suçlamalar dünya görüşüme taban tabana zıt

HABER MERKEZİ – Gezi Parkı Davası’ndan beraat ve tahliyesine karşın, ‘casusluk’ suçlaması nedeniyle hala tutuklu bulunan Osman Kavala bugün yeniden hakim karşısına çıktı. Savunmasında “Suçlamalar dünya görüşüme taban tabana zıt” diyen Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı verildi. Bir sonraki duruşma önümüzdeki Şubat ayında yapılacak.

Gezi Parkı Davası’ndan beraat ettikten sonra tekrar tutuklanan iş insanı ve Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala hakkında açılan yeni davanın duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Kavala duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Kendisine yöneltilen suçlamaların temelsiz olduğunu belirten Kavala, şunları söyledi:

Bu iddianamedeki suçlamaların hiçbiri, olgusal temele, delile, somut bir eylemin incelenmesine dayandırılmamıştır. Bunlar, dünya görüşüme, etik değerlerime ve sorumlu olduğum sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü faaliyetlerin amaçlarına taban tabana zıt iddialardır.

Gezi Davası’nın iddianamesinin “Gezi’nin George Soros tarafından planlandığı, finanse edildiği, talimatları altında çalışan gizli bir yapıyla Gezi olaylarını kurguladığı şeklinde bir kurguyu içerdiğini” belirten Kavala, hiçbir dayanağı olmayan, yasal temele uymayan casusluk suçlamasını öne sürmek için beraatle sonuçlanan Gezi Davası’ndaki temelsiz iddiaların yeniden kullanıldığını ifade etti.

Kavala, davanın diğer sanığı olan ABD merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi (CFR) kıdemli uzmanı Henri Barkey’e herhangi bir bilgi, belge ilettiğine ya da yoğun temas içinde bulunduğuna dair hiçbir bulgu olmadığını da söyledi.

Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı Anadolu Kültür hakkındaki iddialara da değinen Kavala, şu ifadeleri kullandı:

Anadolu Kültür’ün ayrımcılığı körüklediği, vatandaşlarımızın devletle bağlarını zayıflatma amacı güttüğü çirkin bir iftiradır” dedi. Kavala, yirmi yıldır faaliyetlerini sürdüren organizasyonun etkinlikleriyle ilgili olarak bugüne kadar devlet birimlerinin casusluk faaliyeti yapıldığından şüphe etmediğini hatırlatarak, “Buna rağmen iddia makamının bu faaliyetlerde casusluk amacı güdüldüğünü iddia etmesi, ülkemizin devlet kurumlarının işleyişini ve denetim kapasitelerini hafife almak anlamına da gelmektedir.

‘Benim için manevi işkence haline geldi’

Tüm bunlara rağmen hala tutuklu olmasını ‘manevi işkence’ olarak değerlendiren Kavala, devamla şunları söyledi:

Gerçeklikten bu kadar kopuk, bu kadar tuhaf suçlamalar gerekçe gösterilerek bir ihlal, bir beraat, iki defa da tahliye kararına rağmen yıllarca tutuklu kalmam, sıradan bir hak ihlali değildir, benim için bir tür manevi işkence haline gelmiştir. Umarım yurttaşlarımızın özgürlüklerinden mahrum kalmasına yol açan, temelsiz, delilsiz, mantıksız suçlamaların en aşırılarını içeren bu iddianame türünün son örneği olur.

Duruşma sanık avukatlarının savunmalarıyla devam etti.

Tutukluluğuna devam kararı

Ardından savcı, Kavala’nın tutukluğunun devamını ve bunun yanı sıra Leyla Alaton’un tanık olarak dinlenmesi yönünde mütalaa sundu.

Mahkeme heyeti, verilen kısa bir aradan sonra Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi.

Davanın bir sonraki duruşması 5 Şubat 2021 tarihinde yapılacak.

İddianameden

15 Temmuz 2016 öncesi Kavala ve Barkey’in yaptığı görüşmelerin anlatıldığı iddianamede, “Osman Kavala ve Henri Jak Barkey’in darbe girişimi öncesindeki faaliyetlerinin hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde darbe girişimi hazırlıkları ile kesiştiği, bu durumun her iki şüphelinin de 15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberdar oldukları” iddia ediliyor.

İddianamede Kavala’ya beraat ettiği Gezi Parkı eylemleriyle ilgili de suçlamalar yöneltiliyor.

Osman Kavala’nın, Gezi direnişi sürecinde İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Türkiye Raportörü Emma Sinclair-Webb’le çok sıkı ilişki içerisinde olduğu, hatta zaman zaman Sinclair-Webb’in Kavala’nın telefonundan başka yabancı kişilerle görüşmeler gerçekleştirdiğinin tespit edildiği belirtiliyor ve Kavala’nın yönlendirmesi ile Sinclair-Webb’in Türkiye üzerinde uluslararası baskı kurulması için bir dizi faaliyette bulunduğu öne sürülüyor.

Ne olmuştu?

Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de gözaltına alındı ve 15 gün gözaltında tutulduktan sonra 1 Kasım 2017’de “Gezi eylemlerinin yöneticisi olmak” ve “15 Temmuz darbe girişimine katılmak” suçlamalarıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konuldu. Halen aynı cezaevinde tutuluyor.

Kavala tutuklandıktan yaklaşık 1,5 yıl sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlendi.

İlk duruşma 24 Haziran 2019’da Silivri Cezaevi’ndeki duruşma salonunda yapıldı. Oy çokluğu ile Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verildi. 18 Temmuz ve 9 Ekim’deki duruşmalarda da mahkeme Osman Kavala için tahliye taleplerini reddetti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 10 Aralık 2019’da Osman Kavala’nın makul şüphe bulunmadan siyasi gerekçelerle tutuklandığına hükmetti ve tutukluluğun derhal sona erdirilmesini istedi.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM’in kararının henüz kesinleşmediği gerekçesiyle oy birliği ile Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

18 Şubat 2020’de yapılan duruşmada mahkeme, aralarında Osman Kavala’nın da olduğu Gezi Parkı Davası’nda yargılanan sanıkların beraatine karar verdi.

Silivri Cezaevi’nden tahliyesi gerçekleşmeden Osman Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili daha önce re’sen tahliye edildiği başka bir soruşturmadan yeniden gözaltı kararı verildi.

Kavala ertesi gün bu kez “casusluk” suçlamasıyla tutuklandı.

‘Casusluk’ gerekçesiyle yeniden tutuklanan Osman Kavala hakkında hazırlanan yeni iddianamede, Kavala için üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıl hapis cezası isteniyor.


Karınca, DW Türkçe



Önceki Haber
Taybet İnan öldürüldüğü yerde anıldı: Adalet 5 yıldır Silopi sokaklarında yerlerde
Sonraki Haber
DTK Divan üyesi Taş tahliye edildi