Ana SayfaGüncelSancar: Bizden kaçan muhalefet iktidarı güçlendiriyor

Sancar: Bizden kaçan muhalefet iktidarı güçlendiriyor

HABER MERKEZİ – Geride kalan yılı değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, muhalefetin ikirciklik yaklaşımını eleştirdi. AİHM’in Demirtaş kararıyla HDP’ye dönük operasyonların siyasi tasfiyeyi amaçlı olduğunu kanıtladığını vurgulayan Sancar, “Önümüz açık ve geleceğimiz aydınlıktır” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, geride kalan yıla dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.

HDP’nin 2020’deki duruşu hakkında konuşan Sancar, “Direniş HDP geleneğinin temelidir. HDP’nin ruhunu direniş oluşturuyor. Bu ruh olmazsa HDP olmaz. Saldırılar her zaman vardı. Geçmişte bizden önceki partilerimize de yönelik saldırılar mevcuttu. Hepsinde de bu ruh çok güçlü bir şekilde vardı fakat HDP’nin sadece direnişle kendini sınırlaması mümkün değildir. HDP kurucu güç olma iddiasıyla yola çıkmıştır. ‘Direniş+inşa’ temel formülümüzdür. Elbette her dönem direnişte olmamız, direniş sergilememiz gerekiyor çünkü her dönem baskılara saldırılara maruz kalıyoruz. HDP direnecek, direne direne kazanacak. Saldırılar fazlaydı. Ağır bir kuşatma vardı. Bunlara rağmen ayakta kalmayı başardık ve yürüyüşümüzü büyümeye doğru devam ettirdik” dedi.

‘Kaybettikleri için hırçın ve öfkeliler’

Sancar, AKP iktidarı ile küçük ortakları MHP ve Vatan Partisi gibi odakların HDP’nin kapatılması gerektiği yönündeki çıkışlarına ise şu yanıtı verdi:

Buradaki diyalektik son derece basit. İktidara en etkili muhalefeti hem sahada hem siyaset üretmede biz yapıyoruz. Gerçekten büyüyoruz. Bunu iki türlü okumak lazım. Büyümeyi sadece oylarını arttırma olarak görmemek lazım. Sayısal olarak büyümenin yanı sıra Türkiye siyasetinin dengelerini belirlemeye doğru niteliksel olarak da büyüyoruz. Nicel büyüme içerisindeyiz, nitel bir ağırlık üretme sürecindeyiz. Bu da iktidarın zayıflaması sonucunu doğuruyor. Bugün iktidar eğer halktan aldığı onayı kaybediyorsa bunda HDP’nin etkili duruşu, kuvvetli mücadelesinin etkisi çok büyüktür.

‘Bu iktidar yenilmez’ diye bir efsane ürettiler. ‘Seçimlerde kaybetmez’ diyerek, kamuoyu üzerinde bir hakimiyet yaratmaya çalıştılar. ‘Yenilseler de iktidarı ya da sandalye ve koltukları bırakmazlar’ diye propagandalar yapıldı ama biz 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde bu iktidara ‘Kaybettireceğiz’ dedik ve kaybettirdik. Kaybettiren temel güç HDP’ydi. Bu iktidar İstanbul seçimlerinde koltuğu bırakmama manevralarını da devreye soktu. HDP, siyaseten ve sahadaki gücüyle iktidarın bir kez daha ve bu sefer çok daha büyük kaybetmesini sağladı.

23 Haziran İstanbul seçimlerinde de iktidara kaybettiren temel güç HDP oldu. Gördüğünüz gibi sadece bu seçimleri esas alsak bile HDP bu iktidara kaybettirecek temel güç olduğunu gösteriyor. Hem halk desteğiyle hem de ürettiği etkili siyaset ve yöntemlerle. O nedenle iktidar elbette hırçın ve bize öfkeli. İktidar kaybediyor, bütün anketler bunu gösteriyor. İktidarın kaybetmesi denkleminin diğer yanında HDP’nin büyüyen durumu yer alıyor.

Muhalefete eleştiri

Muhalefet partilerinin parçalı halini ve HDP’ye yaklaşımlarını da değerlendiren Sancar, şu ifadeleri kullandı:

Eğer iktidar çok daha hızlı erimiyorsa muhalefetin ürkek, ikircikli tavrı bunda bir faktördür. Muhalefet daha cesur, kararlı ve ilkeli davransaydı, bu realiteye daha uygun bir çizgi tutturabilseydi iktidar çok daha hızlı eriyecekti. Belki de erken seçim mecburen yapılmış olacaktı. Bizim yanımızda durmaya çekinmek, kaçınmak aslında iktidarın elini güçlendiren bir yaklaşım ve tutumdur. İktidar da yaptığı propaganda ve yaydığı algıyla muhalefeti etkiliyor. Bu etkiyi kıramamak, Türkiye’de şu anda yaşadığımız sıkışıklığın bir nedenidir. Bizim hiç kimseyle ittifak yapma herhangi bir ittifakta yer alma gibi derdimiz ve hevesimiz yok. Birileri yanımızda dursun diye bir davetimiz yok. Bizim çağrımız, Türkiye’de demokrasiden yana, adalet, özgürlük ve eşitlik isteyen güçlerin temel ilkelerde bir araya gelecek bir mücadele birlikteliği oluşturmaktır.

 ‘AİHM HDP’ye siyasi tasfiyeyi gördü’  

Sancar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi’nin Selahattin Demirtaş kararı ve iktidarın bu kararı tanımamasını da değerlendirdi.

AİHM’in Demirtaş kararı gerçekten çok önemli bir karar ve sadece bir hukuk metni olarak okumak yanlış. Hani hükümet diyor ya bu karar siyasi gerekçelerle verildi. Hayır, bu kararın arkasında bir siyasi hikâye tabi ki vardır. Çünkü zaten Demirtaş ve arkadaşlarımızın içeri alındığı operasyonlar siyasi operasyonlardır. Böyle bir zeminde, böyle arka plana sahip kararın hiç şüphesiz siyasi sonuçları olacaktır, hem de çok önemli siyasi sonuçları olacaktır.

AİHM Demirtaş kararında ‘Son dört yıldır HDP’ye yapılan tüm operasyonları, hukuku kullanmak suretiyle siyasi amaçlı operasyonlar olduğunu belirtiyorum’ diyor ve iktidarın HDP’yi tasfiye etmek için hukuku kullanarak siyasi operasyonlar yaptığını belirtiyor. Bu bizim tabirimizle tüm arkadaşlarımız siyasi rehinedir. Hukuk burada herhangi bir rol oynamıyor. Hukukun burada herhangi bir anlamı, işlevi yoktur. İktidar hukuku bir kılıf, bir örtü olarak kullanıyor. AİHM’nin bu kararı da bu kalan küçücük parça örtüyü aldı. Her şey tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı.

‘2021 direnerek inşa etmenin yılı olacak’

2021’de izleyecekleri çizgi hakkında da konuşan Sancar, şöyle dedi:

İnsanlık için 2020 yılı çok ağır ve zor bir yıl oldu. Tabi pandemi burada özel bir yer tutuyor. Tüm insanlık pandemiden etkilendi fakat en çok yoksullar, emekçiler etkilendi. Eğer şu an vakalar ve ölümlerle ilgili istatistikler sağlıklı olsa göreceğiz ki hastalanma ve ölüm konusunda en yüksek oranlar emekçilerin ve yoksulların payına düşmüştür. Pandeminin bir diğer yanı da şu; dünyada da Türkiye’de de artık böyle gidemeyeceği iyi-kötü anlaşılmaya başlandı. Bugünden yarına büyük sıçramalar beklemek hayalci olabilir ama kapitalist dünya sisteminin, bu dizginsiz, sömürü düzenin aynı şekilde devam edemeyeceği bilinci daha güçlü yeşermeye başlamıştır. Hem insan emeğini hem de doğayı sömürme üzerine, talan üzerine kurulmuş bu düzen mutlaka değişmelidir. Türkiye’de de aynı şekilde bu bilincin daha fazla gelişeceğine dair işaretler var.

Ama ben 2020 yılının diğer boyutlarıyla da ağır geçtiğini söylemeliyim. Savaşlar, doğal afetler vardı ama doğal afetlerin hiçbiri kendi başına bir felaket değildir. Orada hep rant düzeninin yarattığı yıkımlar söz konusudur. 2021 yılında emekçiyi Kürdün haklarıyla, gençliğe geleceği bu ülkedeki insanların eşitliğiyle ancak sağlayabileceğimizi daha da iyi anlatabileceğimiz bir dönem olacaktır. 2021, yoksulun özgürlük mücadelesini, gençliğin eşitlilik arzularını, çok daha güçlü birleştireceği bir yüksek mücadele yılı olacaktır. Önümüz açık ve geleceğimiz aydınlıktır.

Kürt halkı direniyor, direnmekten asla vazgeçmiyor ve direnerek kazanmanın artık eşiğindeyiz. 2021 yılı, direnerek inşaya geçişte çok önemli bir yıl olacaktır. Buna hepimiz inanalım. Herkese, tüm halklara, insanlara ve doğa için güzel bir yıl olsun. Barış içinde, özgürlüklerin büyüyeceği bir yıl olsun ki, olacaktır da…


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Covid-19 pandemisinde vaka sayısı 83 milyonu aştı
Sonraki Haber
Mevcut en güncel haber.