Ana SayfaCezaevleriAçlık grevleri 37. günde: Topluma duyarlılık çağrısı

Açlık grevleri 37. günde: Topluma duyarlılık çağrısı

HABER MERKEZİ – Siyasi tutukluların “tecridin sonlandırılması” talebiyle başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi 37. gününde. Açlık Grevini İzleme Heyeti’nde yer alan hak savunucuları, pandemi döneminde bu eylemlerin daha da kaygı verici hale geldiğini belirterek, yurttaşlara ve hükümete duyarlılık çağrısı yaptı.

Cezaevlerindeki siyasi tutukluların, 27 Kasım 2020 itibariyle “PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde süreklileşen tecridin sonlandırılması” talebiyle, kendilerine yönelik salgın sürecinde artan hak ihlallerini de protesto amacıyla başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi sürüyor.

Gruplar halinde beşer gün boyunca sürdürülen eylem 37. gününde.

Eyleme, her geçen gün farklı cezaevlerinde bulunan çok sayıda tutuklunun katıldığı bildiriliyor.

Öte yandan Irak Kürdistan Bölgesi’ne bağlı Mahmur Kampı’nda da kadınlar öncülüğünde 18 Aralık’ta açlık grevi eylemi başlatıldı. Mahmur Şehit Aileleri Derneği’nde sürdürülen eylem, 16’ncı gününde.

Eylemlere dair Mezopotamya Ajansı’ndan Naci Kaya’ya konuşan Açlık Grevi İzleme Heyeti’nde yer alan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, pandemi sürecinde cezaevlerindeki tecridin daha da ağırlaştığını söyledi.

Yoleri, her dönemde başlayan açlık grevi eylemi için kaygılandıklarını ancak pandemi sürecinde başlayan eylemin daha fazla endişe yarattığını ifade etti.

‘Hapishaneler dışarının yansımasıdır’

“Hapishanelerde işkence ve tecrit varsa dışarıda da işkence ve tecrit vardır. Zaten genel Türkiye tablosuna bakılırsa bu çok net bir şekilde görülüyor. Bu anlamıyla hapishaneler dışarının yansımasıdır” diyen Yoleri şunları söyledi:

İmralı’daki tecridin yaşanan birçok sorunla direkt bağlantısı olduğunu görüyoruz. Barış, demokrasi, adalet isteyen herkesin yüzünü İmralı’daki tecride dönmesi lazım. Çünkü İmralı bu anlamda bir gösterge. Devlet İmralı’yı bir gösterge zaten daha önce gösterdi. Devlet çözüm sürecinde İmralı’daki tecridi kaldırarak yüzünü barış ve demokrasiye dönmüştür.

Ama bu sürecin bitmesiyle tekrardan tecrit uygulamaları başladı. Dolayısıyla İmralı tecridinin Türkiye’deki barış ile ilgilidir. Bugün cezaevindeki tutukluların neden İmralı tecridini dile getirdiklerini burada aramak lazım. Türkiye’de barış ve demokrasi sorununa çözüm üretebilmenin bir göstergesi tecridin varlığı ya da yokluğuyla doğrudan ilişkilidir.

Devletin birinci sorumluluğunun yurttaşların yaşam hakkını gözetmek olduğunu ancak şuan ki tabloya bakıldığında iktidarın tavrının olumsuz olduğunu söyleyen Yoleri sözlerine şöyle devam etti:

Eğer cezaevlerinde ölüm haberleri duymak istemiyorsak; toplumsal tepkiyi yükseltmek lazım. Cezaevlerindeki sorunların toplumsal sorunların bir parçası olarak kabul edip buna tepki oluşturmak gerekiyor. Herkesi bu anlamda duyarlılığa çağırıyorum.

‘Siyasi tutsaklar bir an önce tahliye edilmeli’

Cezaevlerinde yaşanan sorunlara dikkat çekerek açlık grevi eyleminin tutuklular için zorunlu hale getirildiğini belirten SES İstanbul Anadolu Şube Başkanı Erdal Güzel ise, Güven önceliğinde başlayan ve 200 gün süren açlık grevi eyleminin toplumun nezdinde travmatik sorunlar yarattığını kaydetti.

Güzel, pandemi döneminde başlayan eylem için ciddi anlamda kaygılandıklarını belirterek, şunları söyledi:

Pandemi çok ciddi bir salgın. İnsan vücuduna ciddi zararlar veriyor. Açlık grevinden dolayı bağışıklık sisteminin zayıflamasının ardından salgının yayılması peş peşe birçok insanın ölümüne neden olabilir. Burada esas şey pandemi döneminde cezaevlerinin boşaltılmasıydı. Hepsinin tahliye edilmesi gerekiyor. Devletin temel görevi insanları yaşatmaktır. Cezaevlerinde bulunan tüm siyasi tutsakların bir an önce tahliye edilmesi gerekiyor.

Salgından dolayı açlık grevi eyleminin büyük riskler barındırdığını ve daha uzun sürmeden duyarlılık çağrısında bulunan Güzel, eylemin uzun sürmesi durumda Açlık Grevi İzleme Heyeti olarak tekrardan toplanıp sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Klişelere yanıt niteliğinde: 'Vegan Olmak İçin Bahaneler'
Sonraki Haber
Mevcut en güncel haber.