Boğaziçi protestoları: Gözaltındaki tüm öğrenciler serbest

HABER MERKEZİ – Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan Melih Bulu’yu protesto ettikleri için gözaltına alınan öğrencilerin tamamı serbest bırakıldı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanan eski AKP milletvekili aday adayı Melih Bulu’yu protesto ettikleri için 5 ve 6 Ocak’ta evleri basılarak gözaltına alınan öğrencilerin tamamı serbest bırakıldı.

Gözaltına alınan öğrencilerden 24’ü dün (7 Ocak) serbest bırakılmıştı.

Gözaltındaki diğer öğrenciler emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne getirildi.

Savcılık tarafından alınan ifadelerinin ardından mahkemeye sevk edilen sekiz öğrenci adli kontrol tedbiri, 10 öğrenci ise yurt dışına çıkış yasağı verilerek serbest bırakıldı.

Gözaltına alınan öğrencilerle dayanışmak amacıyla adliye önünde bir araya gelen gençlik örgütleri, burada açıklama yaptı.

Gençlere, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Oya Ersoy ve Züleyha Gülüm, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bağımsız milletvekili Ahmet Şık’ın yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.

“Üniversiteyi savunmak suç değildir. Gözaltılar serbest bırakılsın” yazılı pankart ile “Üniversite yargılanamaz”, “Gençlik kazanacak”, “Melih Bulu seni istemiyoruz” yazılı dövizler açan gençler, “Gözaltılar serbest bırakılsın” ve “Gözaltılar, tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz” sloganları attı.

“Üniversitelerimizi savunmaya devam edeceğiz”

Protestolar gerekçesiyle gözaltına alınan ve dün serbest bırakılan öğrencilerden Azad Aksoy, öğrencileri hedef alan “terörist, tehlikeli” açıklamalarına tepki gösterdi:

Tehlikeli olduğumuz konusunda haklılar. Bize gerçek dışılığı, yalanı dayatılanlara karşı üniversiteleri, bilimi savunuyoruz. Özgürlük için nerede bulunursak bulunalım, mücadele ediyoruz. Bize ‘terörist’ diyenlere bir cevabım var: Ben üniversite öğrencisiyim. Üniversitesine kayyum atanan öğrenci gibi hakkımı arıyorsam, Boğaziçi önünde de onu aradım.

Aksoy son olarak, “Bizler üniversitelerimizi savunmaya devam edeceğiz. Mücadelemiz, üniversitelerde özgür, bilimsel eğitim yapılana kadar devam edecek” dedi.

Gençlik örgütleri adına açıklama yapan Şeyma Copur, Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasından sonra başlayan protestoların, üniversitenin karar alma mekanizmalarını, öznelerini ve özerkliğini yok sayıldığını belirterek, Boğaziçi Üniversitesi’nin Cumhurbaşkanının keyfiyetiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.

Kayyumlar bugün yalnızca üniversitenin teslim alınması değil, siyasi iktidarın toplumu iradesizleştirme ve tüm toplumsal alanları işgal etme politikasının bir parçasıdır. İlk günden bugüne söylediğimiz gibi, üniversitelerimizi Cumhurbaşkanına da kayyum rektörlere de sermayeye de teslim etmeyi kabul etmiyoruz.

“Bir kukladan daha fazlası olmadığını da biliyoruz”

Copur, iktidara yakın medyanın öğrencileri hedef göstermesine ise şu sözlerle tepki gösterdi:

Tüm bu saldırılar gençliğin birlikte karşı koyuşunu terörize etmek, dayanışmayı kırmak ve bizleri birbirimizden ayrıştırmak içindi. Üniversitelerde ve toplumsal yaşamın her alanında sorunları ortak olan öğrencilerin kayyum rektöre karşı tepkisini de dayanışma içerisinde beraberce örgütlemesi kaçınılmazdır.

“Gözaltılarınızla, baskılarınızla, tutuklamalarınızla gençliği ayrıştıramaz, korkutamaz, yıldıramazsınız” diyen Copur, son olarak şunları söyledi:

 Melih Bulu’nun, istediğiniz gibi bir nesil yaratmak için görevlendirmiş bir kukladan daha fazlası olmadığını da biliyoruz. ‘Rektör istifa!’ sloganlarından duyduğu korkuyla polislerin arkasına saklanan, kameralar karşısında ise türlü şirinlikler sergileyen Melih Bulu, üniversite kapısına vurulan kelepçeyi savunarak, öğrencilere yönelik saldırıları meşru ilan ederek, kim olduğunu göstermiştir.