Ana SayfaManşetYazılan milyonların hikayesi

Yazılan milyonların hikayesi


Reyhan Hacıoğlu


Bir yanda direnenler, bir yanda ‘Ne olacak ya böyle’ deyip gevrek gevrek üzülenler. Bir yandan ölenler bir yandan her gün can korkusundan önlem üstüne önlem alanlar. Bir yanda ucuz karnabahar kuyruğuna girenler, bir yanda lüks uçak sipariş edenler. Bir yanda aç yatanlar, bir yanda altın musluktan tatlı yapanlar.

Burası Ortadoğu ‘bayaan’ burada her şey kafa yapıyor. Gördün mü ‘bebeyi’ kızı öldürdü ama gitti uyuşturucudan kendini yakalattı ‘salak’. Burada sessizsen ‘makbul’,  sesli isen kapını, bacanı, camını pencereni… Burada Musa Orhan’lar yaşar ve korunur, Melek’ler tutuklanır, Osman’lar off en fena Osmangiller helikopterden atılır sonra da ‘sen misin ulan devletin gücüne karşı yaşayan’ denilerek gözaltına alınır!

Yani burada öyle elini kolunu sallayarak, haşa ne imiş ‘devlet büyüklerini’ eleştiricenn teyy loloo. Sen eve varmadan gelir, kapını kırar, annenin kafasına silah dayar bir de oncacık zekasıyla zekanla dalga geçer.

Burada gazetecileri alırlar tutuklarlar bir de yolsuzluk, hırsızlık haberlerine sansür yaparlar. Eee burası ‘medeniyetlerin beşiği’, olur o kadar. Eyyy Avrupa ‘sen kim köpek’ bize kafa tutuyorsun, faizimizle ezeriz sizi!

‘He ya laaa’ o kadar işçi ucuz dedik gelen yok. Doğal alan var dedik, maden gani gani dedik, gel üstüne sana ev, arsa, kent, ülke verelim dedik neymiş ‘güvensizmiş’, tipee bak. Sanki kendi Saray’da yaşıyor. Gerçi burayı silelim Saray ne görsün bu ‘fukaralar’! Hanıma Hermes aldık, 300 asgari ücret gömdük ama görsen kırmızı halıya da bir güzel yakışıyor, Allah’ım sanırsın first leydi.

Zabıtalar çocuğun boğazını sıkmış. Ya gerçekten anlamıyorum filmlere konu oldu kalitemiz ama bu ‘mallar’ ne kadar aptal olunursa o kadar aptal oluyorlar. Ne diyor filmde ‘Onlar işkencede uzman, ondan tercih ettik. Şiddet uyguluyorlar ama iz bırakmıyorlar’ bu ne ediyor. Kameranın karşısında sıkıyor ‘veledin’ boğazını.

Hele ver poğaçacı amca oradan bir poğaça. Gidem de Avrupa’lardan sanat manat bir şeyler yapam da oradan ülkeyi özleyim ya da ‘miş’ gibi yapsam da olur. Ne satar ama kitaplar, kasetler azıcık da duyar kastım mı yeminle Moda’da ev bile alırım. Alırım demi bee. Gerçi deprem var. Yaa Allah’ın takdirisi tabi, olur olur çok şey etmemek lazım ama ben niye öleyim abi param varken. Değil mi yani!

Yağ olmuş 85 TL, ekmek 2 TL, kahve -ki bence içmesin de- olmuş 77 TL, yumurta 1,5 TL, simit 2 TL, kira bin TL, telefon 50 TL, çay 40 TL, mandalina 6 TL ve kabak 5 TL hayır diyorum diyorum anlamıyorlar. Bir mermi kaç para senin haberin var mı? Yedi düvele savaş açıyorsun gelmiş diyor ‘eve ekmek götüremiyorum’. Zukkum götür. Çay veriyoruz onu da beğenmiyor teres!

Ev basmalı, çocukları vurmalı, işsizlikle korkutmalı, yiyecek ekmeğe muhtaç etmeli, manavdan geçecek yüz bırakmamalı, Kürtleri, hele onları var ya, kafasını duvara vurup, pürmüzle yakmalı, cenazesini parçalayıp ailesine kargolatmalı, kalanları da asfalta ‘gömmeli’. ‘Lan’ yoksa biz bunları yaptık mı. Birden hepsini sayınca kulağa ‘ne pis adamlarmışız’ gibi geldi ya. Dur iki resim çekeyim de şöyle dağda bayırda millet ‘duyarlı’ görsün.

En güzeli Petit Böre piskeviti, HDP kapatılırken, alırım çocukları da çaya banar banar güleriz. Ya bir de ne biliyon mu çook bunlar ha. Okuyup yazıyorlar da, Twitter’da bir geyik yapıyorlar aklın hayalin durur. Hani ben bile bazen kopartıyorum kahkahayı. Nerden buluyorlar diye, yani zekiler, gözü karalar, ölürler, dirilirler, direnirler, aç kalırlar ki çoğu öyledir hayatları ama gel gör ki mesele birlik olmaya birlikte mücadele etmeye gelince, kim gelecek, harf ne olacak, ne diyeceğiz nasıl yapacağızdan girişten ne gelişmeye ne sonuca varırlar işte biz de ne yapıyoruz bu boşluğu hooop dolduruyoz. Kolay değil ama zamanla ustalaştık. Böylece nefes alanlarına başarımızdan değil kendiliğinden dolduk.

İsteseler yaparlar ha, öyle seçim meçimlen de değil ama Allah’tan istemiyorlar! Bir görelim ne olacak diyorlar. Ha bir de sabırlılar ha! Vallahi biz o kadar sabırlı değiliz.

İşte böyle sevgili kardeşim Ahmet. Mektubumu bitirirken gözlerinden öper, memlekete Katar Katara yatırımlarını bekler, işin yoksa da bir ara benim yerime tez yazıp yollamanı dilerim. Kabul edilirse de makam mevki için yine yazarım. Yengeme selam.

Not: Şahısların gerçeklikle tamamen ilgisi olup, kurgu bir ülkenin yaşadıklarından esinlenilmiştir. ‘Bunlar’ denilen beklemede olanlar ise bunca yaşatılmışlığa karşı, evet direnme gücünü ve umudunu kaybetmeyen ama birlikte mücadele etme konusunda hala ‘ama’ları olan bizleriz kuşkusuz!

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Memê Alan'ın göğün yedinci katında aradığı Zîn'e sevdası
Sonraki Haber
Chomsky: Rojava'nın varlığı mucizedir, tüm dünya bunu görmeli