Ana SayfaEğitimBoğaziçi direnişinde ne oluyor, kim ne diyor?

Boğaziçi direnişinde ne oluyor, kim ne diyor?

HABER MERKEZİ – Boğaziçi Üniversitesi’ne kurum dışından rektörlüğe Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanmasının ardından 4 Ocak’ta başlayan protestolar sürüyor. Eylemlerde gözaltına alınanların büyük bir çoğunluğu serbest bırakılırken, birçok öğrenci ev hapsine alındı, bazıları ise tutuklandı. ABD’li düşünür Noam Chomsky, gönderdiği mesajında öğrencilerin direnişini ‘cesur ve onurlu’ bulduğunu dile getirdi. Günün öne çıkan gelişmeleri sayfamızda.

 


Gençlik Komiteleri’nden gözaltındaki öğrencilerle dayanışma çağrısı: #BizDeOrdaydık

2 Şubat Salı günü İstanbul Kadıköy’deki Boğaziçi direnişine destek eyleminde gözaltına alınan ve aynı gün serbest bırakıldıktan sonra evi basılarak tekrar gözaltına alınan Yunus Emre Karaca ve dört öğrenci dört gündür gözaltında tutuluyor.

1 Şubat Pazartesi Boğaziçi Dayanışması’nın saat 17.00’da, Kampüsün Güney Kapısı önünde yapılacak eylem çağrısı üzerine eyleme katılan Gençlik Komiteleri üyesi ve Marmara Üniversitesi öğrencisi Yunus Emre Karaca saat 17.20 sularında eyleme katılan pek çok öğrenci gibi gözaltına alınmış ve Salı günü sabaha karşı ifadeleri alındıktan sonra 108 kişi ile birlikte serbest bırakılmıştı.

Salı akşamı gözaltılara ve tutuklamalara karşı Kadıköy’de gerçekleştirilen dayanışma eyleminde polis tarafından yeniden gözaltına alınan Yunus Emre Karaca, Çarşamba sabahı ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Ancak henüz daha 24 saat geçmeden aralarında Yunus Emre Karaca’nın da bulunduğu sekiz öğrencinin evleri basıldı, Karaca dahil beş öğrenci tekrar gözaltına alındı. Evlerinde bulunamayan dört öğrenci hakında ise yakalama kararı çıkarıldı.

Yunus Emre Karaca ve diğer öğrencilerin “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “polise mukavemet ve kamu malına zarar” gerekçesiyle gözaltına alındığı belirtildi.

Beş öğrenci, savcılığın ek gözaltı istemesi sonucu hala gözaltında.

Uzun gözaltı süresine dikkat çekmek amacıyla açıklama yapan Gençlik Komiteleri, arkadaşlarının günlerdir gözaltında olduğunu, temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını, almaları gereken ilaçların avukatı tarafından polislere teslim edilmesine rağmen ilaçların geciktirilerek verildiğini ve arkadaşlarının kanunsuz sorguya zorlandığını ifade ederek gözaltında bulunan arkadaşlarının temel ihtiyaçlarının karşılanmasını istedi.

Gençlik Komiteleri tutuklamalara karşı tüm kamuoyuna, avukatlara ve milletvekilerine dayanışma çağrısında bulundu.

Ayrıca Gençlik Komiteleri, Twitter üzerinden “#BizDeOradaydık” etiketiyle çağrılarını kampanyaya dönüştürdü.


Twitter’dan Soylu’nun iki paylaşımına daha kısıtlama

Twitter, İçişleri Bakanı Soylu’nun ‘nefret davranışı hakkındaki kuralları’ ve ‘taciz içeren davranış hakkındaki kuralları’ ihlal ettiği gerekçesiyle iki tweet’ini daha kısıtladı.


Adana ve İzmir’de Boğaziçi eylemlerine müdahale: En az 36 gözaltı 

Fotoğraf: MA

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine destek vermek için Atatürk Parkı’nda yapılmak istenen açıklamaya izin verilmedi.

Yasağa gerekçe olarak Adana Valiliği’nin 15 günlük yasak kararı gösterildi.

Yasak kararının ardından basın açıklaması için Eğitim Sen önüne gelen 10 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar sağlık kontrolü için Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.

Yasağa rağmen Eğitim Sen önünde yapılan basın açıklamasına KESK, Adana Tabip Odası, Adana Barosu, TMMOB, Çukurova Öğretim elemanları Derneği katıldı.

Basın açıklamasını okuyan KESK Dönem Sözcüsü Hüseyin Kaya, yasaklamanın hukuki olmadığını belirterek gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi.

Mezopotamya Ajansı’nın (MA) haberine göre, açıklamanın ardından Adana Barosu avukatları Adana Emniyeti’ne giderken, polis hem Eğitim Sen binası hem de HDP Adana İl Örgütü binasını ablukaya aldı.

Polisin binaya giriş ve çıkışlara, “kamu düzeni” gerekçesiyle izin vermemesi bina girişinde bekleyen partililer tarafından tencere ve tavalara vurularak protesto edildi. Yapılan görüşmeler ardından partililerin çıkışlarına izin verildi.

İzmir’de de müdahale

İzmir Üniversitesi Dayanışması’nın Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ile dayanışma göstermek amacıyla Alsancak Türkan Saylan kültür Merkezi önünde yapmak istediği açıklamaya da polis izin vermedi.

Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin etrafını saran polisler giriş ve çıkışlarda Genel Bilgi Toplama (GBT) sistemine tabi tuttu.

Burada yürüyüşe izin vermeyen polis en az 26 kişiyi gözaltına aldı.


Ankara’daki Boğaziçi eylemine polis müdahalesi: Gözaltılar var

Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine destek vermek için Çankaya Belediyesi önünde basın açıklaması yapmak istedi.

Belediye önüne “Başımız dik kazanıyoruz” dövizleriyle geçmek isteyen gruba polis, pandemi gerekçesini öne sürerek izin vermedi

Belediye önüne gitmekte kararlı olan gruba, polis Yüksel Caddesi’nde plastik mermi ve biber gazıyla müdahale etti.

Polisin en az 30 kişiyi gözaltına aldığı bildirildi.


ODTÜ’lü akademisyenlerinden Boğaziçi’ne destek eylemi

ODTÜ’lü akademisyenler, Boğaziçi Üniversitesi direnişine destek ve eylemlerdeki polis şiddetine ilişkin Fizik Bölümü önünde açıklama yaptı.

Yüzlerce akademisyenin katıldığı açıklamada, “Öğrencime dokunma” yazılı döviz taşındı.

İtirazlarını yükselten tüm öğrencilerle gurur duyduklarını belirten akademisyenlerin yaptıkları açıklama şöyle:

“Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör atamasına karşı temel, evrensel, özerk, demokratik üniversite geleneklerini ve akademik ilkelerini savunan tüm Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin haklı itirazlarına katılıyoruz. Onları sonuna kadar destekliyoruz. Bu gelenek ve ilkeleri savunan üniversite öğrencileriyle gurur duyuyoruz.”

“Evrensel hukuk ilkeleri gereği Anayasal güvence altına alınmış olan ifade ve protesto özgürlükleri kullanmak isteyen bu öğrenciler, polis şiddetine maruz kalmaktadır. Kendilerine yönelik baskı ve şiddet son bulmalı, bu süreçte gözaltına alınan ve tutuklanan herkes derhal serbest bırakılmalı. ODTÜ öğretim elemanları olarak; üniversitelerin akademik, idari ve mali özerkliğe sahip ve bu özerklik sonucu topluma hesap veren demokratik kurumlar olması gerektiğini düşünüyoruz. Üniversitelerin dışarıdan herhangi bir baskıya maruz bırakılmaması toplumsal refah açısından önemlidir.”

“Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik usullerle seçilmiş kurumlarda kalması, yöneticilerin ise bunların uygulayıcısı olması özerklik için gereklidir. Tüm akademik bilim yöneticilerinin seçimle belirlenmesi de bu özerkliğin ve hesap verebilirliğin diğer bir teminatıdır. Ülkemizdeki tüm üniversitelerde rektörlerin ve diğer yöneticilerin seçimle iş başına gelmesi bu açıdan çok önemlidir.”

“Yaşadığımız sorun sadece Boğaziçi Üniversitesi’nin değil, tüm Türkiye üniversitelerinin ve olası olumsuz sonuçları açısından Türkiye’nin sorunudur. ODTÜ öğretim elemanları olarak Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan ve özerk, demokratik üniversite ilkesine zarar veren gelişmeleri kaygıyla izlediğimizi, bu ilkenin savunulmasının toplumsal bir sorumluluk olduğunu ve bu nedenle bu sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”


Chomsky’den Boğaziçi mesajı

Boğaziçi direnişi genişleyerek sürerken, öğrencilere destek mesajları da gelmeye devam ediyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nin küresel ortağı olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (Massachusetts Institute of Technology; MIT) çalışmalarını sürdüren ABD’li dilbilimci ve düşünür Noam Chomsky, öğrencilerin direnişini cesur ve onurlu bulduğunu dile getirdi.

Konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Berna Kişin’e konuşan Chomsky, iktidarın öğrencilere “terörist” diyerek hedef almasını ise “saygısızlık ve saçmalık” olarak tanımladı.

Chomsky, “Erdoğan hükümetinin ayrıştırıcı dili ve baskıcı rejiminin karşısında direniş ve eylem sürmeye devam edecektir. Bu saçmalığa bir an önce son verilmesi gerekiyor” dedi.

Öğrencilerin direnişine dünyanın her yerinden sahip çıkılması gerektiğini belirten Chomsky, tutuklanan öğrencilerin bir an önce serbest bırakılmasını istedi.

Öğrencilerin Boğaziçi’nde sürdürdüğü direnişi cesur ve onurlu buluyorum. Cumhurbaşkanı ve İçişleri bakanının öğrencilere ‘terörist’ demesini saçmalık ve tuhaf olduğunu düşünüyorum. Erdoğan’ın baskıcı rejimi ve ayrıştırıcı dili devam ettikçe bu direnişlerin artacağını söyleyebilirim. Hükümet güçlerine karşı alınan aktif protestolar uluslararası alanda ses getirmeli ve sahip çıkılmalı.


Ahmet Şık hakkında soruşturma

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık hakkında Boğaziçi protestolarıyla ilgili paylaşımlarını gerekçe göstererek “Suç işlemek için alenen tahrik” suçundan soruşturma başlattı.


Boğaziçili akademisyen ve öğrencilerin protestoları sürüyor

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın atadığı Rektör Melih Bulu’ya karşı eylemleri dün de devam etti.

Boğaziçili akademisyenler bir kez daha Güney Meydan’da rektörlüğe sırtlarını dönerek tepkilerini dile getirdi.

Öğretim üyelerine destek veren öğrenciler de polis ve özel güvenlik baskısının kaldırılmasını, kayyum düzenine son verilmesini ve tüm üniversite bileşenlerinin katılacağı demokratik seçimler yapılmasını istedi.

Akademisyenlerin protestosuna Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) de katıldı.

Açılan pankartta, “Öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin yanındayız. Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” denildi.

Öte yandan Boğaziçili öğrenciler, “kayyumluk” adını verdikleri rektörlük binası önünde, özel güvenlikler eşliğinde makam aracına binen Melih Bulu’yu “Utan” diyerek tepki gösterdi.


Kadıköy’deki eylemde gözaltına alınanlardan ikisi tutuklandı

Fotoğraf: Sedat Suna/EPA

2 Şubat Salı günü İstanbul Kadıköy’de Boğaziçi direnişine destek için bir araya gelenler, polisin sert müdahalesiyle karşılaşmıştı. Müdahalede gözaltına alınanların büyük bir kısmı serbest bırakılmıştı.

Ancak gözaltına alınanlardan 23’ü emniyetteki işlemlerin ardından Kartal’daki İstanbul Adliyesi’ne götürülmüştü.

Dün savcılıkta ifadeleri alınan 23 kişiden 10’u tutuklamaya, 13’ü ise adli kontrol şartıyla hakimliğe sevk edilmişti.

Sulh Ceza Hakimliği, 11 kişi hakkında “ev hapsi”, dokuz kişi hakkında “yurt dışına çıkış” yasağı ve bir kişi hakkında da adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına hükmetti.

Mahkeme, Şilan Delipalta ve Anıl Akyüz hakkında ise “2911 sayılı Toplantı Ve Gösteri Kanununa Muhalefet Etmek” gerekçesiyle tutuklama kararı verdi.

Anıl Akyüz ise verdiği mesajında “Bu zamana kadar başımızı eğmedik, bundan sonra da eğmeyeceğiz. Ne içeride, ne dışarıda” ifadelerini kullandı.

29 Ocak Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen ve Melih Bulu’nun rektörlüğe atanmasına karşı başlatılan protestoların bir parçası olan sergi etkinliğinin ardından üniversite öğrencilerine yönelik gözaltı operasyonu gerçekleşmişti.

Gözaltına alınan beş öğrenciden dördü yapılan savcılık sorgularının ardından mahkemeye sevk edilmişti. İki öğrenci “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlamasıyla tutuklanmış, diğer iki öğrenci için ise ev hapsi kararı verilmişti.

Böylece Boğaziçi protestolarında tutuklananların sayısı dörde yükseldi.


Boğaziçili öğrenicilerin talepleri neler?

Fotoğraf: Sedat Suna/EPA

Eylemlerinde kararlı olduklarını vurgulayan üniversite öğrencilerinin talepleri şöyle:

  • Gözaltına alınan, tutuklanan veya ev hapsinde tutulan tüm öğrencilerin derhal serbest bırakılması
  • Boğaziçi Üniversitesi’ni abluka altına alan polislerin geri çekilmesi
  • Başta Melih Bulu olmak üzere tüm ‘kayyum rektörler’ün derhal istifa etmesi
  • Rektörlük seçimlerinin, üniversitelerin tüm bileşenlerinin katılımıyla yapılması



Önceki Haber
Covid-19: Küresel salgında vaka sayısı 105 milyonu aştı
Sonraki Haber
Oyuncu Christopher Plummer hayatını kaybetti