Ana SayfaGüncelCHP’li Özel: İstenseydi rehineler kurtarılabilirdi

CHP’li Özel: İstenseydi rehineler kurtarılabilirdi

HABER MERKEZİ – Gare operasyonunda 13 kişinin hayatını kaybetmesinde hükümetin sorumluluğuna dikkat çeken CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, operasyonun yapılma biçimine de eleştiriler getirerek, “Rehineleri bu özensizlikle mi kurtaracaksınız?” diye sordu.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Gare operasyonundan muhalefetin tutumuna, CHP’ye yapılan bilgilendirme ziyaretinden çıplak arama tartışmalarına kadar siyaset gündeminin sıcak başlıklarını yeniden tv’de Ayşegül Doğan’a değerlendirdi.

Özel, Gare’de çoğu asker ve polis 13 kişinin yaşamını yitirmesiyle ilgili konuşurken, geçmişteki benzer olaylarda bir şekilde diyalog kurularak, sivil toplum örgütlerinin katkısı ve zaman zaman da siyasetin müdahalesiyle başarılı örnekler olduğunu hatırlattı.

CHP’li Özel, “Bir askerimizin, kamu görevlisinin veya sivil vatandaşımızın terör örgütünün elinden alınmasına aracılık ettiği için kimse ‘hain’ ilan edilmemişti. Dönemin başbakanları ‘biz terör örgütüyle görüşmeyiz, müzakere etmeyiz, bu onu tanımaktır’ falan dememişlerdi. Bütün dünyada bunlar yaşanır, aracılık edenler, bu konuda diplomasi yapmak isteyenler olur, onlara imkân tanınır ve eğer alıkonulanlar serbest kalırlarsa, sağ salim ailelerinin yanına dönerlerse bu da en başta o devletin başarısı olur” diyerek, son yaşananlarda hükümetin sorumluluğuna dikkat çekti:

Devleti yönetenler, bakanlar bu konuda istekli değillerdi. Bu ailelerin gelip, CHP ve HDP’yle görüşüp, ama AKP ve MHP’den randevu alamadıkları için AKP grubunun kapısında kalıp döndüklerine dair televizyon haberleri var. Bu kadar net. Burada istekli, gayretli davranmadılar. Süreci iyi yönetmedi Türkiye bu sefer.

İktidarda bulunanların bu konuda ilgili sivil toplum kuruluşlarına randevu vermeleri, ailelerle görüşmeleri gerekiyor. Bu süreçte tabi karşı tarafın da bir talebi olacaktır. O talep neyse onu da devletin kendi mahremiyeti içinde çözmesi gerekiyor. İşin o kısmının detaylarına hâkim değilim.

Devlet bu ailelerle görüşme konusunda bile gerekeni yapmadı, yeterince bu ailelere ilgi göstermedi. Bugün söylenenlerin gerçek olmadığını herkes biliyor. Ama onun ötesinde, örneğin İHD, TİHV veya siyasi partiler de bu konuda pek bir şey istemedi, çabalara olanak tanınmadı çok fazla. İktidar partisi o kadar sık ‘vatan haini’ ve ‘terörist’ üretiyor ki, bu nedenle son yıllarda bu konuda normal şartlarda gayretli olabileceklerin de eskisi kadar gayretli olmadıklarını görüyoruz. Belki bir takım dernek ve vakıflar ‘biz böyle çabalara girersek bize de mi kayyum atarlar, bizim de mi üzerimize gelirler’ diye düşünerek, normalde sarf etmeleri gereken gayretin tamamını gösterememiş olabilirler. Bunu belki muhalefet partileri için de düşünmek mümkün. Bu konuda atılabilecek her adım için ‘bunlar terör örgütünün maşası, terör örgütüyle birlikteler’ falan diye söylenilirse bütün diyalog noktası kapatılmış oluyor.

“Gönderilen timin 13 kişiyi canlı kurtarmasını beklemek mümkün değil”

Operasyonun yapılma biçimine de eleştiriler getiren Özel, “Rehineleri bu özensizlikle mi kurtaracaksınız?” diye sordu ve operasyona katılan ekiplere dikkat çekti:

Türkiye’nin çok iyi timleri olduğu söyleniyor, ama o timlerden yararlanılmadı. Örneğin oraya giden timde müzakereci yoktu, psikolog yoktu, böylesine ciddi bir rehine operasyonunu yönetecek eğitimde kimse yoktu. Oraya giden tim savaşmak üzerine, terör operasyonu yapmak üzerine eğitilmiş bir timdi. O timden 13 kişiyi canlı kurtarmasını beklemek de çok mümkün bir şey değildi açıkçası.

“Bilgilendirme CHP’ye çerçeve çizemez”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun operasyonun ardından CHP’ye ziyaretini de anlatan Özel, şunları kaydetti:

O ziyarette bakanların çerçevesi, bir operasyonun yapıldığı, bu operasyonun başladığı sırada silahlı kuvvetlerin karşı koyan unsurlara ateş açtığı, ancak hayatını kaybeden 13 kişinin bu çatışma sırasında hayatlarını kaybetmediği yönündeydi. Onların PKK tarafından infaz edildiğine yönelik bir takım fotoğraflar, otopsi sonuçları üzerinden bunu anlattılar. Ve bunun dünyaya anlatılması sırasında da muhalefetin önceden bilgilendirilmiş olmasının önemli olduğunun altını çizdiler. Kamuoyunun bildiğinin dışında CHP’ye verilmiş, işin akışını değiştirecek bir bilgi olmadığını söylemekle yetineyim.

“Bilgilendirmenin yapılmış olması CHP’nin grup toplantısına bir çerçeve çizemez, CHP’nin yapacağı siyasete de bir istikamet belirleyemez” diyen Özel, ziyareti gerçekleştirenleri “Erdoğan tarafından yollanmış iki bürokrat, teknokrat, atanmış” olarak niteledi ve “Onlar (bize) öyle davrandılar ve öyle de muamele gördüler” dedi.

“Devlet tarafında katılık vardı, sorun buradan kaynaklanıyor”

“Benim şahsi kanaatim, bu 13 evladımızın kurtarılması ve sağ salim evlerine gelmesiyle ilgili devletin tarafında bir katılık vardı ve sorun buradan kaynaklanıyor” şeklindeki görüşünü yineleyen Özel, 31 Mart seçimlerinde AKP’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “kapısını çaldığını” savundu. Özel, “13 kişinin canı ortadayken neden böyle bir görüşmeyi ve mektubu 13 kişinin hayatını kurtarmak için yapmadınız?” diye sordu.

Özel, “Devlet gidiyor, 13 kişiyi kurtarmak için operasyon yapıyor, bu 13 kişinin 13’ü de ölüyor, üstüne 3 tane daha güvenlik görevlisi şehit oluyor. Yani ortada 16 kayıp var, kurtarabildiğiniz tek bir rehine yok. Peki, bu rehine kurtarma operasyonu başarılı mı? Hayır, değil” diye belirtti.

“Muhalefet durması gereken yerde sapasağlam durdu”

Özel, bu süreçte muhalefetin tutumunu ise şöyle anlattı:

Kendi başarısızlıklarını muhalefeti suçlayarak örtmek istediler, ama kamuoyu buna teslim olmadı. Bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. Muhalefet partileri de durmaları gereken yerde sapasağlam durdular. Eleştirilerini getirdiler. Kamuoyu da faturayı kesmesi gereken yere kesti. Ama ilk başta sanki Gare operasyonu başarılıymış, muhalefet de buna karşı kötü davranıyormuş, suçluymuş gibi bir operasyon yürüttüler, ama bunun başarılı olmadığını görüyoruz.

“Muhalefetin bir itiraz ve genel teslim olmama hali var” diye devam eden Özel, “Parti devleti anlayışına karşı bütün muhalefet partilerinin etkin, net ve ortak bir duruşu var. Bundan çıkış için de ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ diyor muhalefet partileri” dedi.

Kaçırılma ve çıplak arama

Son kaçırılma vakalarını da değerlendiren Özel, “Kendine kamu görevlisi süsü veren paramiliter güçler varsa bu büyük sorun” dedi ve İstanbul’da Gökhan Güneş’in sokak ortasından kaçırılıp daha sonra bırakılmasına dikkat çekerek, “Devlet böyle bir şeye nasıl sessiz kalır, yol verir, imkân tanır?” diye sordu.

Özel, “Hukukun askıda olduğu, devletin hukuktan uzaklaştığı yerde mafyanın önü açılıyor ya da devlet mafyayı kullanabiliyor ya da devlet mafyalaşabiliyor. Hangisi olursa olsun, birbirinden kötü” dedi.

Özel, çıplak arama tartışmaları için ise şunları söyledi:

Türkiye cezaevlerinde bir çıplak arama sorunu var. İki yönüyle var: cezaevine ilk girildiğinde, nakiller sırasında ve mahkeme gidiş gelişlerinde var; bir de mahkûmun yakınları için var. Bu da ilki kadar trajiktir. Oğlunu görmeye gelmiş yaşlı bir annenin çıplak aramaya tabi tutulduğunda yaşadığı travmayı siz düşünün.


‘Ayşegül Doğan Soruyor’ programına konuk olan Özgür Özel’in söyleşisinin tamamını aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsiniz.




Önceki Haber
TÜİK işsizlik verilerinde 'revizyona' gidiyor
Sonraki Haber
Azınlığın çoğunluğa galibiyeti?