Ana SayfaDünya1 yıllık Covid-19 raporu: Önlemler yetersiz, süreç şeffaf değil, vakalar artışta

1 yıllık Covid-19 raporu: Önlemler yetersiz, süreç şeffaf değil, vakalar artışta

HABER MERKEZİ – TTB Covid-19 İzleme Kurulu, Türkiye’de ilk ‘Corona’ vakasının tespit edilmesinden bu yana geçen 1 yıllık sürece dair raporunu açıkladı. TTB yöneticileri, sürecin hükümet tarafından şeffaf ve etkin yürütülmediğini vurguladı. TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut da dünya genelinde toplam 380 bin sağlık çalışanının yaşamını yitirdiğini söyledi.

Türk Tabipleri Birliği (TBB) Covid-19 İzleme Kurulu, Türkiye’de ilk vakanın 11 Mart 20120’de resmi olarak açıklanmasından bu yana geçen 1 yıllık süreci online düzenlediği toplantıda değerlendirdi.

Burada değerlendirme raporunu TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut açıkladı.

Bulut, bir yılı bitirirken 192 ülkede, 117 milyon 764 bin 619 kişinin hastalığa yakalandığını, 2 milyon 613 bin 743 kişinin de yaşamını yitirdiğini ifade etti.

‘Alınan önlemler yetersizdi’

Türkiye’de ise 1 yıl içerisinde 2 milyon 800 bin vaka tespit edildiğini, 29 bin 160 yurttaşın ise yaşamını yitirdiğini paylaşan Bulut, alınması gereken önlemlerde baştan beri geç kalındığını vurguladı.

12 Şubat’ta yerli kit oluşturuldu ve bu kitlerin kullanılması mecbur oldu. Kit sayıları öncelikle 3 bin 4 bin testlerle daha sonra 240 merkeze ulaşarak çoğaldı. Türkiye’deki temel hatalardan biri çok az sayıda testle tarama yapıldığı için pozitif kişiler sistemden kaçtı ve izole edilemedikleri için de hastalığın boyutları yükseldi. Daha sonra 2 Mart’ta yeni Corona virüsü için tanı testlerinin yaygınlaştırılması gerekildiği belirlendi. 3 bin 4 binlik kitlerle bu işin başarılı olamayacağı belliydi.

Türkiye’de ilk vakanın 11 Mart tarihinde açıklandığını belirten Bulut, “Vakalar açıklandıktan sonra, Cumhurbaşkanı ‘Hiçbir virüs bizim tedbirlerimizden güçlü değildir’ dedi ve ardından 17 Mart’ta ilk ölüm vakaları açıklandı. Bu açıklanan sayıların da şeffaf olmadıklarını daha sonra öğrendik” dedi.

‘380 bin sağlık çalışanı yaşamını yitirdi’

Gerekli önlemler alınamadığı için 16 Mart’ta okulların kapatıldığını kaydeden Bulut, “Uzaktan eğitim süreciyle birlikte eğitim alanındaki eşitsizlik ve krizlere de bu şekilde şahit olduk. Geç kalınmış ve yetersiz önlemler ile Haziran ayında 180 bin rakamını gördük” diye konuştu.

Bulut, 1 yıl içerisinde dünya genelinde 380 bin sağlık çalışanının da gerekli önlem alınmadığı için yaşamını yitirdiğini kaydetti. Bulut, “Sağlık çalışanlarının Risk Değerlendirme anketini 20 Mart tarihinde yayınladık. Bunun üzerine balkonlarda sağlık çalışanlarını alkışladılar haklarını ödeyemeyiz dediler, zaten ödemediler” ifadelerini kullandı.

22 Mart tarihinde kısmi olarak kapanmaya girildiğini ve ilk olarak 65 yaş üzeri yurttaşlara sokağa çıkma yasağının getirildiğini belirten Bulut, şunları söyledi:

Biz TTB olarak Sağlık Bakanlığı’na ‘Tanısı doğrulanmış olguların ikamet ettikleri il ve ilçelere göre yaş ve cinsiyete göre dağılımları nasıldır’ diye soru yönelttik. Fakat hiçbir zaman yaş gruplarına göre bir dağılım yayınlanmadı. Sağlık çalışanların malzemeleri hala giderilmemişti. 24 Mart’a geldiğimizde de Sağlık Bakanlığı hala dökümantasyonlar yayınlamaya devam ediyordu. Bütün uyarılara rağmen 1 Nisan tarihinde ilk meslektaşımız Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nu kaybettik.

Yaşa göre sokağa çıkma yasakları ve işçiler

3 Nisan’da 20 yaş altı yurttaşlara sokağa çıkma yasağı getirildiğini belirten Bulut, “İşçi olan 20 yaş altı sokağa çıkabiliyordu. Yani işçi olanların sağlığı önemli değildi ama çalışmayan 20 yaş altındaki yurttaşların sağlıkları için sokağa çıkması yasaklandı” diye konuştu.

Bulut, 10 Nisan günü ise ilan edilen sokağa çıkma yasağının gece saat 23.00’da duyurulduğunu hatırlatarak, “Gece 00:00’dan sonra evinde kalacak insanlarımızın panikle fırınlara, marketlere yığılmasıyla süreç başladı. Bu hastalıkta önemli bir hataydı. Sağlık Bakanlığı istifa ettiyse bile istifası kabul edilmedi” dedi.

Hastalık açısından bir diğer kritik noktanın 4 Aşamalı Normalleşme Takvimi’nin 4 Mayıs’ta açıklanması olduğuna dikkat çeken Bulut, “1 Haziran’da normalleşme kararı alındığını ve günlük vakaların binin üzerinde olduğunu öğrendik. Bu rakamların da sonradan gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı” dedi.

26 Kasım’da Çin’den “11 Aralık tarihinde 50 milyon aşı geleceğinin” duyurulması üzerinde duran Bulut, “Ancak bu aşı 31 Aralık’a kadar getirilemedi. 31 Aralık’ta gelen aşı 11 Ocaktan itibaren yurttaşlara uygulanmaya başlandı. Türkiye’de şu anda aşı çalışmaları devam ediyor” diye konuştu.

Bulut, son olarak 27 Şubat itibariyle normalleşme kararıyla beraber vakaların artmaya başladığını kaydetti.

‘Süreç şeffaf yürütülemedi’

Raporun ardından söz alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Covid-19 hastalığının etkisini değerlendirebilmek için olguların saptanması ve tedavisinin yapılması, hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek, yaşam kalitesine ilişkin veriler ve göstergelerin şeffaf bir şekilde yayınlanması gerektiğini söyledi ve sürecin şeffaf yürütülemediğini vurguladı.

Sağlık çalışanları ve hekimlerin yüzde 91 oranla sorunlara çözüm üretilebileceğini düşündüğünü ifade eden Financı, “Öncelikle sağlık sisteminde düzenleme yapılması gerektiğini söylüyorlar. Bizim temel önerimiz veri şeffaflığı veriler şeffaf olmadığında bir sonuca ulaşabileceğine inanmıyoruz” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Esin Şenol ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Bütün 1 yıl içinde yapılan toplantı ve basın açıklamalarına baktığımızda sanki bir bilim kurgu filminin karesine düşmüşüz ve çok bol miktarda laf ve gaf var dediğimiz bir süreç geçirmişiz. Aşıların bugün geldiği nokta itibariyle aşıların doğru yapılabilmesi koşuluyla sağlıkta büyük bir yol alabileceğimizi gösteriyor bize. Aşı önümüzde önemli bir umut olarak duruyor. Aşı ile toplum arasında önemli bir strateji var. Bu stratejinin doğru kurgulanabilmesi önümüzdeki kritik dönemde en önemli silahımız.

Şenol, en acil ihtiyacın aşılama trafiğini ve grafiğini bilmek olduğunun altını çizdi.


Mezopotamya Ajansı



Önceki Haber
Newroz programı yarın Diyarbakır'da açıklanacak
Sonraki Haber
Bilim Kurulu üyesi: Salgında 3'üncü piki yaşamak üzereyiz